The Kayas (Türk versiyonu)

Sensiz 7 Gün - Bölüm 4

Yeniden beraberiz! İşte aşk hikayemizin devamı. Umarım hepiniz bu bölümü seversiniz.

Hikaye boyunca bana bıraktığınız nazik sözler için hepinize çok teşekkür ederim. Keşke türkçe konuşsaydım da her birine ayrı ayrı cevap verebilseydim.

-

    Sensiz 7 Gün – Bölüm 4

    Ceylin, annesi gözlerini devirdiğini görmesin diye kafasını yana çevirdi ama Gül Hanım kendi içindeki monoloğa o kadar dalmıştı ki bunun farkına bile varmadı.

    Ceylin'in annesi bir kez daha Ceylin'in çocuklarını daha farklı yetiştirmesi gerektiğine dair bir konuşma yapıyordu. Önceden, Evrim daha bebekken, Ceylin annesinin dediklerini dinler ve ona cevap vermeye uğraşırdı. Ama artık dördüncü çocuğundan sonra Ceylin bunun faydasız olacağını, sadece oturup dinlerse –veya dinliyormuş gibi yaparsa- her şeyin daha kolay olacağını biliyordu.

    O anda da Gül Hanım ona, Ceylin ve kocasının Evrim'in kardeşleriyle birlikte sanki bir erkekmiş gibi koşup oynamasına izin vermemesi gerektiğini ve komşuların bu konuda neler diyebileceğini anlatıyordu.

    "Eminim ki Evrim de benim gibi, yan binamızda oturan yaşlı çiftin görüşlerini umursamıyordur." Dedi Ceylin alayla.

    Gül Hanım ilk başta şaşkınca baktı. Kızının ses tonu normalden daha kibar çıkmıştı ve onun ciddi mi yoksa dalga mı geçiyor olduğunu anlamakta güçlük çekiyordu. Kızı mutfak penceresine yaklaşırken yandaki saate baktığında ne kadar geç olduğunu fark etti.

    "Gitmem gerek. Ablan ve Parla akşam yemeğine gelecekler ve daha hiçbir şey hazırlamadım bile." Diye açıkladı kendini.

    "Aylin'in erkek arkadaşıyla tanıştın mı?" diye sordu Ceylin ona takılarak. En büyük kızının biriyle ilişki yaşıyor olma ihtimalinin annesini nasıl etkilediğini yüzünden fark edebiliyordu.

    "Saçmalama Ceylin." Gül Hanım çantasını ararken onu azarladı.

    "O gün geldiğinde beni uyarmadın deme." Ceylin gülmemek için alt dudağını ısırdı. Herkes Aylin'in biriyle görüştüğünü biliyordu ama annesinin bunu fark etmiyor gibi davranması çok tipik bir davranıştı.

    Annesiyle vedalaşıp sarıldıktan sonra Ceylin tekrar mutfak penceresine döndü. Ilgaz ön bahçelerinde arabasının yanındaydı. Savcı arabanın kautunu açmış bir şeylerle uğraşıyordu.

    Ceylin tam üst kata çıkıp çocukların kirli çamaşırlarıyla dolu olan çamaşır sepetini alacaktı ki annesinin Ilgaz'a veda ederken bir şeyler söylediğini ve Ilgaz'ın tepeden tırnağa kızardığını gördü.

    Ilgaz'ın bu tuhaf durumu karşısında kaşlarını çattı. Ceylin annesinin bazen fazla samimi davranabildiğini biliyordu ama Ilgaz daha önce hiç bu durumdan rahatsız olduğunu dile getirmemişti. Ortada başka bir sorun vardı.

    Ceylin karşısında olanları izlerken düşünceleri aklından siliniverdi.

    Ilgaz öne uzanarak bir şeylere uzanmaya çalışırken beyaz t-shirti yukarı sıyrılmıştı. Üstündeki t-shirti çıkartıp kenara fırlattı ve eline başka bir alet aldı.

    Ceylin pencereden her şeyi görebiliyordu.

    Ilgaz arabanın motoruna uzanırken kaslı omuzları ve çıplak sırtını görünce Ceylin fark etmeden alt dudağını yaladı.

    Kocasını çıplak ayak ve üstsüz bir şekilde o durumda görmek Ceylin için aşırı seksiydi. Altında sadece yırtık bir kot vardı ve elindeki aletleri inanılmaz bir beceriyle kullanıyordu. Ceylin gün içinde onu daha resmi kıyafetler içinde görmeye alışkındı, veya evdelerken de eşofman içinde.