eski anılar gerimi dönüyor?

436 19 1
                                    

Gözlerimi hastanede açtım. herkez başıma toplanmış. ben kendimi toparlayıp ayağa kalktım oturanlarda beni görünce anıma geldi.
- iyimisin Emily?
- iyiyim Natasha.
- hayatım iyimisin?
- bana hayatım deme! hem senin ne işin var burda? daha 4 hafta önce ayrılalım yapamıyorum diyen kimdi ? başkasımıydı?
- ben senin değerini anlayamadım ne olur affet.
- fef ol git şurdan. lanet olsun!
- ah hadi ama sen beni seviyordun.
- sen öyle san.
- hala seviyorsun beni. o zaman kimi?
Steve sinirli bir şekilde söze karıştı.
- kız seni sevmiyor anlasana.
- Steve sen karışma.
ben bunu söylaerken Steve'in gözlerinde kayboldum . yani anlayacağınız charli'nin bana sorduğu sorunun cevabını bulmuştum.
- s..., s... sanane.
- hala beni seviyorsun. gidiyorum ama senden vazgeçmeyeceğim.
bunu deyince gitti, herkez bana bakıyordu, ben ağlamaya başladım, daha fazla rezil olmaya dayamayıp kaçtım.

Steve'in gözünden

ben hemen Emily'nin arkasından koşmaya başladım, o topuklular üzerinde nasıl bu kadar hızlı koşuyordu? hemen bir taksi çevirdi , ben tam yetişirken araba gitti.
- ne oldu nerde?
- taksiye binip gitti.
- S.I.H.E.L.D'a gitmiştir.
- sanmıyorum.
- peki nere.
- hadi beni takip edin.
gideceğimiz yer uzak deyildi ulaşınca herkez anlamsız bir şekilde bana baktılar.
- dans kursumu?
- ne yapıcaz? salsa, tango, afrika dansı.
- bizi buraya getirmenin bir manası olmalı kaptan Amerika.
- evet ver black.
- nedenini bilmek isterim açıkçası.
- yemek yerken anlattı, dans hocalığı yapmış, her sıkılışında üzüldüğünde buraya gelirmiş.
- buradamı dersin.
- kesin. hem kapı açık baksana.
- hadi girelim.
kursa girer girmez müzik sesi geldi , hepimizde o yana gittik. tamda düşündüğüm gibi , o burada dans ediyordu.hepimiz hayranlıkla bakıyorduk. tam müzik bitip yanına gelecekken, oradaki bir kapı açıldı.
- kim var orada?
- benim Emily.
- senin ne işin var burada?
- Emiliy beni dinle.
- tamam.
- bak, ben böyle olsun istemedim. annemi biliyorsun.
- lanet olsun, bilmiyordum.
- beni affet.
onu affefecek deyil herhalde, hem annesi yüzünden deyilmişki onu aldatmış. inanmadı herhalde.
Emily'nin gözünden
- ama sen beni aldattın, aptal !
- bunları geride bırakalım.
- eskisi gibi olmazki.
- evet olmaz, daha iyi olur.
bi anlık boşluğa gelip kucağına atladım.
- srni se...
aman tanrım ben ne yaptım? ben Steve'i seviyorum, ama barıştık, her neyse ayrılım. kucaklaşıp ayrıldıktan sonra mutsuzluğum üztüme çöktü, Charli ise mutluydu.
- hayatım iyimisin?
- benmi?
- evet.
- i..iyiyim
birden alkış sesleri gelmeye başladı , bizimkinlerdi, gözlerim hemen Steve'i aradı gördüğümde;mutsuz, alkışlamıyor ve en arkadan geliyordu.
herkez sıra ile beni tebrik etti , sıra Steve'deydi. bana elini uzattı.
- tebrik ederim.
- s..sa...sağol.
ondan sonra gitmek için kapıya yòneldi, bende arkasından köşup kolundan tuttum. ilk koluna bakıp sonra bana baktı.
- ne yapıyorsun?
- gitme.
- neden?
- çünki ben Charli'yi sevmiyorum.
ilk başta güldü ama sonra kendini düzeltip ciddileşti.
- bundan banane.
- bilmek istersin sanmıştım.
- o zaman yanlış düşünmüşsün.
bunu deyince dünyam başıma yıkıldı. kolunu çekip dışarıgitti, ama ben pes etmedim ve peşinden gittim.
- Steve!
beni duyunca durdu, bende yanına gittim.
- ben şey sanmıştım
- ne?
-b...bi...biz ikimiz şeyy.
ilk başta bana yakınlaşıp iki eliyle başımı tuttu biliyorum birşey sanacaksınız ama düşündüğünüz gibi olmadı, benden uzaklaştı.
- sen ve benim aramda ne olabilirki.
deyip gitti. dünya deyil tüm uzay başıma yıkıldı, belkide dans ederken Charli gelmeseydi şimdi sevgiliydik lanet olsun. ardında diyerleri geldi, yanaklarımdan süzülen yaşı hissedebiliyordum.
- sevgilim ne oldu?
- bana segilim deme, ayrılıyorum senden, sen varya çok aptalsın, şimdi defol git.
- seni bırakmıyacağım.
- ben baskasını seviyorum.
- kimi?
- seviyordum ama cehenneme kadar yolu var.
ben bunu deyince arkasını dönüp gitti , sonunda buda hallolmuştu, ama hala ağlıyordum.
- sen iyimisin?
- iyiyim ben Clint!
- bence hiç iyi deyilsin.
- iyiyim ben Toniy!
- niye bukadar bağırıyorsun?
- ben bağırmıyorum bruch, bağırrmıyorum.
- hadi gidelim.
- Steve nerde?
- cehennemin dibinde!
- agrasif halini çok beyendim bir an hulk olucaksın diye düşünüyorum.
- Emily gidelim hadi.
- Natasha ben biraz hava alıcam, Toni senin arabalarından birini alıyorum
- seç al 5 milyon.
- tamam güzel şaka ben gidiyorum.
ben nasıl Steve'e böyle birşey söyledim? sanırım bir özür borçluyum. oto parka gidip üstü açık gri bir araba aldım , yollara çıktım , karaoke partisine gitmek istiyordum, müzik açtım son sese aldım araba son ayar hızla gidiyordum. giderken ilerde Steve'i gördüm hep karşıma çıkmalımı, herneyse takma geç.
Steve'in gözünden
sonunda sakinleşmiştim, o sırada müziği son sese almış son hızla bir araba yaklaşıyordu, herkez çok eyleniyor ama ben neden eylenmeyim. ne! o Emily'mi, olanlardan sonra nas bu kadar eylene bilir. biraz sonra müziği kapatıp arabayı bir yere park etti ve sonra karaoke partisine girdi. bend eylenmeliyim dimi o yüzden bende oraya gittim. ben girince birisi müzik söylemeye başladı , sesi bayağ güzeldi ama içeri girince müziği söyleyeni görünce çok şaşırdım. o Emily'di, bir insan bu kadar yetenekli olabilirmi? şarkıyı söylerken seyircilere bakıyordu ve bum! gözleri benimkinlere takıldı, o gülen yüz kendini öldürücü bir yüze bıraktı, şarkıyı bitirdikten sonra yanıma sırıtarak geldi, ve alaycı bir şekilde;
- a,a ne tesadüf dimi?
- yaa hiç sorma.
- niye buraya geldin?
- burası tüm halka açık. bende bir kahraman olmama rağmen bende halktan birisiyim.
- tamam. sana birşey söyleyebilirmiyim?
- tabiyki.
- şu son olanı kapatsak.
- neden?
- sen beni yanlış anladın.
- nasıl yani?
- ben sadece öle öyle sandım bak üstüne basarak söyledim sandım.
- tamam anladım.
- arkadaş olalımmı?
ne! onca olaydan sonra.
- o...o...olur.
- sanki zoruna gitti.
- hadi ben bi şarkı söyleyim.
dedim ama türkiyeden özel misafirler gelmiş o yüzden bu dakikadan sonra sadece türkçe şarkı söylenilecekmiş.
- eee ne yapacağız?
- hadi gel.
elimden tutup sahneye çıkarttı.
- ne yapıyorsun?
- biri bana gelsin'i söyleyelim.
- hani arkadaştık?
- zaten öyle, sadece bu aralar favori şarkım. biliyormusun?
- bu inanılmaz ama evet bende bu şarkıyı dinliyorum ve biliyorum.
- hadi! başla! Steve'nin gözünden saçmalama ne olur , çare çok, nasıl gidersin. istediğin herşey sani yok, değermi dersin,başkaları bilmez görmez zor, nasıl bi duygu, al elini kalbime bir koy, işte gerçek bu. her yer soğuk hep karanlık, kendi kendine tarifsiz, ayrılmamız çok gereksiz, şimdi uzaktan sebep siz.
ikimiz
biri bana gelsi oda sensin, beni kırmış olsanda, ikimizde aşık bitek farkla, benimki senden biraz fazla.
.
.
.
ikimizde gülerek birbirimize bakıyorduk, ama sonra Emil'deki gülüş soldu.
- ne oldu?
- biz arkadaşız, ve en so yine böyle olunca sonunun nasıl olduğunu ben çok iyi biliyorum.
deyip partiden çıktı, bende ona yetiştim.
- sahile gidelim?
- bencede.
beraber sahile gidip iskeleden ayaklarımızı suya sarkıttık.
- ben Charliden ayrıldım.
- benim yüzümden dimi?
- hayır. hatta ben onu affetmedim.
- ama sarıldın.
- bir an boş bulundum.
inanılmaz derecede mutlu olmuştum. yani ona layık deyildi.
sonra Emily başını omzuma yasladı.
- Emily.
Emily'den hiç se gelmiyordu anlaşılan uyumuştu, ben hemen onu kucağıma alıp arabaya yatırdim, sonra S.H.I.E.L.D'a gittik..
. S.H.I.E.L.D'a gelince hemen Emily'i yatağına götürüp yatırdım sonra ayakkabılarını çıkarıp üstüne battaniye örttüm. bi süre ona öylece bakıp olanları düşündüm, belkide Emily haklıydı...


merhaba! umarım bölüm güzel olmuştur, lütfen votle ve yorumlarınızı unutmayın bu arada yazım yanlışlarım olabilir telefonun dokunmatik klavyesi biraz küçük. sanırım bir haftaya yakın bölüm yazmamışım kusura bakmayın mağlum yazılı haftası, ama bundan sonra zaten yaz tatili oluyor birde oruç olunca insan hiçbirşey ile uğraşmıyor yani anlaşılaan bir haftada iki veya üç bölüm yayınlayabilirim birdahaki bölümde görüşme üzere!

yenilmezler: yeni yenilmez.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin