Bu bölüm weskzone için geliyorrr.
İyi ki doğdun..Hadi doğum günü şerefine yorumları dolduralım!
İyi okumalar.
_______________Biraz oynamaktan zarar gelmez.
Min-ji: Hmm, bunu düşüneceğim.
Hyunjin: Ne? Dalga mı geçiyorsun?Bu haline kıkırdayıp kafamı salladım.
Min-ji: Şaka şaka. Kabul ediyorum.Hyunjin yanıma gelip bana sarıldı. Kafama küçük küçük öpücükler konduruyordu.
Ona sarılmak adeta bir ilaç gibi..
Hyunjin: İyi ki ormanda seni ısırmışım.
Onu ittirip yüzüne baktım pis pis sırıtıyordu.
Min-ji: Ne kadar acıtdığından haberin var mı?
Hyunjin: Tamam, tamam.. özür dilerim.
Gelip boynuma öpücük kondurdu.
Hyunjin: Bir daha yapmam.Min-ji: H-Hyunjin.. gözün kızmızı.
Yüzüme baktı.
Hyunjin: Boynuna yaklaştığım içindir.Gözüm Hyunjin'in masasına kaydı. Geçen gördüğüm fotoğraf burdaydı. Yanına yaklaşıp elime aldım.
Min-ji: Bunlar kim?
Hyunjin: Annem, babam ve ben.
Min-ji: Şimdi neredeler?
Hyunjin: Annem ben olduktan bir kaç yıl sonra ölmüş. İnsan olduğu için.
Gözleri dolmuştu. Yanına yaklaşıp sarıldım.
Min-ji: Özür dilerim..
Hyunjin: Senin suçun değil..Boynumda hissettiğim ıslaklıkla ağladığını anladım.
Min-ji: Şşşşş ağlama yoksa ben de ağlarım.Yüzünü kendime çevirip gözyaşlarını sildim. Onu ilk defa böyle ağlarken görüyordum.
O kadar masum görünüyordu ki..
Hyunjin: Babam annemin ölümünü kaldıramadı. Yıllarca onun yasını tuttu. Şuan yalnız yaşıyor.
Min-ji: Hadi git uyu dinlen hem yaralısın da.
Başını sallayıp. Yatağa uzandı. Ben de yanına uzandım.
Sarıldm ona.
Bir kaç dakika sonra uyuduğunu anlayıp yavaşça kolunun altından çıktım. Kendi odama gittim.
Masanın üzerindeki kitapla şaşkınlıkla gözlerim aralandı. Bu kütüphaneden aldığım kitaptı..
Yanına yaklaşıp elime aldım kitabı. Yatağıma geçip kaldığım yerden okumaya başladım. Sayfayı çevrdiğimde gördüğüm şeyle ikinci şoku yaşadım.
Vampirlerin kralı- HWANG HYUNJİN
Hyunjin vampirlerin kralı mıydı?
Ağzımdan 'oha' nidası çıktı.
Ben vampirlerin kralının sevgilisiydim.
" Şansa bak. "
Min-ji: Sana da merhaba iç ses.(...)
Hyunjin'in odasına girdim. Uyanmış şirin şirin etrafına bakınıyordu. Yanına yaklaşıp büzmüş olduğu dudağına öpücük kondurup geri çekildim.
Min-ji: Uyandın demek.
Hyunjin: Hmm hmm.
Min-ji: Sana sormam gereken bir şey var.
Hyunjin: Sor bakalım.
Min-ji: Sen vampirlerin kralı mısın?
Hyunjin: Bunu nereden öğrendin.
Min-ji: Iııı kitaptan.
Hyunjin: Kitap mı? Ne kitabı?
Min-ji: Dur getireyim.
Odama gidip kitabı alıp geri döndüm.
Min-ji: Bu kitap.
Hyunjin kitabı alıp incelemeye başladı.
Hyunjin: Bu çok eski bir vampir kitabı. Nereden aldın bunu?
Min-ji: Okuldayken okul kütüphanesinden almıştım.
Hyunjin: Şimdilik bu bende kalsın. Olur mu?
Min-ji: Tamam, sorun değil.
Hyunjin: Hadi git hazırlan.
Min-ji: Niye?
Hyunjin: Ormanda yürüyüşe çıkalım. Evde sıkılıyorsun.
Min-ji: Ama yaran?
Hyunjin: O iyileşti bile.
Min-ji: Ne? Nasıl? Hemen mi?
Hyunjin: Vampirlerde yaralar hızlı iyileşir.
Yanına gidip sargıyı açtım. Gerçekten iyileşmişti.
Min-ji: Tamam o zaman. Ben gidip hazırlanayım.
Gidip odama üzerimi giyindim. Saçlarımı tarayıp açık bıraktım. Hafif de bir makyaj yapıp odadan çıkmak için kapıyı açmıştım ki karşımda Hyunjin'i görmemle irkildim.
Min-ji: Niye orda öyle dikiliyorsun. Ödüm koptu.
Hyunjin: Hadi, hazırsan çıkalım.
Min-ji: Hazırım.
Evden çıktık. Hyunjin elimi kavradı. Yavaş yavaş yürüyorduk.
Orman çok uzakta olmadığı için çabucak varmıştık.
Sohbet ede ede yürüyorduk.
Hava yavaş yavaş kararmaya başlamıştı.
Hyunjin: Hadi hava kararmadan dönelim eve.
Çalılıkların arkasından hırıltı sesleri geldi. Korkarak Hyunjin'e sarıldım.
Hyunjin: Siktir.. Kurtlar geldi.
__________
Ehe en heyecanlı yerinde bıraktım.
İyi günlerr.