Soobin Yeonjun'a doğru dönerek "Deden mi?" diye sordu. Yeonjun arada dedesinden bahsediyordu ama kendisini götürmek isteyeceğini hiç düşünmemişti Soobin. Eğer dedesinden bir şeyler öğrenebilirse bazı yalanları ortaya çıkartabilirdi.
"Evet. Onun yanına kalmaya gitmem gerekiyordu. Seni burada yalnız bırakmak istemiyorum. O yüzden benimle gelmeni istiyorum güzelim."
Yeonjun'un bu kadar düşünceli olması Soobin'in kafasının karışmasına neden oluyordu. Özellikle ne zaman Yeonjun'un yanında olsa kalbinin hızlanmaya başlaması buna hiç yardımı olmamıştı. "Olur. Gideriz." diyerek onu onayladı.
"O zaman götüreceğimiz şeyleri hazırlamalıyız. Hadi gel." Soobin başını aşağı yukarı salladı ve Yeonjun arkasını döndüğünü anda az önce gördüğü kutuyu cebine attı. Sadece içinde düşündüğü şeyin olup olmadığına bakması lazımdı.
Şu an Yeonjun'un dediği şeyleri valizlere koymasına yardım ediyordu. Yeonjun'un "Soobin bu arada Hyuka da bizimle geliyor." demesi ile yaptığı işi bırakıp bakışlarını ona çevirdi.
Oflayarak "O gelmese olmaz mı?" diye yakınmıştı. Yeonjun kaşları çattı. "Soobin Hyuka ile anlaşmayı denesen olur mu? Neden sevmediğini cidden anlamıyorum ama Hyuka'ya karşı bu kadar tepkili olma."
"Hyung sadece ondan iyi bir enerji alamıyorum. Bilmiyorum bir gariplik var ve ben çözemedikçe böyle davranmaya başladım. Kötü davranmam merak etme ama sen de dikkatli ol lütfen."
Yeonjun başını aşağı yukarı salladığında daha fazla konuşmadan tüm hazırlıkları bitirmişlerdi. Şimdi ise uyuyacak ve gün doğar doğmaz kiraladıkları araba ile yola çıkmış olacaklardı.
•
"Hyuka jelibon yer misin?" Hyuka Soobin'in arabaya bindiklerinden itibaren kendisine iyi davranılmasının şaşkınlığını atamıyordu. Araba yolculuğunun başında en öne oturma kavgaları dışında birbirleriyle hiç tartışmamışlardı. Perilerin hiçbirine güvenecek hali olmadığı için Soobin'in davranışları her zaman ona normal gelmişti ama şimdi iyi davranıyor olması garibine gidiyordu.
"Hayır teşekkür ederim." diye kısaca Soobin'i reddetti ama Soobin "Hiçbir şey yememiş gibi duruyorsun. Almazsan seni arabadan atarım. Pardon yani ye sadece." dediğinde Yeonjun'un kahkahası ortamı doldurdu. En sonunda "Tamam yiyeceğim." demek zorunda kalmıştı.
Soobin Yeonjun'a dönerek "Hyung şarkı söyleyebilir misin? Sanırım bu araba yolcuğu beni gerdi." dediğinde Yeonjun elini Soobin'e doğru uzattı ve "Araba kullanırken söyleyebileceğimi sanmıyorum ama bir süreliğine elimi tutabilirsin istersen sarışın." dedi.
Soobin hızlıca Yeonjun'un elini tuttu. Bu sadece karnında oluşan garip hissin daha çok artmasına sebep olmuştu ama elini çekmek istemedi. O sırada Yeonjun Hyuka'ya bakarak "Hyuka'nın sesi benimkinden daha güzeldir. Sen söyler misin balım? Hem keyfimiz yerine gelir." dedi.
Hyuka o sırada ikilinin birbirine kenetlenmiş ellerine bakıyordu. İlk günden beri korktuğu o şey olmaya başlamıştı. Yeonjun üzüleceği düşüncesi bile yaralı kalbini daha da paramparça ediyordu.
Soobin'in "Taehyun'un sesi de çok güzeldi. Beomgyu ne zaman gitarını çalsa ona eşlik ederdi." demesi ile gergince bakışlarını ona çevirdi. Beomgyu isminin geçmesi bile vücudunun titremesine sebep olmuştu. Başka birinden bahsediyor olmalıydı değil mi? Sonuçta sadece bir Beomgyu yoktu.
"Hyuka iyi misin? Söylemek istemiyorsan zorunda değilsin balım."
Yeonjun'un sesi ile kendini biraz olsun topladı. "Söylerim." dedi. Söylemeye başladığında ilk başta sesinin titremesine engel olamasa bile sorunsuz bir şekilde bitirmeyi başarmıştı. Soobin bile onu o kadar çok övmüştü ki en sonunda yorulduğu için uyuyakalmıştı. Bir süre sonra o da kendini uykuya teslim etmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fairy of Shampoo, Yeonbin
FanfictionPeri Soobin'in Dünya'ya gelmesi sonucu yaşadığı ufak talihsizliği Yeonjun'un onu bulmasına neden olur.