2.1

485 79 59
                                    

"Hyung lütfen birazcık ye.Benim için yalvarırım. Neredeyse bir haftadır doğru düzgün bir şey yemedin ve odandan çıkmıyorsun."

Hyuka elindeki yemek tepsisi ile Yeonjun'u yemek yemeye ikna etmek için iki saattir dikiliyordu. Yeonjun ise yorganı üstüne daha çok çekerek tüm yüzünün kapanmasını sağlamıştı. Ne yemek yemek istiyordu ne de yatağının içinden çıkmak istiyordu.

O yangının tetiklemesi ile geçmişini hatırlaması ve Soobin'in gidişi onu tamamen dumura uğratmıştı. O yangının olduğu gün henüz hayatına yeni giren ailesini kaybetmişti. Sevdiği adam ise ona tamamen ikizi sandığı için yaklaşmıştı. Artık kafasında olan tüm boşluklar dolmuştu ama hepsi sadece acı veriyordu.

İkizini o zamanlar 3. görüşüydü ve ortak kararla doğum günlerini beraber kutlamak istemişlerdi. Daniel'i hiç şüphesiz kardeşi olarak kabul edebilmişti ama anne ve babasına asla aynı şekilde yakın hissedememişti çünkü her ne olursa olsun onu istememişlerdi.

Dedesine de çok kırgındı. Yaptığı yanlıştan sonra kendisini yalanlarına inandırmıştı. İkiziyle ayrılmasına sebep olan kişilerden biri de dedesiydi. Hastanede gözünü açtığı zaman dedesine o kadar sinirlenmiş ve bağırmıştı ki yaşlı adam tüm gerçekleri Yeonjun'a anlatmak zorunda kalmıştı.

İşin komik tarafı olayın yine perilere bağlanıyor olmasıydı. Yeonjun'un babası bir periydi ve annesi ile evlendikten sonra tamamen dünya da yaşamaya başlamak zorunda kalmışlardı. Daha doğrusu asıl sebep babası olacak adamın yasaklı sihirlerinden birini yapıp dünyaya sürülmesiydi.

Dedesi hiçbir zaman kızının bir periyle evlenmesini istemediğinden dolayı evliliklerine saygı duymamıştı ve bu perilere karşı ayrı bir nefret duymasına sebep olmuştu.  İkizleri doğduktan sonra ise kızıyla yaşadığı kavga ile beraberinde peri olmayan çocuğu kendi büyütmek için o aileden bir nevi kurtarmıştı. Kurtarmıştı çünkü Yeonjun'un babası peri olmayan bir çocuğunun olmasını kendine yedirememişti.

Hiçbir şeyi hatırlamadığı ve bilmediği zaman şu anki olduğu konumdan kat ve kat iyiydi. En azından onu güvenli alanına alan bir Soobin'i vardı ama o da onu bırakmıştı. En çok kalbini acıtan şey buydu. Soobin'in onu bırakıp gitmesi..

Bir kez olsun karşı taraf gibi bakmak yerine sadece kendine odaklanmak istedi. Soobin'e kızmak istiyordu. Neden onu bırakıp gittiğinin hesabını sormak istiyordu. Yorganı birden üstünden attı ve oturur pozisyona geçti.

"Hyuka beni perilerin yaşadığı yere götürebilir misin?"

Hyuka tüm vücudunun gerildiğini hissederek Yeonjun'a baktı. Kızarmış gözleri ve baygın bakışları ile kendisine bakıyordu. Yeonjun'u reddetmek istiyordu. Oraya gitmek ölüm gibi bir şeydi Hyuka için.

Sesinin titmesine engel olamayarak "Hyung ben.." dedi. Ardından "Ben oraya gidemem. Yapamam bunu." diye cümlesini devam ettirdi.

Yeonjun'un gözünün dolduğunun görmesi ile elinde olan tepsiyi masaya bıraktı ve tam karşısına oturdu. Hyungunun yüzündeki göz yaşını baş parmağı ile silerken Yeonjun "Özür dilerim bunu istememem lazımdı ama ben dayanamıyorum hyuka. Soobin'in bir şekilde yanına gitmeliyim." demişti.

"Ben seni oraya götürmeyi isterdim hyung ama çok korkuyorum. Oraya tekrardan dönme fikri bile boğazımı düğümlüyor." Bakışlarını Yeonjun'dan kaçırıp yorgana sabitledi. O anları hatırladıkça vücuduna ani bir titreme gelmişti.

"Ne yaşattılar sana balım? Neden bu kadar korkmana sebep oldular?"

Yeonjun'un sözü ile tekrardan ona baktı. Yine kendi derdini unutup yanında olmaya çalışıyordu. O kendisine bu kadar şeyi yaparken hiçbir şey söylemiyor ya da yapmıyor olmak o an kalbini daha çok acıttığını hissetti. Yeonjun için her şeyi yapabilirdi ve yapacaktı.

Fairy of Shampoo, YeonbinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin