2 ay sonra
Salıncakta oturmuş kitap okuyordum o sırada bi söz okudum Ailesi tarafından sevilmeyen çocuklar kendilerini nasıl seveceklerini bilmezler
doğru bi sözdü ben kendimi hala sevmememiştim hep kendimde suç bulurdum çünkü anne ve babalar çocuklarını hep severlerdi yani benim çevremdeki herkes çocuklarını seviyordu ama benim ailem beni sevmemişti bu gerçekle daha çok küçükken karşılaşmıştım alışmıştım artık ihtiyacım yoktu sevgilerine yada vardı ama saklıyordum onlardan gelecek sevgi Allahtan gelsin.düşüncelere dalmışken telsizden ağlama sesi geldi Kartal Atlas uyanmıştı bakıcı tutmak istemişti Fatih ama ben istememiştim kendi bebeğimle ilgilenemeyecek kadar aciz değildim.
Oğlumun odasına girdiğimde beşikte huyzunlanıyordu kucağıma aldım onu acıkmıştı emzirecektim dışarda oturduğum için onu da bahçeye çıkardım akşam olmasına rağmen güzeldi salıncağa tekrar otururken üzerimde tulum vardı tutlum kullarından indirim sütyenimin içinden göğsümü çıkarıp oğluma verdim bir az daha büyümüştü 3,5 aylık olmuştu artık kavrayabiliyordu kendince elini atıp tutmaya çalışırken ağzına vererek yardımcı oldum iştahla emmeye başladı bu aralar baya iştahlıydı beyfendi saçlarını okşamaya başladım büyüdükçe babasına benziyormuş gibi hissediyordum gözleri yeşildi ama açık yeşildi aynı Fatih'in ki gibi çok dua etmiştim böyle olması için gülümsedim o sırada sırtıma bi el dokundu irkilip baktığımda ise Fatih'in olduğunu gördüm kaşları çatık bana bakıyordu yine neye sinirlendiyse gözlerimi zorlukla yüzünden çektikten sonra üzerine baktığımda gri bi takım giymişti içinde balıkçı yaka bi kazak vardı(Boğazlı kazak siyah ve takım rengi de daha açık gri gibiymiş)
yakışmıştı her zaman olduğu gibi "bu halde bahçede ne işin var"
başlamıştı mesaimiz galiba "ne var halimde Fatih beni germe şurda çocuğu emziriyorum."
diyip oğlumun saçlarını okşamaya devam ettim
"Sorunda o ya zaten bu kadar korumanın içinde göğsünü açıp çocuğu doyuruyorsun içerinin suyu mu çıktı."Dedi sesini yükselterek
"of Fatih hepsinin arkası dönük bu tarafa bakmaya cesaretleri bile yok hem ben zaten örtmüşüm üstümü neyi konuşuyorsun zaten başım ağrıyo bağırıp durma."
Ters ters bakıp içeri geçti oğluma baktığımda göğsümü emmeyi bırakmış uykuya dalmıştı geri bende hızlı bi hararetle göğsümü geri sütyenin içerisine koyup üzerimi düzelttim bahçeden çıkıp içeriye girdim oğlumun odasına girip beşiğe koydum biraz başında bekledim onu izledikten sonra Fatih'e bakmaya yatak odasına ilerledim.
Fatih banyodaydı gece yarısına geliyordu saat zaten dolaba ilerleyip kendime gecelik aldım üzerime giydim hemen banyoya girecektim Fatih hala çıkmamıştı Omzumu,banyonun kapısının pervazına dayadığımda onu izlemeye koyuldum.
Sapık gibi mi duruyordum acaba? Haberi olmadan onu izlemek etik değildi ama o da izlerdi benim yerimde olsa. Hatta bu anı asla kaçırmazdı. Bir yolunu bulur,gelirdi. Ben de bundan emin olduğum için duşakabinin olduğu kısma baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Âşk Paylaşılmaz
Novela JuvenilBi anda irkildi kendine geldi ve gözleri doldu hemen noluyordu ona karnıma çevirdi yeşillerini "dokunabilirmiyim." Dedi öyle kaldım ilk defa benden bağırıp çağırmadan bişey istemişti kendinin olmadığını iddia ettiği bi bebeğe dokunmak istemişti gözl...