7

143 7 2
                                    

FOTO 💜ÖYKÜ 💜

ÖYKÜ'NÜN AĞZINDAN

Atölye'den büyük bir sevinçle çıkarak okulun yolunu bulmuştum.

İstediğim dolap o kadar güzel olmuştuki bunun Ayaz'ın emeği olmasına her ne kadar bir yanın anlam yükleme desede, bir tarafım değişik hisler türetmişti.

Daha haftalar olsada işe başlaması, gerçekten çok güzel şeyler yapıyordu.
Yeteneğini yeni keşfetmiş bir çocuk gibi sürekli çalışıyordu.

Ustaya yaptığı bardakla parmaklarında sihir olduğuna kesin kanaatindeydim.

Belirsizce mırıldandığım melodiyle bahçede etrafa gülücükler saçıyordum.

Önüme çıkan mavi minik, Unutma beni çiçeklerine hayranlıkla bakıp eğilerek fotoğraflarını çekmeye başlamıştım.

Rüzgar narince eserken çiçekleri birbirine yaklaştırarak sarmıştı.

"Bir çiçekte olsan sarılabilirsin."

Zihnimden dökülen kelimelerin bütünüyle güldüm.

"Ne görüyorum? Çiçek, çiçeğini mi çekiyor?"

Arkamdan gelen sesle omzumun üzerinden kim olduğuna bakmıştım.
Güneş yüzünü kaplarken kestirememiştim, kalkarak tanıdığım yüze tebessüm ettim.

"Çok da çiçek değilim Ziya."

"Fazla çiçek,"

Tebessüm ederek, yürümeye başlamıştık.

"Nasıl oldun?"

Anlamsızca yüzüne bakarken hasta olduğumun sabahı beni aradığı aklıma gelmişti.

"Daha iyi, sen?."

"Sevindim, her zamanki gibi."

Okula giriş yapmıştık. Ziya iyi bir insandı.

Telefonuma gelen bildirimle ağzım şaşkınlıkla ekrana açılmıştı .

05541234567

-Ben Ayaz, dolabın ilk katı atıldı yarın ikinci katı atılacak.

Ayaz'ın numaramı almış olmasıyla şaşırmıştım, ve dolabın ilk boyasını atmıştı.

-Teşekkür ederim. Okul çıkışı gelirim büyük ihtimalle, bende yardım ederim.

-Tamam.

Bir dakika bir dakika biz şimdi şu an telefonla mesajlaşıyormuyduk? Gülerek istemsizce sesler çıkartıyordum.
Adımlarım zıplarcasına basıyordu
merdivenlerde.

"Güzel haber aldın herhalde?"

"Ha, evet. Şey, ben hemen sınıfa gitmicem de görüşürüz."

Merdivenlerden koridora sapıp lavaboya doğru yönelmiştim.

"Evet evet evet şimdi sakin olmalıyım.
Numarayı kayıt etmeliyim evet."
Kendi kendime yönelttiğim soruları içimden de tekrar ediyordum.

"kayıt neredeydi hah evet, ee uzun zamandır birini kayıt etmezsen unutursun tabi akıllım."

Parmaklarım heyecandan bir çok yere basıyordu.

"Ne diye kayıt etmeliyim. Ayaz, yok yok AYAZ büyük harflerle, ya da Marangoz mu? o ne ya."

Önüme bakmadan ezberlediğim lavaboya giriş yapmıştım.

AYAZ olarak kaydetmiştim.

"Ay heyecanlandım." aynada kendime bakıp sürekli gülüyordum. Avucumu suyla doldurup yüzümü soğukluğa bırakmıştım.

PETRİCHOR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin