ÖMRÜ TÜKENEN KELEBEK

177 16 54
                                    

Yavaş yavaş uykum gelmeye başlamıştı.Esneyerek kendime gelmeye çalıştığım da sohbet baya koyuydu.İlk defa nöbetim yoktu ve uzun bir süre sonra ilk defa dışarı çıkmıştım.Genellikle hayatım ev ve hastane arasında gecip gidiyordu.

Bu sefer mesai arkadaşlarım ile yemek yemeye dışarı çıkmıştık.Yemekten sonra da bir kafeye gelmiş birimiz içkisini birimiz kahvesini yudumluyordu.Ben kahvesini yudumlayan kişilerin olduğu taraftaydım,çünkü sızmadan rahat bir tatil geçirmek istiyordum.

Yıllık izinimi kullanarak ve hastane sahibi arkadaşım olduğundan bir ay keyfime diyecek yoktu.Bu zamanların kıymetini bilmem gerektiği için,gecelerimi sızarak geçirmeyecektim.

Bu bir ayda memlekete gitmeyi düşünmüştüm fakat emin değildim.Anneannemi çok özlemiştim ama gidersem geri dönmeyecek kadar yufka yürekli olduğumu biliyordum.Bana herşeye rağmen ufaktan İzmir yolu gözükmüştü.Anneanneme haber vermeden sürpriz yapmak istiyordum.

Sohbete geri dönerek bileğimi havaya kaldırdım ve masadakilere saati gösterdim,"Gençler saat 22.30 olmuş..Yavaştan kalkalım diyorum."dedim.Ekip arkadaşlarımda bana hak vermiş olacak ki toparlanmaya başlamışlardı.Bende hızla ayağı kalkarak,sandalyeye koyduğum kabanımı aldım ve üzerime geçirdim.Kabanı üzerimde yerleştirdiğimde atkımı boğazıma doladım.

Bu atkı benim en sevdiğim atkımdı anneannemin bana öğrettiği kadar kendim örmüştüm.Benim için manevi değeri oldukça fazlaydı.Çantamı da omuzuma yerleştirerek ekibe döndüm.

"Ben şuradan kendim giderim.İyi geceler!"dedim tebessüm ile.

Bunu duyan Batuhan,"Hocam biz bırakalım.Gece gece kendiniz gitmeyin.."dedi.Ona baktığımda,"Gerek yok Batucuğum..Halledebileceğime eminim.Bu nazik teklifin için çok sağol,sen Sena ve Aslı'yı götür."dedim tembihleyen anne edasıyla.

Beni başıyla onayladığında,diğerlerine dönüp,"Hepinize iyi geceler atom karıncalarım!"dedim.Hepsine sırasıyla sarılıp vedalaştım.

Sanki bir daha görüşemeyecekmişiz gibi.Sena dolu gözler ile,"Bir ay sizsiz ne yapacağız..Serdar Hoca'nın esprilerinden kim koruyacak bizi?"dedi.Ona tebessüm ederek,"Abartma Sena,alt tarafı bir ay yokum.Hem ben yokken sen idare edeceksin ekibi."dedim omuzunu sıvazlayarak.

Sena'yı ikna ettikten sonra kapıya yönelip hızlıca çıktım.

İstanbul'un soğuk havası insanı donduracak derecedeydi.Atkıma biraz daha sarılarak emin adımlarla sokakta ilerledim.Çizmelerimin kaldırımda çıkardığı tok ses ile ilerlemeye devam ediyordum.Eve yaklaştığımda yan sokaktan gelen acı dolu nidalara dikkat kesildim.

Bu saatte bir ara sokağa girmek ne kadar doğru olabilirdi bilmiyordum fakat beni işkillendiren bir durum söz konusuydu.Sokağın başından hafifçe baktığımda sokak lambasının altındaki adamı gördüm.Adamın beyaz gömleği kan içerisindeydi ve beni fark eden adam,"Yardım et.."diyebildi sadece.

Adama hızla koştuğumda çantamı bir kenara bırakarak atkımı hızla boynumdan çıkardım.Adamın yarası kurşun yarasıydı ve fazla kan kaybetmişti.Atkıyı hızla adamın yarasına bastırarak tampon yaptım.Adamın hala uyanık olması bile bir mucizeydi.Adam acı sayesinde buruşan suratı ile cebini gösterdi.Cebine ulaşıp telefonunu bulduğumda 112'yi tuşlayacaktım ki elimi tutarak beni engelledi.

"E-Ekin'i ara.."dedi boğuk ses.Dediği kişiyi arayıp hızlıca bulduğumda ismi tuşladım.Yaralı adama bakarak,"Beyefendi,sakın gözlerinizi kapatmayın!Sakın..."dedim uyarıyla beni duyan adama baktığımda açılan telefon ile konuşmaya başladım.

ÖLÜMLE YAŞAM ARASINDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin