9. Bölüm fotoğtaf

184 17 3
                                    

Bir gün adamın çocuğu yüksek bir mertebeye
Ulaşır ve babası onu ziyarete gider. Güzel bir huhabbetten sonra babası kalkar ayağa
Oğlunun yanına gider ve elini oğlunun omzuna koyarak der ki:
-oğlum sen mi güçlüsün ben mi?
-Ben baba
Adam bir daha sorar.
-oğlum sen mi güçlü ben mi?
-Ben baba
Adam sinirlenir ve makamı terk etmek ister çıkmadan önce kapıdayken döner ve tekrar sorar:
-oğlum sen mi güçlüsün ben mi?
-sen baba
Der oğlan bu sefer.
Babası az önce neden aksini söylediğini sorar ve
Oğlan der ki:
-Sen başta soruyu sorarken elini omzuma koydun
ve ben kendimi dünyanın en güçlü insanı gibi hissetim.
Ama çıkarken elin omzumda değildi kendimi dünyanın en zayıf insanı gibi hissetim baba.
.
.
.
.
Bir yerde okumuştum bu satırları, içim de bir yer kırıldı ama göz yaşı dökmedim.

Babasız büyümüş bir kız güçlü kalmayı çoktan öğrenmiştir.

Güçlü kalmayı hayat o kıza öğretmiştir zaten.

Sabah Seher hocayı, o odadan çıktıktan sonra hiç görmedim.
Şuan evde oturmuş, hiç bir şey düşünmemek için, kitap okuyorum.

Roman okumayı çok severim, elimdeki kitabı annemlerin odasında buldum. annem'den izinsiz aldığım için geri koyacaktım, ama annem ne diyebilir ki bana, diye düşünüp aldım kitabı.

Şuan kitabın 26. Sayfasındayım çok güzel sözler var kitapta okurken içim rahatlıyor.
Mesela bir sayfasında şöyle diyor:

"Provası yoktur hayatın.
Ne yeniden yaşamak mümkün,
Ne de yaşadıklarını silebilmek.
Önemli olan, ilk defa değil son
Defa sevebilmek."
-Oğuz Atay-

Bu sözler aklıma şu satırları getirdi

"Bazen insan bir kitapta
Kendisinin de aklından geçmiş
Bir fikre rast gelir ki bu, en ince
Hissinizi anlatıyor sanırsınız."
-Gustave Flaubert-

Sizde'de hiç oldumu hu his?
Ben çok yaşadım kitabın ortasında ağlamaya başladığım zamanlar da oldu

İnsanı hayat yormuyor, hayatın içindekiler yoruyor.

Kitabın başka sayfasını çevirdiğimde kitaptan, bir kağıt yere düştü, düşen kağıdı alıp ön tarafını çevirdiğimde küçük, hafif sarışın bir çocuk gördüm. Çocuğun sağ tarafında, bir kadın var.
Kadın anneme çok benziyor, hatta aynısı sadice gençlik hali gibi
Fotoğrafı dikkatli inceleyince mutfakta olduklarını anladım. Tezgahın üstünde kırmızı bir leke gibi bir şey var onu tam anlayamadım.
Aslında anneme benzeyen kadına ve hafif sarışın çocuğa bakınca ikisininde kameraya değil de, mutfağın sağ tarafında kalan alana baktıklarını fark ettim. Ama mutfağın diğer alanı fotoğrafta çıkmamış, Ne tuhaf ki kimse kameraya bakmadığı halde fotoğraf çekilmiş.

Burda bir şeyler dönüyor, ve ben hiç bir şey bilmiyorum.

Kitabın sayfalarına teker teker baktım ne başka fotoğraf var ne de bir not.

Ayağa kalkıp annemin odasına gittim tekrar belki kitabı alırken bir şeyler düşürmüşümdür diye, ama oda tertemiz.
Kitabı aldığım masanın, altına bile baktım, hiç bir şey yok.

Kafam karman çorman bu fotoğraf neden bir kitabın arasından çıkar ki, önemli bir fotoğraf olsa daha düzgün bir yere saklanırdı.

Kitap'la fotoğraf elimde iken zil çaldı, ya annem geldi yada babam ikiside benim için şüpheli, bu yüzden kitabı masaya aynı şekil bırakıp odadan çıktım ama fotoğraf benimle kalıcak hızlı adımlarla odama geçip fotoğrafı yatağımın altına koyup odamdan çıktım.
Kapıyı açtığımda annem söylenerek içeri girdi

DİARYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin