Kan Denizi Saçlı Kadın ve Deniz Gözlü Adam
Hayat; siz planlar yaparken yaşadıklarınızdır, demiş John Lennon. Arttırıyorum; hayat birileri sizin hakkınızda planlar yaparken de yaşadıklarınızdır. Her insanın bir diğerinin hayatına olan önlenemez etkisi düşünüldüğünde benim sözlerimin bile üzerine eklemeler yapılabilir.
Hayatım ebeveynlerimin hiçbir şekilde planlayamayacakları hatta hayalini bile kuramayacakları bir şekilde başlamıştı. Hayatlarına bomba gibi düşen tek şey benim değil aynı zamanda ikiz kardeşimin de filizlendiğiydi. Bize koymayı planladıkları isimler bile planlayamayacakları şekilde ekler almıştı. Elbette ne annemiz ne de babamız benim bir çakal, ikizimin ise bir dahi olacağını planlamamışlardı.
Bana sorarsanız zekasını çakallığa vurarak kendini gizlemeyi başaran olarak asıl dahi bendim.
Ben Egemen Barış Çelik.
MGD Güvenlik Şirketi'nin sahibinin oğlu, sahadaki en iyi elemanı ve yüzünü kimsenin bilmediği kağıt üzerindeki varisi.
Tek yumurta ikizine sahip bir tetikçi olmanın en iyi yanı, kamera gördüğünüzde dahi kardeşiniz gibi davranmak ve soran olursa "çift" yumurta ikizinizin kameralardan uzakta bir hayat yaşayarak tüm odağını şirketin kağıt kürek işlerine, yeni yatırımlarına, eğitim müfredatlarına ayırdığını söylemek. Bu sayede göz önünde olsanız, internette boy boy fotoğraflarınız olsa dahi kimse yüzünüzü bilmiyordu.
Ama her hayatın kırılma noktası olduğu gibi benim hayatımın da üzerimde yapılan planlar yüzünden kırıldığı bir nokta vardı.
Can kurtarmaya yemin etmiş bir anne ile can korumaya yemin etmiş bir babanın oğlu olarak soğukkanlı bir şekilde zaman zaman zevk alarak can alabilen bir adam olmaya evrildiğim bir nokta.
Okulda bana vuran sınıf arkadaşıma vurmayı reddederek, eve ağzım yüzüm dağılarak geldiğim o akşam. Birine kendim için zarar vermeyi reddetmemin sonucunda sevgili babam beni almış ve birine vurduktan sonra suçluluk duymamı önleyecek düşüncelere sahip olduğuma emin olana kadar beni bir eğitime tabii tutmuştu.
Benimle işi bittiğinde, bacakları olmadığı için ilk kez şükretmiştim.
Şimdi annemin tatlı şeker kokusunun doldurduğu evimizde, yuvamızdaydım. Annem olduğu için mi bu kokuyu bu kadar yoğun hissediyordum yoksa gerçekten yoğun bir kokusu mu vardı emin olmamakla birlikte, bu kokuyu soluduğum her an kendimi savunmamı, hayatta kalmamı sağlayan tüm o kalkanları, her hareketi, sesi algılayan üst düzey duyuları, o hırçın içgüdüyü bir kenara bırakıyor ve sadece evlat oluyordum.
Şeker kokulu bir kadının, üstüne kan kokusu sinmiş oğlu.
İkiz kardeşim ülkenin en zeki ilk on insanı arasındaydı, ailemizin kalem tutan bilim insanıydı. On yaşında bile değilken üstün zekası keşfedilmiş ve babamın nüfuzu, annemin ilgisi ile ülkemize kazandırılan önemli bir bilim insanı olmuştu.
Küçük kız kardeşim her ne kadar nazlı bir çiçek olsa da kendi rızası ile Milli İstihbarat Teşkilatı için eğitilmişti. İçindeki vatan sevgisi, babamızın bir gazi olması ve annemizin bunun büyük bir gurur olduğunu her defasında dile getiren tavrı ile kendi ait olduğu yeri bulmuştu.
Benimse içimdeki vahşilik zorla açığa çıkartılmış, ömrüm kansız erkek ve kadınların canlarını almam için bu millete kurban edilmişti.
Alnımda dudaklarını hissedene kadar annemin yanıma yaklaştığını bile fark etmedim.
"Var sende bir haller." dedi başını omzuma yaslarken. Boylu poslu bir kadın olmaması değildi başının omzumda küçücük kalmasının sebebi, onun değişiyle "Mavi Gözlü Dev"ler olmamızdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Çileler ve Ölüm
AçãoGülce'nin aksiyonsuz bir hayatı vardı. Günlerini formüllerinin arasında çalışarak geçirir, projelerini modeller ve savaş çıktığında ülkesini koruyabilecek işler ortaya koyardı. Sonra kim olduğunu dahi bilmediği insanlar onu öldürmeye çalışınca tüm d...