Vücudum karıncalanıyor ve gözlerimi açamıyordum. O bulunduğu konumunu korurken ben sadece duruyordum.
İç sesim 'hadi ama kumsal, az önce sıralıyordun emirlerini. 'Bırak' naraları atıyordun. Şimdi ne oldu? Kendine gel ve burdan hemen kurtul.' diyordu ama nasıl?
Beni asla bırakmayacaktı benim diretmelerimle evet. Evet anladım. Lanet olası bu evden ve bu adamdan kurtulamayacaktım. Yalnızca kendi isterse gidebilirdim değil mi? Yıllar önce de öyle olmamış mıydı? O izin verdiği için gitmemiş miydim? Kaçtığımı sanarken aslında ona gelmişim kendi ayaklarımla bunca zamandır. Gücü altında ezildiğimi görmüyor muydu ? Kendime olan saygımı yitirdiğimi ve artık umudum kalmadığını? Neden görsün ki! Umudum kalmazsa çabalamam ve 'ona teslim olurum' onun deyimiyle değil mi?
Ama sevgi bu değil. Bu sadece takıntı. Asla! asla sevgi değil.Gözlerimi açmamla bir damla yaş firar etti. Umudum gibi o da beni terketti.
Gözlerine veya yüzüne bakamadım, bakamazdım. Korkuyordum ondan hem de delicesine.
Cesaretimin zerresi kalmamıştı. Ama pes edemezdim. Bu ben değildim.Merakla eğdi kafasını, eğlenen bir gülüş taktı dudaklarına. Ben bu haldeyken eğlenebiliyordu. Galibiyet ona haz veriyordu. Ve burda saltanatı ben veriyorum diyordu duruşu. Yenilmez tavrı daha diplere çekiyordu beni sanki. O gökyüzü idi ben minicik bir bulut.
Titreyen ellerim ile sildim gözyaşımı. Bir adım geri gidebildim sonunda. Emir ise yanındaki duvara omzunu yaslamış ve kollarını birbirine bağlamıştı. Bekliyordu. Ona itaat etmemi.... Ona teslim olmamı...Az önce o güzel sözleri diyen o değildi sanki. Çift kişilikliydi. Suyuna gidersen romantik ama damarına basarsan yıkıp geçebilecek ve belki de öldürebilecek bir cani!
Şuan sadece dinlenmek ve kafamı toparlamak istiyordum. Tabiki teslim olmayacaktım. Ama ruhsal olarak çok bitiktim.
Ağzımı açacakken 'Aslında seninle beraber uyumak istiyorum ama işlerim var sabaha kadar yokum. O yüzden karşı odaya git üzerini değiştir. Yat ve uyu. Geldiğimde ayakta görmeyeceğim!' Dedi.
Yüzüne baktım ve 'Benimle uyumayı sen anca rüyanda görürsün. Hayır! Rüyanda bile göremezsin.' Dedim bir hışımla. Suyuna gidecektim kafamı toparlayana kadar değil mi?
Kızmadı. Aksine yine güldü. Yanağındaki çukur kendini belli edene kadar. Kafasını iki yana salladı ve 'Bunca zaman gölgen olup seninle UYUMADIĞIMI düşünmüyorsun değil mi? Sen Zeki bir kızsın.' Dedi ve göz kırptı. Ellerini cebine koyup yavaşça indi merdivenlerden.
Bense hafızamı yokladım ama hayır onunla asla uyumadım. Hatta ben o günden sonra onu hiç görmedim. Gösterdiği odaya yavaş adımlarla ilerledim. Kapıyı açtım sonuna kadar. Lüks dizayn edilmiş bir yatak odası vardı. Evin her yeri lükstü. Ama burası başkaydı. Ve yanılmıyorsam burası onun odasıydı. Kapının önünde diz çöktüm. Ne içeri girebilecek ne de dik durabilecek gücüm yoktu artık. Onun gittiği rahatlığı ile hıçkırarak ağlamaya başladım. İsyan etmedim hiç bir zaman ama artık daha fazla dayanamıyordum. Bitmeliydi. Ben ailemi kaybettim. Çok yanlız kaldım. Zorlukların üstesinden geldim. Tek başıma! Rahat etmem gerekmiyor muydu artık?
Güçlü olmak istemiyordum artık ama olmalıydım. Kapı pervazına tutunarak kaldırdım bedenimi. Yavaşça girdim içeri ve kapattım kapıyı. Kilitlersem belki gelmezdi. Bi umut baktım kapıya ama anahtar yoktu. Tabiki akıl etmişti. Yatağa doğru adımladım ve yorgun bedenimi attım yatağa. Yorganın altında kaç saat ağladım hatırlamıyorum. Gözlerim kapanmaya başladı ve bıraktım kendimi uykunun kollarına. Sesler duyuyordum ama ağladığım için gözlerim şişmişti ve ben kendimi zorlasam da günlerdir uyuyamadığım için açamadım gözlerimi. Hayal gibi duyduğum kelimeler kaldı sadece hafızamda.'Uyu meleğim. Az kaldı, alışacaksın bana da bu eve de. Ve meleklere beyaz çok yakışır..'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zor'la Aşk ❤️🔥
Literatura FemininaEmir.. İsmi bile yıkılmaz olan gözü kara bir adam. Ve tek yenilgisi Kumsal... Esaret ve aşk bir arada olabilir mi? ❤️❤️❤️❤️❤️