Yoongi babasının arabasını almış, büyük bir gülümseme ile Hoseok'un evinin önünde bekliyordu.
Hoseok ise hazırlanmış, biraz evde oyalanıyordu. Fazla oyalandığını düşünüp aşağı indi, Yoongi'yi arabanın içinde görünce şaşırdı ardından arabaya doğru ilerledi.
Hoseok arabaya binince, Yoongi neşeyle konuştu,
"Selaamm!" Hoseok normal bir yüz ifadesi ile Yoongi'ye baktı ardında gülümsedi.
"Selam! Senin araban mı vardı?" Yoongi kafasını iki yana salladı.
"Hayır araba babamın, ehliyetimi alalı çok olmadı ondan arabasını pek vermiyor. İlk defa görmen normal."
Hoseok kafasını olumlu anlamda salladı, Yoongi arabayı çalıştırdı ve lokantaya doğru sürmeye başladı.
-
Jimin büyük bir baş ağrısı ile uyandı, telefonuna baktı ve bir sürü arama ile karşılaştı.
Yarısı annesinden, kalan yarısı ablasındandı. Anlaşılan kapıyı kilitlediği için endişelenmişlerdi.
Jimin dirseklerinden destek alarak doğruldu, beli tutulmuştu. Dudaklarının arasından kısık bir inleme koptu.
"Ne hale gelmişim böyle." diye söylendi kendi kendine.
Güçlükle yataktan indi ve kapıya yöneldi. Kapının kilidini açıp odadan çıktı, salondan hafif bir patırtı koptu ardından salondan çıkan ablası rahatlamış bir ifade takındı.
"Jimin korkuttun bizi, kapını kaç kere çaldık, seni kaç kere aradık haberin var mı?" Jimin dudak büzdü.
"Aramalarınızı gördüm, üzgünüm çok derin uyumuşum." Ablası kıkırdayıp, Jimin'in saçlarını karıştırdı.
"Biliyorum sakin ol, derin uyuduğunu bildiğimiz için rahat bıraktık seni. Yoksa çoktan kırılmıştı o kapı." Jimin hafifçe gülümsedi. Zoraki gülümsediğini belli etmemek için kırk takla atıyordu.
"Abla ben bir markete kadar gitsem?"
Ablası olumlu anlamda kafasını salladı, ardından yoldan çekildi. Jimin düştüğü dipsiz kuyudan nasıl çıkacağını çok iyi biliyordu.
Üstüne koyu kırmızı sweatshirt, altında siyah bir eşofman geçirdi ardından başka hiçbir şeyle uğraşmadan evden çıktı. Hafiften yağmur yağıyordu, güneşli hava bir anda kapanmış, yağmur başlamıştı. Jimin anlaştıkları banka oturup, kafasını kaldırdı ve gözlerini yumdu.
Gözlerini hiç açmak istemiyordu, düşünceleri yanına oturan beden ile yarım kaldı.
"Merhaba." Jimin duyduğu donuk ses ile kafasını o yöne çevirdi,
"Selam, nasılsın?" Adam omuz silkti.
"Her zamanki gibi. Sen iyi değilsin anlaşılan, yoksa bunları istemezdin." Adam elinde tuttuğu paketi kaldırıp, hafifçe salladı.
Jimin kafasını olumlu anlamda salladı ardından paketi almaya yeltendi.
"Jimin bence üzüldüğünde sigaraya başvurmayı kesmelisin, seni gevşetiyor tamam ama sağlıklı değil. Bunun sonu bağımlılığa gider." Jimin kafasını iki yana salladı.
"Namjoon zaten senin sayende alabiliyorum. Sen olmasan alamam, yani almak istediğimde sana söylediğim için çok içtiğimi fark edersen almayı kesersin." Namjoon kafasını olumlu anlamda salladı,
"Evet haklısın ama ayda sadece 1 paket demiştik, bu 2." Jimin dudak büzüp kafasını yana yatırdı.
"Bir şey olmazzz." Namjoon konuşamadan Jimin atlayıp pakedi aldı.
Namjoon kafasını iki yana sallayıp, kıkırdadı. Jimin pakedi cebine attı ardından Namjoon'a yaslanıp tekrardan gözlerini yumdu.
Namjoon huzursuz hissediyordu, arkadaşının canını neyin bu denli yaktığını anlayamıyordu. Her sorduğunda Jimin konuyu değiştiriyor ya da sonra anlatırım diyip geçiştiriyordu.
Namjoon kısa bir of çekti ardından etraftaki yağmur kokusunu iyice içine çekip ciğerlerine doldurdu.
-
Yoongi gülümseyerek karşısında oturan adama baktı, genç adam üstünde hissettiği bakışlar ile gerilmişti.
"Yoongi bana öyle bakmasan." Yoongi bu denilenle biraz afalladı.
"Oh şey, özür dilerim rahatsız olduğunun farkında değildim." Hoseok sorguladı. Yoongi'nin ondan hoşlandığını biliyordu ancak sevgilisinden niye ayrılmadığını anlayamıyordu.
"Benden hoşlandığını biliyorum." Yoongi'nin gülümsemesi soldu, kekeleyerek konuştu.
"Ben... Ben... of..." Kelimeler boğazında düğümlenmişti. Hoseok gülümsedi.
"Madem beni seviyorsun, neden hâlâ onunlasın?" Yoongi omuz silkti.
"Beni çok seviyor, lanet olsun ki beni çok seviyor. Onu kıramıyorum, ondan ayrılmak istiyorum ancak bana baktığı her saniye bu fikirden vazgeçiyorum." Hoseok kafasını iki yana salladı.
"O zaman bana olan duygularından vazgeçsen iyi olur Yoongi." Yoongi kafasını olumlu anlamda salladı ardından ayaklandı kasaya gidip hesabı ödedi ve hızlı adımlarla oradan ayrıldı.
Hoseok afallamıştı, ne yapacağını bilemeyerek o da ayaklandı ve Yoongi'nin peşinden gitti. Yoongi'nin yağmurun altında öylece dikildiğini görünce onu belinden kavrayıp kendine çekti ve onu nazikçe öpmeye başladı.
Yoongi neye uğradığını şaşırdı, kendine gelince o da nazikçe karşılık verdi.
Hoseok bunu hangi akla hizmet yaptığını bilmiyordu, sadece anı yaşamak ve sevdiği kişiyi öpmek istiyordu.
Jimin ise yatağına sırt üstü uzanmış, Yoongi ile bu anı yaşadığını hayal ediyordu. İhanete uğradığını bilmiyordu, masumca düşünüyordu sevgilisini. Aklına gelen güzel anılarla gülümsedi.
Flashback
(Birkaç ay öncesi)"Yoongi dur! Çok yağmur yağıyor hastalanacaksın!" Yoongi sevgilisini umursamadan kahkaha atarak minik marketten çıktı. Kollarıni iki yana açarak yağmurun altında dönmeye başladı.
Jimin onun o çocuksu halini görünce kıkırdayıp yanına gitti, yanına gelen Jimin'i gören Yoongi, bir elini Jimin'in beline attı. Diğer eliyle ise elini tuttu.
Sakince dans etmeye başladı, Jimin bir elini Yoongi'nin omzuna attı. Ona ayak uydurmaya çalışıyordu ancak arada tökezliyordu. Yoongi kahkaha atıp dans etmeyi sürdürdü, Jimin o anlar hiç bitmesin istiyordu. Yoongi hep onun yanında kalsın, hep onu sevsin istiyordu ancak bunun imkansız olduğunun o da farkındaydı.
Yoongi durdu ve Jimin'in gözlerine baktı,
"Seni çok seviyorum..." Jimin yanıt veremeden, Yoongi dudaklarına eğildi ve onu yavaşça öpmeye başladı. Jimin tekrardan afalladı, etraftaki insanlar aklına geldi ancak o an umursamamayı seçti. O da Yoongi'nin alt dudağını nazikçe iki dudağı arasında aldı ve sesli öpücükler bırakmaya başladı.
~
Bu bölüm pek olmamış gibi hissediyorum ama umarım seversiniz
Oy verip yorum yaparsanız sevinirimm<3

ŞİMDİ OKUDUĞUN
are you falling in love? | yoonmin
RandomYoongi ve Jimin sevgiliydi, ancak Jimin'in bilmediği bir gerçek vardı. # 5 - yoonmin