Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Changbin'in Felix'in evinde bir nevi yakalanmasıyla içeri geçtiklerinde ortam bir süre garip bir sessizliğe bürünmüş, sonra ikisi aralarındaki ilişkiyi açıklayarak gerginliğe değil belki ama bu garip sessizliğe bir son vermişlerdi.
aralarındaki ilişki birkaç kez öpüşmek ve kızgınlıklarını beraber geçirmekten ileri geçmemişti. şimdilik ciddi değillerdi yani, cinsel bir çekim vardı sadece aralarında.
söylediklerine göre Changbin kendisini mental açıdan pek iyi hissetmediğinden Felix'e gelmişti. böyle şeyleri pek paylaşmazlardı ama o an gidebileceği tek kişi oymuş gibi hissetmişti. yakın arkadaşının dertleşmek istediğinde tercihlerinden biri olmadığı için Minho hem içerlemiş, hem de ona kızmıştı.
Changbin, Jisung'la vakit geçirmesini istediğinden, onları rahatsız etmek istemediğinden söz edince Minho'nun yeni hedefi kendisi oldu. onu böyle hissettirmesi kendi suçuydu. hem Jisung'a hem de arkadaşına yeterli zamanı ve ilgiyi göstermeliydi. yoksa her ikisiyle de arasında olan ilişkinin bir anlamı yoktu.
Jisung da aynı zamanda şaşırmıştı. birbirlerine olan çekimleri kendisi tarafından fark edilmiş olsa da, her şeyini ilk söylediği arkadaşının böyle bir şeyi ağzından tabiri caizse cımbızla alması onu kırmıştı.
yani ortada kırgın birer Minho ve Jisung vardı.
fakat en sonunda, Changbin ve Felix arkadaşlarının gönlünü almayı başardıktan sonra, sıra Jisung'un başına gelen talihsiz olay ve Minho'nun kavgaya girişmesi olmuştu. şimdi bir düşününce, Minho Jisung için sürekli canını tehlikeye atıp kavga ediyordu. Changbin arkadaşının birini bu kadar korumak istemesine, Felix de Jisung'un geçirdiği anksiyete krizinin hem daha da kötüleşmemesine şaşırıyor, hem de seviniyordu. o anda ikisi de birbirlerini sakinleştirmişti aslında.
artık geç olduğundan geceyi Felixlerin evinde geçirmeye karar vermişlerdi hepsi. Felix'in Changbin'le olan ilişkisinde de bir fark yaratabilirdi bu. Jisung meraklanıyordu.
Jisung ve Felix aç olmadıklarına kanaat getirdiklerinden brownie yapmaya karar vermişlerdi. ne de olsa ustası buradaydı. ikisi de fırının önüne çömelmiş, yaptıkları browni'nin olmasını beklerken Felix aniden Jisung'un koluna vurdu. ikisi arasında bir alışkanlık gibi bir şey olmuştu artık bu.
"sen de Minho'yla iyice yakınlaştın ha, fark etmedim sanma. gittiğimden haberin bile olmadı!"
"ya," ağlamaklı şekilde konuşup yüzünü elleri arasına aldı. bu sıralar düşündükçe bile mutlu oluyordu çünkü. ilişkilerinin sağlıklı ve yavaş(?) ilerlediğini hissediyordu. bu kimi mutlu etmezdi ki?
