0.2

768 126 53
                                    


"Efendim Hyuka."

"Hyung bulabildin mi?" Sandalyesini yatağına doğru çevirip yastığının üzerinde duran küçük bedene baktı.

"Buldum balım ama bana gelebilir misin?"

"Bir şey mi oldu hyung? Sesin kötüymüşsün gibi geliyor." Söz konusu Yeonjun ise Hyuka onun için her şeyi yapabilirdi.

"Endişelenecek bir şey yok. Ben iyiyim. Panik yapma sakın tamam mı? Sadece sana bir şey göstermem gerekiyor"

Hyuka'nın sakinleştiğinden emin olduktan sonra telefonu kapattı.Onun aşırı panik yapmasını istememişti. Durumu da nasıl açıklayacağını bilemediğinden gelip görmesi daha iyi olacaktı.

Sandalyeden kalkıp yatağının yanına geldi ve yastığın yanına oturdu. İlk başta şaşkınlığından dolayı tam olarak dikkatini veremediği bedeni gözleri ile incelemeye başladı. Ne kadar küçükte olsa bedenine göre uzun bacakları ve geniş omuzları vardı.

Küçüğün canının acımadığından emin olarak elini yavaşça sarı saç tutamlarına getirdi. Tam olarak hissetmese bile aşırı yumuşak olduğunu anlamıştı ama çimde yattığından dolayı saçı birazcık kirlenmiş olmalıydı. Hafif şişmiş yanakları ve kalp şeklindeki dudağıyla kusursuz bir görüntü oluşturuyordu.

Yüzündeki yaralara sahip olmaması gerektiğini düşündü Yeonjun. Öylece uyanmasını beklemek yerine görünen yaralarına pansuman yapmasının iyi olabileceğini düşündüğü için odasındaki ilk yardım kutusunu çıkardı.

Ona göre yaralar küçük olduğundan kulak çubuğuna batticon damlattı ve dikkatlice yaraya sürdü. Acımış olmalı ki daha önce duyduğu acı inlemeyi yeniden duymuştu. Onun boyutuna göre kestiği steril bantı da dikkat ederek yapıştırdı. Şu an diğer yaraları varsa onları göremediği için sadece küçük bedenin yüzüne ve kollarına yapıştırabilmişti.

Kapı zilinin çalması ile hızlıca elindeki kutuyu kapatıp kapıyı açmak adına ayağa kalktı. Dış kapıyı açtığında ona merakla bakan Hyuka ile karşılaştı.

"Hoş geldin balım." İçeriye girmesi için yana kaydı.

"Hoş buldum hyung. Ne göstereceksin? Meraktan öleceğim sanırım." Yeonjun gülümsemiş ve Hyuka'nın saçlarına elini atarak karıştırmıştı.

"Gel hadi." Odasına doğru adımlaya başladığında Hyuka da peşinden geliyordu. Kapısının önünde durdu ve derin bir nefes alarak yavaşça kapıyı açtı. İlk önce kendisi girip yatağının yanına geçtiğinde Hyuka'nın yanına gelmesini bekledi. Hyuka ilk fark edemese bile yastığın üzerinde duran şeyi sonunda fark etti.

"Hyung oyuncağın olduğunu bilmiyordum. Bu çok gerçekçi duruyor. Beni bunu göstermek için mi çağırdın?" Bakışlarını tekrardan Yeonjun'a çevirdi

Yeonjun kollarını göğsünde birleştirdi ve başını iki yana salladı. "O bir oyuncak değil Hyuka. O yaratık canlı ve nefes alıyor." Hyuka şaşırdığı için gözlerini belertmişti. Yastığın üstündeki bedene tekrardan baktı ve hayretle gözlerini gezdirdi.

"Ama bu nasıl gerçek olabilir?" Dokunma iç güdüsüne yenik düşerek elini küçük bedene uzatacakken Yeonjun tarafından engellendi.

"Yapma. Dokunduğunda canı yanıyor. Ben de bilmiyorum. Seninle konuştuktan sonra bahçeyi aramaya çıkmıştım ve onu buldum."

"Onu bahçede mi buldun?" Yeonjun evet anlamında başını salladı.

"Evet. Çimlerin üstünde öylece yatıyordu. İlk başta kuş sanmıştım ama ona yaklaşınca ben de şaşırdım. Hâlâ aklım almıyor."

Hyuka, yastıkta yatan bedeni daha dikkatli incelediğinde küçük bedenin pansuman yapılmış yaralarını daha net fark etti. Kötü yaralandığı için uyuyor olmalıydı.

"Pansumanı sen mi yaptın?" Bakışlarını Hyuka'dan yastıkta yatan bedene çevirdi. Yaptığı tam olarak düzgün olmayan pansumanlara baktı.

"Evet. Başka yarası var mı emin değilim ama öylece durmak istemedim."

Hyuka, yaraları kendi bedenindeymiş gibi hayal ettiği için anlık acısını düşündü. Bu anlık titremesine neden olmuştu.

"İyi yapmışsın hyung. Ne zaman uyanır acaba?" Yeonjun bilmiyorum anlamında omuz silkti. O uyansa bile ne olacağını kestiremiyordu. Sadece onun kötü bir şey olduğunu düşünmüyordu.

"Yakında uyanacak gibi durmuyor. Beklememiz gerekiyor sanırım." Hyuka anladığını belli edercesine başını salladı.

"Yemek yedin mi balım?" Büyük ihtimalle yine yemek yemeyi unuttuğunu düşündü Yeonjun. Hyuka ne kadar canlı ve sevecense bir o kadar kendini yetersiz bulan biriydi. Bu yüzden çekingen bir yapısı vardı ve bazı gerekli şeyleri, yemek yemek gibi, es geçebiliyordu.Yeonjun bunu bildiği için onun üstüne fazla titrerdi.

"Yemedim ama gerçekten aç değildim."Yeonjun kolunu Hyuka'nın omzuna atmış ve mutfağa doğru gitmelerini sağlamıştı.

"Şimdi beraber yiyoruz o zaman. Ne yemek istersin?" Hyuka'nın sandalyelerden birine oturmasını sağladı ama Hyuka ona yardım etmek istediği için çoktan kalkmıştı.

"Ramen yapabiliriz. Pratik ve hızlı olur." Yeonjun onu onayladığında malzemeleri çıkarmışlar ve birazcık birbirleriyle uğraşarak geçirselerde sonunda yapmayı başarmışlardı.

"Dönem bittiğinde ne yapacaksın hyung?" Hyuka'nın sorusuna vereceği tek bir yanıtı vardı.

"Büyük ihtimalle dedemin yanına giderim. Yalnız kalmasını istemiyorum. Sen?"

"Ailemin yanına gitmem gerekiyor sanırım ama Amerika'ya dönmek istediğimden pek emin değilim." Hyuka orada yaşadığı olaylar aklına gelince yüzünü buruşturdu. Henüz onları anlatma cesaretini Yeonjun'a gösterememişti ama onu anladığının farkında olduğu için daha rahattı.

"Ailen seni özlüyordur ama gitmek zorunda değilsin balım. Hatta benimle gelebilirsin Hyuka. Her zaman yanında olduğumu bilmelisin." Güven verici bir şekilde gülümsedi arkadaşına ve onun da kendisine gülümsemesini sağladı.

"Biliyorum hyung. Sanırım bir süre düşünmem gerekiyor. Bu arada okulun yıl sonu festivali olacakmış."

"Gördüm onu. Birkaç kişi beraber gidelim mi diye sormuştu. Hiç iç açıcı gelmiyor." Tek yakını Hyuka olsa bile diğer kişiler etrafında olabiliyordu. Belki de çoğu kişiyi tanımaya çalışmadığı için arkadaşı olarak göremiyordu.

"Bana da öyle ama beraber gidersek bir nevi iyi gelebilir."

"Olabilir." Yemeklerini bitirdikleri için hızlıca etrafı toparladılar. Hyuka'nın da ödevi için eve dönmesi gerektiğinden Yeonjun'u ne kadar bırakmak istemese bile evine dönmüştü.

Şimdi odasındaki sandalye de oturmuş bir şekilde ödevini yapıyordu. Daha doğrusu yapmaya çalışıyordu. Aklında sürekli yatağında yatan küçük yaratık vardı. Bakışlarıyla arada onu kontrol etmeyi ihmal etmemişti.

Ödevine devam ederken sızlanma sesi kulaklarını doldurdu. Hızlıca kalkıp yatağının yanına geldi. Sanırım o uyanıyordu.

••

BEOMGYU YOU COVERI İCİN AGLIYORUM TESEKKÜRLER

BEOMGYU YOU COVERI İCİN AGLIYORUM TESEKKÜRLER

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Fairy of Shampoo, YeonbinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin