Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Aeri koşturma, terleyeceksin."
Önümdeki kahveden bir yudum alıp Mark'a baktım.
Konuşmamız için Aeriyi orada bulunan çocuk parkına salmıştım.
"Ne konuşmak istiyorsun."
Mark güçlü bir iç çekmişti. Gözlerinden pişmanlığı ve hüzünü okuyabiliyordum ama bunlar hiçbirşey değiştirmemişti.
"Bak bundan sonrasını beraber devam ettirmek istemezsen anlarım ama lütfen... Lütfen Aeri'ye babalık yapmama izin ver"
Sinirle elimi hafifçe masaya vurdum.
"Bak Mark Lee, şimdiye kadar bir bok yapamadığın, kaçtığın öz kızına şimdi babalık yapmaya kalkışıyorsun. Bu yaşına kadar babasız büyüdü ve baba ne demek bilmiyor Aeri. Şimdi gelip çocuğa babalık yapıp antenlerini şaşırtmak mı istiyorsun."
Mark, gözlerini gözlerime dikmişti ve yumruk yaptığı elini ağzına götürmüştü.
"Nedenlerim var-"
"Neydi nedenlerin anlat o zaman, bizi habersizce yanlız bırakmanın nedeni neydi?!" demiştim gözlerim dolarken.
"Biliyorsun, annem ve babam ilişkimize hep karşıydı. Ve sen o zaman 18 yaşına yeni giriyordun. Ve eğer Kanada'ya dönmezsem beni kendi elleriyle polise vereceklerini söylemişlerdi. Sonuçta reşit değildin daha..."
Mark gözlerini, gözlerimden hiç ayırmadan konuşmuştu.
İrislerim kafenin içinde dolaşıp gözlerimden akan yaşı görmemesini sağlamaya çalışırken, tek elini uzatıp akan bir damla yaşı silmişti.
Temasından uzaklaşıp ayağı kalktım ve burnumu çektim.
"Bu konuşma burada bitmedi Mark şimdilik gitmem gerek"
"AERİ HADİ GİDİYORUZ"
Aeri, elindeki balonla gelip elimi tutmuş ve Mark'a el sallamıştı.
"Görüşürüz Mark abi"
Mark abi
Mark burukça gülümsemiş ve karşı olarak el sallamıştı ona.
"Görüşürüz prenses"
Kafeden hızlı adımlarla ayrılmıştık ondan sonra.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
