hoşgeldin partisi

606 15 2
                                    

S.I.H.E.L.D 'da acil altı ambülans acil! Acil! ...
ambülanslar gelince hemen hepsini sedyeye aldılar , eyer ben olmasaydım ölüceklerdi , anlaşılan birilerinin bana özür borcu var...
Hemen bende fury ve hill ' ın olduğu arabaya bindm.
- Loki' ye ne oldu ?
- ahmak , kaçtı.
- sana kim dedi buraya gelmeni , ölebilirdin.
- asıl ben deyil, yenilmezler ölebilirdi hill.
- onlar hallederlerdi .
- o yüzdenmi bu haldeler . Silahları yokken ne yapabilirler. Bruch' a hulk olmasın diye birşey takmışlar, thor' a bile wjolnir düştü diye hasta hasta kaldırıp aldınız , bu halde ne yapmalarını bekliyorsunuz. Neyseki tony' nin zırhını almamışlar.
- tamam Emily sen haklısın , şimdi tartışmayalım.
- bencede...
Hemen S.I.H.E.L.D Binasına gelince revire gittim hepside uyanmıştı , ben kapıdan girince hepsi bana baktı.
- galiba birinin bana özür borcu var.
- Tamam , özürdilelerim. Ama gelseydin sende tuzağa düşecektin.
- şeeey . Tamam o konudada sen haklısı.
- sen bizi nasıl takip ettin?
- şeyyy.
- ben biliyorum.
- bırak steve sen nerden biliceksin?
- unuttuysan ben hatırlatıyım, senin baban benim hocamdı. Ve sen bizi uçarak takip ettin.
- ne! Emily bu doğrumu?
- evet.
- bu inanılmaz , senin güçlerin çok deyerli biliyorsun diğmi ?
- galiba öyle .
- öhö öhö , tebrik ederim Emily.
- sağol Clint.
- bende Emily.
- sağol thor.
- ya bişey söyliyeceğim , biz burdan ne zaman çıkıcaz?
- ben gidiyimde doktora soruyum . Görüşürüz.
... Tony ' nin gözünden ...
- çocuklar , bu kızın borcunu nasıl ödeyeceğiz ?
- hoş geldin partisi yapalım.
- aaaaaa bencede.
- stark kulesinde yapalım.
- kim izin aldı?
- tony!
- tamam canım . huhuuuu !
- şşş Emily geliyor.
- öğrendim.
- onu biliyoruzda ne dedi ?
- bir hfta burdasınız.
- ne!
- yok artık
- yok yaaa
- ciddimisin?
- Emily' nin şakasıdir yine
-aynen. Dimi Emily?
- bu sefer anladınız , bir saat burdasınız gerisi size kalmış. Ama saat gecenin bir yarısı ve ben ayaktayım, e mağlum yarın ders var diğmi Steve?
- evet.
- hadi baay iyi geceler.
- sanada.
- ya birşey söyleyeceğim kız geleli iki gün oldu, biz ona hoşgeldin partisi yapmadık.
- ya evet yarın yapalımmı?
- olur Steve onu oyalar.
- benim için hava hoş.
- tamam,stark kulesinde yapalım
- kim izin verdi?
- Tony!
- tamam canım, ama bir şartla -o neymiş ? -herkez pertiye birini getirebilir ve pertner olucak.
1- bu olmaz.
- o zaman starkı unut.
- anlaşıldı. Steve yarın onu oyala.
- tamam benim için hava hoş.
- veeeeet bir saat doldu ben kaçıyorum.
- iygeceler tony.
- sizede anasınıfı çocukları.
Bu gün çok yorucu oldu , anlaşılan yarın yorucu ama eylenceli bir gün olucak, ben odaya gittikten sonra diyerleride odalarına gitti , ben yatmadan Papper'i arayıp onuda çağırdım , ve hemen yattım...
******************************
Steve'in gözünden
Bu gün günümün yarısını Emily ile geçirecektim, ama onu pek bilmediğim için yorucumu yada eylencelimi olacak bilmiyorum , ama içimden birses eylenceli olucak diyor. Üstümü giyinip salona çıktım.
- saat 10:30 geç deyilmi ?
- bizde gidiyoruz zaten. İlk alışveriş merkezi oradanda star binasına.
- yoooo! Alışveriş olmaz.
- alt üstü bir alışveriş bunda ne var sanki hep gidiyorum.
- alışveriş uzun sürer biz stark kulesine gitsek.
- hayır siz poşetleri taşıyacaksınız Bruch.
- bende gelirdim ama biliyorsunuz.
- hııı öyledir Steve.
- hadi sana kolay gelsin Steve.
- sizede.
Bu kız nerede kaldı , bu saat olmuş ortalıklarda yok, en iyisi yanına gidiyim...
Odasının önüne gelince kapısını hafifçe tıklattım , ses gelmeyince odasına girdim, lanet olsun uyuyormu?
- Emily
- hı
- hadi kalk.
- geldikmi?
- nereye?
- bilmem.
- Emily!
Ben bağırınca hemen yatağından kalktı.
- ne oluyor.
- bu gün seninle dersimiz var unuttunmu?
- hı, ders vardımi?
- ya , seninle çok işimiz var.
- gıcık.
- senmi benmi:)
- herneyse sen in ben geliyorum.
- tamam.
Ben asansöre binip spor salonuna indim, ardından Emily'de geldi.
- hadi savaşalım.
- ilk 4 km koşucaksın.
- 4
- evet.
- aman tanrım , lanet olsun.
- 4 km başlamadan bitmez.
- acı bana.
- acımam.
- o zaman beraber koşalım?
- hayır.
- niye? Korktunmu?
- tabiyki hayır.
- öyle olsaydı sende koşardın.
- tamam.
- hadi başla...
******************************
Natasha'nın gözünden
- hadi çocuklar kaplumbağa gibi yürümeyin.
- çok ağır.
- alt tarafı bir elinizde on poşet var. Halter gibi düşünün , birde kaslarım var diye hava atıyordun Clint.
- bunla o aynı şeymi?
- farz et. Şurayada girelim .
- hayır.
- Emily'e elbise alacağım.
- aldığın elbiselerden birini versen.
- olmaz.
- ben acıktım.
- bende.
- dönerciyemi gitsek. Geçen seneki görevden sonra gitmiştik , tadı damağımda kaldı.
- bi şuraya gidelim öyle gideriz.
- döneeeeeer!
- bağırma:)...
Bu elbise mükemmel .
- ya onunla partner olmazsa?
- olucak.
Clint'in gözünden
- ben , senin partnerin olabilirmiyim?
- zaten öyle olucaktı.
- nereden biliyorsun?
- Bruch arkadaşını çağırmış, diyerleri belli , geriyede...
- sen ve ben.
- şeyy, evet.
- geldik.
- açııım!
- hadi girelim.
Hep beraber dönerciye girdik , döner yedik sora sohbet ettik , zamanın nasıl geçtiğini anlamamıştık..
****************************** Emily'nin gözünden
- bitti!
Sonunda bitmişti , ikimizde karşı karşıya durup ellerimizi dizlerimize koyduk , soluk soluğa konuşuyorduk.
- eeeee
- ne eee?
- sırada ne var?
- bir soluklan.
- ben durmam.
- tamam. Sırada senin güçlerinin gelişmasi için bir etap hazırlandı ona gireceksin.
- benim güçlerim gelişmedi, hem sen bana öğreticektin hani.
- kendine güven.
- bumu?
- evet. Herşey bu.
- tamam süper.
- şimdi ben burdan çıkıcam etap başlıyacak.
- tamam.
- kolay gelsin.
Etapa hazırlanırken yine o sesi duydum.
- Steve'in dediği gibi , ellerinle kontrol edebilirsin , sadece kendine güven , sana güveniyorum kızım.
Etrfıma bakındım ama kimse yoktu , birden birşey ateş etmeye başladı, anlaşılan etap başlamıştı , kendimi toparladım, kendime güvendim , ellerimle herşeyi konturol edebiliyordum, hepsini güçlerimle ve döğüş hareketlerimle yere seriyordum, en son uçarak hepsine adını benim koyduğum ışık toplarıyla yete serdim . Sonra Steve alkışlayarak içeri girdi.
- inanılmaz.
- sıradaki.
- bitti.
- bu kadarmı?
- evet.
- ozaman diyerlerinin yanına gidelim.
- onlar yok.
- nerdeler?
- onlar. Onlar, onlar dolaşmaya gittiler.
- bize niye söylemediler?
- ders var diye.
- anladım. Ben acıktım, bişeylermi yesek?
- dışarda yiyelim.
- olur ama bir duş alalım üstümüzü değitirelim, öyle çıkalım.
- olur.
Beraber odalarımıza girip duş aldık, üstümüzü giyinip otoparka gittik.
- araban hangisi?
- şu.
- üstü açık, son model, mavili kırmızılı olanmı?
- evet.
- aman tanrım bu süper.
- hadi bin.
- tamam.
Arabaya binip New york'un modern sokaklarına daldık, ben koltuğa çıp saçlarımı saldım, sora boynumdaki fuları çıkartıp salladım.
- dur düşüceksin.:)
- düşmem ben , sen radyoyu aç.
Radyoyu açınca one direçtion kiss you çıktı , ikimiz beraber söyledik.
- sesin çok güzel.
- evet , bir aralar küçük çaplı konserler verdim sonra bıraktım.
- neden?
- bilmem.
- sen hangi işlerle uğraştın?
- dans ocasıyım.
- profösyonelmi?
- evet.
- süper.
Arabayla bir yola saptık , ormanlık bir alana girdik , sonra araba yavaşladı.
- ne oldu?
- geldik.
- ben hiç biryer göremiyorum .
- yeşilliklerin içinde bir lokanta tabiyki görünmez.
- tam doğal bir yere gidiyoruz galiba.
- evet , hadi gidelim...
******************************
Natasha'nın gözünden

- yemekler çok güzeldi.
- evet
- hadi çocuklar daha bir ton iş var, thor saat kaç?
- saat beş.
- baya olmuş, hadi acele edin, bir an önce stark kulesine gidelim hazırlıklara başlayalım.
- yemeklerin siparişleri verildimi?
- ben verdim.
- tamam hadi gidelim...
******************************
Stev'in gözünden
- hadi girelim içeri.
- hadi.
Beraber içeri girdik, Emily heryere hayranlıkla bakıyordu, hertaraf yem yeşil ve kenarda ye§illiklerin içinde bir dere, buraya çok hayrandım.
- burası inanılmaz.
- bencede. Nereye oturalım?
- hemen derenin kenarına.
- benim yerim.
- gerçektenmi?
- evet. Garson!
- buyrun bay Rogers.
- herzamankinden iki porsyon , içecekler aynı.
- neymiş bunlar?
- tavuk şiş ve ayran.
- türk usulü.
- vazgeçilmezim.
- inanmıyorum ama benimde öyle.
- kalp kalbe karşı derlermiş.
- şeyyy.
- ıhı ıhı ...
- iyimisin?
- e... evet.
- bay Rogers siparişleriniz geldi.
- teşekkürler. Sen nerden biliyorsun türk yemeklerini?
- benim anneannem türk.
- gerçektenmi?
- evet , dedemde amerikan.
- bunu bilmiyordum. Türkçe biliyormusun?
- küçüklüğümden beri biliyorum. Sen?
- senin kadar küçük yaşta olmasada , profösyonel biliyorum.
Beraber yemek yeyip sohbet ettik , içime doğmuştu eylenceli olacağı , ama bu kadar beklemiyordum.
Natasha'nın gözünden
- eveeeet ço güzel oldu.
- bu parti süper olucak.
- hadi giyinmeye.
- bende Steve'e haber veriyim, siz giyinin.
- tamam görüşürüz.
Ben Steve'e mesaj atıp hemen giyinmeye gittim, ardından diyerleride geldi , giyinince Emily'nin gelmesini bekledik.
Steve'in gözünden
Mesaj gelince hemen hesabı ödeyip yola çıktık ben hemen hızlanıp starka doğru yöneldim.
- nere?
- stark kulesine.
- o milyarderin kulesine hiç gitmedim.
- gerçektenmi?
- evet.
- ozaman şimdi gidiyoruz.
- niye?
- bizimkinler orda.
- bi an hiç gelmiyecekler sanmıştım.
beraber stark kulesine gittik , ben ona Natasha'nın nerede olduğunu söyleyip hemen giyinmeye gittim.
Emily'nin gözünden
Star kulesine gelince Steve bana Natasha'nın nerede olduğunu söyleyince hemen asansöre bindim, on dk'mı odayı aramakla geçirdim, ama sonunda odayı buldum, içeri girdiğimde Natasha , Jeyn, Papper ve Bruch'un arkadaşı Anna vardı.
- bu haliniz ne?
- kötümü olmuş?
- tam tersi.
- al bunu giy.
- nede...
- soru sorma.
Bana dantelli bir elbise verdi , beyazdı çok güzeldi, hemen giydim, kızlar bana hayranlıkla bakıyorlardı, sonra beni elimden tutup bir yere götürdüler.
- geliyoruuuuuuz!
Bunu deyince düdük sesleri gelmeye başladı, biz gelince düdük sesleri kesildi. Sonra Steve yanıma gelerek.
- yenilmezlere hoş geldin.
- çok teşekkür ederim ama ne gerekvardı?
- suç bizde sen gelince yapmalıydık.
Herkez gelip beni kutladılar , ve eylence başladı ama bir sorun vardı. Partner. Ama ben eylenceme baktım her şey çok eylenceliydi,ama herkez partneri ile olunca ben yalnız kaldım,sonra sıkılıp Steve'in olduğu koltuğa oturdum.
- nasıl gidiyor parti?
- güzel ama kötü. Senin?
- aynen.
İkimiz aynı anda ; niye?. Dedik sonra güldük.
- sen söyle.
- yo hayır ilk kaptan.
- hayır.
- aynıanda.
- anlaştık. 3,2,1.
- partner. Neden sen söylemedin Steve?
- aynı şey olduğunu biliyordum.
Yüzümde biraz gülümseme oldu, sonra oda güldü.
- Partnerim olurmusun?
- kim , ben?
- senden başka güzel varmı?
- yokmu?
- bence yok.
- olur.
- ney?
- partnerin.
Biz konuşurken Tony sahneye çıktı.
- evet bayanlar baylar,özellikle parti kızımı ve sizleri one drection night changes eşliğinde dansa bekleniyorsunuz.
- bayan jexsn , benimle dans edermisiniz?
- en sevdiğim şarkı olunca , tabiyki.
Bana elini uzattı , bende elinden tutup kalktım. Ellerimi boynuna sarıp gözlerimize bakarak dans etmeye başladık. Şarkının sonuna gelirken birbirimize yaklaşmaya başladık nerdeyse öpüşücektik, ama tam o sırada;
- Emily!
Ben ve Steve birbirimizden ayrılıp kapıya baktık. Karşımda
duran kişiyi görünce bayılmam bir oldu...
******************************
Merhaba! Olduğunu düşünüyorum herhalde öyledir. Dediğim gibi bu benim ilk kitabım bu yüzden sizlerin yorumları ve beyenileri çok önemli. Bu arada 13 Haziran chris ' in doğum günü yaklaşıyor buna özel fikirlerim var şimdiden bizi kendisi duyamasada ve anlayamasada doğum günü kutlu olsun. Birde o zaman bursluluk sınavı var ne kötü..

yenilmezler: yeni yenilmez.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin