The Kayas (Türk versiyonu)

Sensiz 7 Gün - Bölüm 3

 Hadi Çetin'in geleceğini öğrenelim!

-

Sensiz 7 Gün – Bölüm 3

Ceylin duyduğu fısıltının kimden geldiğini anında tanıdı.

Çetin bensiz daha iyi olacaktır. Ona cidden ihtiyacın yok.

Avukat kalbinin küt küt attığını hissetti ve oğluna uzandı. Nefesi kesilmişti ama dinlenmeye vakti yoktu. Çetin adım adım ellerinden kayıp tanıdığı bir figüre doğru ilerledi.

Ceylin sürekli kolunu uzatabildiği kadar uzatarak oğlunu yakalamaya çalıştı ama ne kadar uğraşırsa uğraşsın, oğluna ulaşamadı.

Tanıdığı figürün gölgesi oğluna yaklaştı ve bir elini omzuna koyarak onu da kendiyle beraber karanlığa doğru çekti.

Ceylin şaşkınlıkla baktı, bunun gerçek olup olmadığını anlamaya çalıştı. Bu nasıl olabilirdi?

Kız kardeşi tam karşısında duruyordu. Ceylin onun yüzündeki detayları görebiliyordu. İnci, Çetin'i sıkıca tutuyor ve geldiği karanlığa doğru yönlendiriyordu. Anne ve çocuğun arasındaki mesafe gittikçe artıyordu.

Ceylin, İnci'yi kurtarmak için zamanında yetişememişti. Aynısının Çetin'e de olmasına izin veremezdi.

Korkusunun etkisiyle avukat oğluna ulaşmak için daha da uğraştı. Tekrar ona doğru uzandı ve yine başarısız oldu.

Çetin burada iyi olacak. Senin için ona iyi bakacağım abla. Söz veriyorum.

İnci hayır. Ceylin yalvardı, etrafta oğlunu arıyordu.

Ayrıca benim ona senden daha çok ihtiyacım var. Burada tek başımayım. Ama senin 3 çocuğun daha var. Yakında Çetin'i özlemeyeceksin bile... Beni özlemediğin gibi.

"HAYIR!"

Ceylin kendi çığlıyıyla uyandı. Kafasının yanlarında sıcak ter damlaları birikmişti.

Korkuyla gözlerini açtığında etrafında loş ışıklı, üzerinde karışık numaralar bulunan monitörler olduğunu gördü.

Hastanede olduklarını fark etti.

Kendini toparlamak için derince nefes alıp sandalyesinde dikildi ve neler olup bittiğini anlamak için etrafına bakındı. Önünde küçük bir hastane yatağı üzerinde, 5 yaşındaki bir çocuğun derince uyuyan ve nefes alış verişleriyle inip kalkan narin bedeni duruyordu.

Dün yaşananlar avukatın gözlerinde belirmeye başladı. Doktorun sesini tekrardan duydu.

Ceylin Hanım, Ilgaz Bey; sizi bu kadar beklettiğim için kusura bakmayın. Ne kadar stres olmuş olabileceğinizi tahmin edebiliyorum ama artık her şey yolunda. Çetin iyi dırumda. Ameliyat sırasında hasar gören bir kan damarıyla ilgili bir sorun çıktı, bu yüzden beklediğimizden daha uzun sürdü. Ama zamanında kanamanın kaynağını bulup durdurduk. Çetin aşırı bir kan kaybetmedi ama yine de onu bu gece acilde tutsak iyi olur. Her şey yolunda giderse sabah onu yatakhaneye yollayacağız.

Saat neredeyse sabahın 4'üydü. Etraftaki garip sessizliği bölen tek şey makinelerin sesleriydi.

Kimse Ceylin'i, oğlunun yanından bir saniyeliğine bile ayrılması için ikna edememişti. En son 12 saat önce yemek yemişti ama umurunda değildi. Çetin ameliyattan çıktıktan sonra kendini bir hastane battaniyesine sarmış ve oğlunun yanındaki bir koltuğa oturup oğlunun iyi olduğundan emin olmak için tüm gece gözünü ondan ayırmamaya karar vermişti.

Gece Ceylin duygusal yorgunluğunu daha fazla kaldıramayıp uyuya kalmıştı ama bu uyku onun enerjisini toplamasına hiç yardımcı olmamıştı.

Ceylin artık, oğlunun hastalığını zamanında fark edememenin verdiği suçluluğun yanında bir de oğlunun ondan alındığını gördüğü kabusunu düşünüyordu.