Olduğum yerde dondum. Emir. O, babamı vurmuştu. Onsuz geçirdiğim her gün nefret ettiğim 'babamı'.
'Baba!' diye haykırdım. Benim canım yanmıştı. Bağırarak ağlamaya başladım. Emir hissetti ve odama baktı. Adamlarına bişey söyledi ve koşarak eve girdi.
Hızla kapıyı açtı. 'Kumsal' dedi.
'Babam. Sen. Sen babamı vurdun! Neden Emir? Söyledikleri doğru muydu? Annemi sen mi öldürdün? Babam kalmıştı bir tek. Onu da gözlerimin önünde..'Yaklaştı bana.
'Kumsal, seni bırakıp giden baban için mi ağlıyorsun? Ben onu vurdum çünkü seni elimden alacağını söyledi. Bırakmam seni. Gerekirse canını alırım kim almak isterse, ama bırakmam!'
Döndüm ona. Gözyaşlarım durmuyordu.
'Neden yapıyorsun bunu! Ne suçum vardı benim! Söylesene!' Başım döndü düşmek üzereyken yatağa tutundum. Emir beni tutmak için atıldı. Refleks olarak geriye çekildim.
'Nolur dokunma. Dokunma bana.' dedim. O adamın yaptıkları geldi aklıma.
Emir durdu. Kaşlarını çattı.
'Kumsal. O it, sana bişey mi yaptı?' dedi.
Kafamı eğdim. Bana dokunduğunu her hatırladığımda midem bulanıyordu. Hıçkırarak ağlamaya başladım.
'Kumsal konuşsana! Dokundu mu sana! Bişey söyle nolur. Yapmadı de. Yapmadı de ki, şimdi çıkıp onlarca can almayım!'
Kafamı kaldırdım. Gözlerine baktım. Eğildi, gözyaşlarımı sildi.
'Dokundu mu sana?' Sesi titriyordu.
'Emir. Git. Nolursun git. Dayanamıyorum git!'
Biliyordu. İnanmak istemiyordu. Yalanlamamı istiyordu. Çünkü hırsını alacak kimse yoktu. Öfkesini çıkarabileceği muhatabı yoktu. Ve bu onu çıldırtıyordu.
Saçlarımı kulağımın arkasına koydu. Yüzümü avuçlarının içine aldı. Kafasını eğdi ve nefeslerimiz karışıyordu. Alnını alnıma yasladı.
Ama ben bir erkeğin bana bu kadar yakın olmasına, yakın olmasına dayanamıyordum.
İttim onu.
'Git.'
Lanet olsun ki gitmiyordu.
'Bana her şeyi anlatana kadar bu odadan çıkarsam siksinler beni. Anlat Kumsal anlat!'
Birden kalktım ayağa.
'Ne duymak istiyorsun He? Nasıl üstüme geldiğini mi? Bana nasıl dokunduğunu mu? Yalvarmalarıma rağmen bana nasıl zorla sahip olduğunu mu? Söyle hangisini duymak istiyorsun?'
Nefes alamıyordum. Gözyaşlarımdan net göremiyordum onu. Ama sinir krizi geçiriyordu şuan.
'Hiç biri senin, oğlunu nasıl öldürdüğünü söylemen kadar acıtmadı canımı. Sana aşık oldum. Her şey geçer değişir sandım. Ben, celladıma aşık oldum Emir. Ama hayır! Asla sana gelmeyeceğim. Asla!'
Çok hızlı nefes alıyordu. Dişlerini sıkmaktan çenesi seğiriyordu. Gözleri karardı yine.
'Söyle Kumsal söyle, önce kimden başlayayım? Önce kimin Azrail'i olayım? Tüm dünyayı temizlesem geçer mi acın? Söyle. Senin için bişeyler yapayım söyle. Lan bunca zaman beni sevmeni bekledim. Şimdi sevdiğini söylüyorsun ama asla benim olmayacaksın. Karşıma çıkmaya götü yemeyen adam benim karımı kaçırıp ona dokunuyor. Ve bulunduğunda ne olacağını bildiği için kafasına sıkıyor. İntikamımı alacak kimse yok! Ben ne yapayım söyle! Dünyayı yak, kıyameti kopar de. Yaparım. Saçının tek teline canımı veririm. İlk defa elimden bişey gelmiyor Kumsal! Karımı koruyamamak beni yıkıyor. İlk defa aciz hissediyorum. Ben Emir, ilk defa bir kadının karşısında savunmasız kaldım. On mislini yap bana. Bağır çağır küfür et. Ama nolur gitme benden. Bu evden, bizden vazgeçme Kumsal.'
Artık kaldıramıyordum olanları. Midemin bulantısıyla banyoya koştum. Hemen arkamdan geldi. Saçlarımı arkadan topladı. Çıkardım yediğim bir lokma kahvaltıyı. Sanki içimdeki nefreti kustum. Bütün yaşanılanları kustum.
Yavaşça kaldırdı beni. Naifçe yıkadı yüzümü. Kuruladı. Kocaman sarıldı bana. Ben ise o kadar yorgundum ki karşı çıkamadım. Biraz da çıkmak istemedim. Çok özlemiştim çünkü. Çektim kokusunu içime. Yine kendimi güvende hissediyordum. Emir benim kalemdi. Ve ben kalemde tutsak kalsam da güvendeydim. Ve beni hapseden kaleme aşık olmuştum.
Kucağına aldı beni. Yavaşça yatırdı yatağa.
'Kumsal, ne zamandan beri miden bulanıyor?'
Emir'in sorusuyla düşündüm. 1 haftadır bulanıyordu. Ama ilk defa kusabilmiştim. Korktum. Ya içimde bir can varsa! Bana o adam dokunmuştu. Ya ...
.....Emir yanıma oturdu. Saçlarımı okşadı.
'Aklındaki düşünceleri yok et. Olamaz öyle bir şey. İçinde bir can taşıyorsan sadece benim olabilir. Şimdi doktor gelecek. Bulantılarının farkındayım. Baksın. Karşı gelme Kumsal. Lütfen.'
Emir miydi karşımdaki? Emir vermeler ne oldu? Diretmeler. Tehditler. Hepsi bi ihtimal için mi rafa kaldırıldı? Bu ihtimal olabilirse, Emirden baba olur muydu? Baba sevgisi görmeyen bir adam, babalık yapabilir miydi? Her şeyi geçtim. Ben bile risk altındayken, onu koruyabilir miydi?Ben bunları düşünürken kapı tıklatıldı.
'Gel.' dedi Emir.
Doktor içeri girdi. Çekingen bir hali vardı.
Emir, adamı öldürecek gibi bakıyordu. Doktor karşımda ecel teri döküyordu. Mafyanın evinde olmak ve karısını tedavi etmek kolay değildi. Tek hatasında cezalandırılırdı. Hele ki bu Emir ise, asla affetmezdi. Tam konuşacağı sırada Emir sözünü kesti.
'Kadın doktor istemiştim! Çık sen.' dediğinde Emire döndüm. Tam doktoru kovacağı sırada, elini tuttum gitmesin diye. Durdu, elimize baktı. Döndü, bana baktı. Beklemiyordu. Doğrusu ben de beklemiyordum. Gitmesin diye refleks olarak tutuverdim. Eğildi.
'Senin için istedim. Yaşadıklarından sonra..'
Çok şaşırmıştım. Emir değişmiş olabilir miydi? Elimi çektim. Gözleri tekrar beni bulunca hafif gülümsedim. Sinirlenmesin diye. Evet tam da öyle.
Döndü, ciddiyetle baktı doktora. Bu 'gözüm üzerinde' deme şekliydi. Doktor yutkundu.
'Kumsal hanım nasılsınız? Ben ..'
'Kısa kes doktor! Muayene et siktir git.'
Adam karşımda bayılacaktı. Emire ters bir bakış attım. Bu da benim ona 'karışma' deme şeklimdi. Ama Emir bey hazretleri umursamadı.
'Şimdi kanınızı alacağım. Gebelik testi için. Hemen çıkacaktır sonucu.' dedi. Bir yandan da Emire bakıyordu, hata yapmamak için.
'Tabi, sorun yok. Siz ne gerekiyorsa yapın.' Dedim.
Dikkatle işini yaptı. Sonuç hemen çıkacak demişti. Ya kendimi hazırlayamadığım ihtimal ise? Ne olacaktı? Peki ben iyi bir anne olabilir miydim?
Düşüncelere daldım yine. Emir'in yanıma geldiğini bile kokusundan farkettim.
'Korkma Kumsal. Eğer varsa öyle bir ihtimal, sen çok iyi bir anne olacaksın.' Şaşırmıyordum artık. Senelerdir beni takip eden insanın, düşüncelerimi bilmesine.
Ona baktım.
'O, öldü mü?' dedim sessizce.
Bitmiyordu. Derdim bir değildi. İyi şeyler benim başıma hiç gelmiyordu.
'İyi.' dedi sadece.
Başımı salladım. Bu kadarı yeterdi.
Emir döndü bana. Kaşları çatıktı. Sonra kafasını çevirdi.
'Duyguların değişti mi Kumsal? Vurulduğum gün, bana söylediğin şeyler. Değişti mi?'
Hiç beklemediğim anda sormuştu. Ona hala aşıktım evet ama olmazdı. Onunla asla olamazdık. Siyah ile beyaz gibiydik. Onu kabullenirsem, siyaha bulaşırdım. Ama kabullenmezsem de hiç bişey değişmeyecekti. Beni bırakmazdı. Ama her şeyi de bilmesi gerekmiyordu.
'Evet.' dedim.
Dişlerini sıktı. Camın önünde durdu. Dışarı bakıyordu. Kendini dizginlemeye çalışıyordu. Yine kabullenilmemişti. Üstelik benim hamile olabilme ihtimalim varken.
Ben ise arkasından ona bakıyordum. Kalkıp sarılmak, yaralarını sarmak istiyordum.
Hırsla döndü bana. Kolumu sıkıca tuttu. Dişlerinin arasında konuştu.
'Kabulleneceksin! Öyle ya da böyle. Ben senin kocanım. Seve seve kabulleneceksin.' dedi.
Kolumu öyle güçlü sıkıyordu ki, gözlerimden yaş firar etti. Yeni yeni iyileşen kolumda bir morluk daha yer edinecekti.
'Sen busun işte! Az önceki Emir değil, tehdit eden can yakan Emirsin. Katil Emirsin! Seninle asla isteyerek birlikte olmayacağım. Sana asla teslim olmayacağım!' dedim. Buydu işte. Çift kişilikliydi. En ufak şeyde yıkan Emirdi.
Resmen kükredi. Duvardan duvara olan cama sağlan bir yumruk attı. Hırsını çıkaracaktı. Öfkesinden omuzları inip kalkıyordu. Birden döndü bana.
'Olacaksın! Benim istediğim her zaman benimle olacaksın! Kaçışın yok Karıcığım! Benden kaçışın yok!'
Nefretle ona bakarken kapı tıklatıldı.
'Ne var!' dedi.
Kapıyı açtı az önceki doktor. Cama baktı. Yere inmiş cama.
'Efendim, Kumsal hanımı korkutmayın. Yani onları.'
İkimiz de aniden doktora baktık.
Onları?
Hayır!!📌📌📌📌📌📌📌📌📌📌📌📌📌📌📌📌
![](https://img.wattpad.com/cover/324346205-288-k46414.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zor'la Aşk ❤️🔥
ChickLitEmir.. İsmi bile yıkılmaz olan gözü kara bir adam. Ve tek yenilgisi Kumsal... Esaret ve aşk bir arada olabilir mi? ❤️❤️❤️❤️❤️