İyi okumalar.
Gözlerimi açtığımda tanımadığım bir odadaydım. Sağ tarafıma baktığımda Hyunjin'i gördüm. Koltukta oturmuş şarap içiyordu.
Hyunjin: Uyandın demek.
Min-ji: Bana ne yaptın ve burası neresi.Şarabından bir yudum daha alıp konuştu.
Hyunjin: Sadece kanından biraz içtim. Ve burası benim evim.
Vampir miydi yani?
Hyunjin: Evet, vampirim.
Mina: A-ama bu nasıl olur? Vampirler gerçek değil ki?!Hyunjin kahkaha attı.
Hyunjin: Ah, siz insanlar çok safsınız. Seni az önce ısırdım ve sen hala vampirler gerçek değil diyorsun.Elimi buynuma götürdüm. Yara bandı vardı.
Mina: Beni niye buraya getirdin?
Hyunjin: Baygın bir şekilde kamp alanına mı bıraksaydım? Seni öldürmediğime dua et.Birden karnım guruldadı. Sabahtan beri hiçbir şey yememiştin.
Hyunjin: Acıkmış olmalısın. Kalk beni takip et.Şarap bardağın kenara koydu. Yataktan yavaşça kalkıp onu takip etmeye başladım.
Onu takip ederken bir taraftan da eve bakıyordum. Genelde siyah renklerin hakim olduğu bir evdi. Zengin olmalıydı çünkü ev çok büyük ve şaşalıydı.
Min-ji: Evde yalnız mı yaşıyorsun?
Hyunjin: Evet ama arkadaşlarım yanıma sık sık gelir.Yemek masasına ulaştığımızda. Hizmetçiler bizi görüp hemen eğildiler. Masada her çeşit yemek vardı. Tam sandalyeyi çekecektim ki, Hyunjin arkamdan gelip sandalyeyi çekti. Ben de oturdum.
Kendi de oturduktan sonra beni izlemeye başladı. Masaya baktım. Oldukça çok çeşit yemek vardı.
Hyunjin: Neyi sevdiğini bilmediğim için çok şey hazırlattım.Bir kaç kez gözlerimi kırpıştırıp Hyunjin'e baktım.
Min-ji: Biraz fazla olmuş sanki ama yine de teşekkür ederim.
Hyunjin: Afiyet olsun.Yemekleri yemeğe başladım. O kader açtım ki ne kadar hızlı yediğimin farkında değildim.
Hyunjin: Yavaş ye boğulacaksın.Dediği şeyle yanaklarım kızardı. Sonra yavaş yemeye başladım.
Min-ji: Ne zaman evime dönücem?
Hyunjin: Hiçbir zaman.Dediği şey üzerine yediğim şey boğazımda kaldı. Deli gibi öksürmeye başladım. Hyunjin su doldurup bana uzattı. Alıp hemen içtim. Öksürme geçtikten sonra hemen Hyunjin'e döndüm.
Min-ji: Ne demek hiçbir zaman?
Hyunjin: Eğer gidersen burda olanları herkese anlatacaksın. Sence buna izin verecek kadar aptal mıyım?Haklıydı anlatırdım. Ama ya ailem? Onlara ne olacaktı?
Hyunjin: Aileni merak etme bir yalan uydururuz.
Min -ji: Hey! Düşüncelerimi okumayı kes.
Hyunjin: Elimde değil. Deyip omuzlarını silkti.Yemek bittiğinde masadan kalktım.
Min-ji: Şimdi ne yapacağız?
Hyunjin: Hmm. Film izlemeye ne dersin?Min-ji: Olur.
Hyunjin: O zaman korku filmi izleyelim.
Boğazımı temizledim.
Min-ji: Başka bir film türü var mı?Hyunjin kahkaha attı.
Hyunjin: Bana korktuğunu söyleme.
Min-ji: Hayır tabii ki.
Hyunjin: Tamam o zaman korku filmi izliyoruz.Gidip yiyecek içecek alıp filmi açtı. Evet, korku filmlerinden korkuyorum. Ama çaktırmamaya çalışıcam.
Film başlamıştı. Daha bir şey olmamıştı çok şükür. Birden ekrana canavar çıktı. Çığlık atıp hemen Hyunjin'e sarıldım.
Hyunjin: Hani korkmuyordun?
Min-ji: Tamam, yalan söyledim. Deli gibi korkuyorum.Hyunjin'e sarıldığımı farkedip geri çekildim.
Min-ji: En iyisi uyuyalım. Saat geç oldu.
Hyunjin: Tamam.
Min-ji: Ben nerde uyuyucam?
Hyunjin: Benim odamda uyu. Ben misafir odasında uyurum.*
Yatağa uzanmıştım ama çok korkuyordum. Ya filmdeki canavar gelirse?
Bir kaç saat yerimde o tarafa bu tarafa döndükten sonra böyle olmayacağını anladım.
Kalkıp Hyunjin'in yanına gittim. Kapını hafif araladım. Galiba uyuyordu gidip yanına sokuldum. Birden Hyunjin belimden tutup beni kendine doğru çekti. Ona doğru döndüğümde bana sırıtarak bakıyordu. O an farkettim üstünde bir şey olmadığını. Kalbim çok hızlı atıyordu.
Hyunjin: Burda ne işin var?
Selamm
Nasılsınız?Bölümü beğendiniz mi?
Yorum yapıp oy vermeyi unutmayın.
İyi günlerr <3