Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"jisung! hazır mısın?" telefonu omzuyla yanağı arasına yaslamış, birkaç tişörtü çantasına tıkıştırırken telefondaki felix'e cevap vermeye çalıştı jisung. okulun ayarladığı o kampa sonunda gideceklerdi ve bunun için oldukça heyecanlıydı. izin alması zor olmamıştı, zaten "evinde" onu umursayan pek de kimse yoktu. gülümsedi, arkadaşı kendinden bile heyecanlıydı.
"birkaç bir şeyim kaldı, geç kalmayacağım merak etme."
telefonu sıkıştırdığı yerden çekip makyaj masasına koydu ve hoparlörü açtı. sandalyesine oturdu ve tırnaklarını oldukça koyu bir maviyle boyamaya başladı. bu sırada felix'in söylenmelerini dinliyordu ayrıca. "hele bi geç kal bak ne yapıyorum ben seni."
"tamam tamam, kalmayacağım dedim ya."
"ne yapıyorsun peki şu an?"
"hiiiç, küçük hazırlıklar işte."
"kapat, görüntülü arıyorum."
"dur-" jisung'u dinlemeden kapattığında derin bir nefes verdi jisung. tam da oje sürdüğü için açamayacağını söyleyecekti oysa. telefon çalmaya başlayıp ekranda kendi yüzünü gördüğünde ojelerini bozmamaya çalışarak aramayı yanıtladı. şimdi aramaya felix de eklenmişti ve küçük bölmede gıdığıyla birlikte kendi yüzünün bir kısmını da görebiliyordu jisung.
"düz bir şekilde telefonu bir yere sabitle bakayım."
"of felix, şimdi geç kalacağım ama."
"jisung!"
"iyi tamam ya..." telefonu parmaklarının yardımıyla masanın ucuna kadar sürükledi ve baş parmağıyla destekleyip eline tamamen aldı.
ojeleriniz kurumadıysa düz bir zeminden bir şeyler almanın en iyi şekliydi bu.
telefonu duvara doğru dayadığında yüzü ve vücudunun göğsünün altına kadar olan kısmı dışında yerdeki kapağı açık valizin küçük bir kısmı, ve duvarındaki kendi çizdiği küçüklü büyüklü resimler gözüküyordu. valizi görünce asıl amacını unuttu ve konuşmaya başladı felix.
"ay, bakayım neler almışsın."
jisung son dakika bile oje sürdüğünü belli etmemek için binbir takla atarken elindeki telefonuyla bir ayaklandı ve küçük boyuttaki valizin önüne çöktü. kamerayı çevirip aldıklarını göstermeye çalışırken gözü duvarda asılı olan saate kaydı, daha 30 dakikası vardı. sonrasında okulun servisi gelip onu alacak ve okula götürecekti, diğer kampa katılım sağlayacak öğrencilere yaptığı ve yapacağı gibi.
yaz tatilinde okulda bulunmak garip hissetirecekti emindi. katılacak onca kişiyi düşününce arkadaşlarını ve minho'yu zorluk yaşamadan bulabilmeyi umuyordu.