...
Zorlayıcı olmalıydı.Bir bakımdan bir şey yokmuş gibi yapmak diğer bakımdan ise ayak uydurmak.Evet zordur.Ama benim için değildi.Hiç olmamıştı.Her zaman kendimi bir kukla gibi hissetmiştim.Belki de öyleydim.Ne kadar kendimi cansız hissetsemde bir gün ruhumun bana geleceğini biliyordum.İnanıyordum.İnanmaya çalışıyordum.Kendi ellerimde yarattığım,yarattığımı düşündüğüm fakat geçmişinin eseri olan karanlık ve sadece bir kelimeden ibaret ruhum.Takma ruhum.
Takma ruhlar,yapmacık kalabalıklar.Ben bundan ibaret değildim.İbaretmiş gibi davranıyordum.Sadece sözümü tutarak uyum sağlıyordum.
18 Eylül 2002
Küçük kız her zaman olduğu gibi sadece annesinden ve ilk defa olan fakat biraz sonra gidecek olan babasından ibaret doğum günü partisini kutlamak için oldukça heyecanlıydı.Çünkü bu ilk defa babasıyla geçirdiği bir doğum günüydü.Babası doğumu bir yana ilk defa bugün onun yanındaydı.İşin komik tarafı ise doğum gününde kızı ile doğru düzgün bile tanışmamıştı bu genç baba.Kız annesinin uçmasın diye bileğine bağladığı balon ile salonda şen şakrak koşturuyordu.Mutlu hissediyordu.İlk defa evleri ev gibiydi.Sığınacak bir liman gibi.Annesi pasta elinde salona büyük bir gülümseme ile girdi.Tam da Nil'in istediği gibi olan bu pasta onu daha da sevindiyordu.Bembeyaz kremanın üzerine yapılmış pembe kalpler vardı pastanın.Her çocuğun hayal ettiği ama ebeveynlerinin almadıkları pastaydı bu.Bugün ailesiyle olması gibi.Nil'in o çocuklar gibi hep istediği fakat para ile alınamayan bir şeydi.Küçük kız buna alışkın değildi.Aile gibi yaşamaya alışık değildi.Diğerleri gibi ailesiyle doğum gününü kutlamaya alışkın değildi.Pastanın üzerindeki mumları inceledi.Yaşı kadardı.Annesinin ona öğrettiği kadar sayı saymayı biliyordu.On rakamına kadar saymayı bildiği için mumları rahatlıkla sayabilmişti.Bugün altıncı yaş günüydü.Babası hemen onu kucağına yerleştirerek koltuğa oturdu.Annesi de onların önüne eski bir sehpa çekerek pastayı üzerine yerleştirdi.Yere çömeldi.Babası kızını pastaya doğru yaklaştırdı.Kız mumları büyük mü büyük bir sevinçle üfledi.Annesi hemen boynundaki fotoğraf makinesinin deklanşörüne bastı.Annesi kızına yaklaştı.Saçlarına dudaklarını iyice bastırdı.Kokusunu uzun uzun çekti.Ve kulağına eğilerek,"Yeni yaşını kutlu olsun bebeğim.Bana uyum sağlayacağına inandığım biricik kızım."dedi fısıldarken."Söz,"dedi küçük kız aynı fısıltıyla."Söz hep uyum sağlayacağım."
Dudakları hala benimkileri üzerinde olan adama ne yapacağımı bilmiyordum.İçimden bir ses karşılık vermelisin dedi.Belki de öyle yapmalıydım.Ani gelen bir içgüdü ile adama karşılık vermeye başladım.Müzik hala devam ediyor,etrafımızdaki insanlar hareket ediyordu.Fakat zaman bizim için durmuştu.Zaman kavramı yok olmuştu.Bu anın içine sıkışıp kalmıştık.Ona karşılık verdiğimde hala yapışık olan dudaklarımıza rağmen gamzeleri belli oldu.Yavaş yavaş ve neden olduğunu anlamadığım bir şekilde istemeyerek ayrıldı dudaklarımız.Gözlerim hızla etrafta gezindi.Uygar her an koronun arasından sıyrılarak elindeki kemanı Uraz'ın kafasına geçirecekmiş gibi duruyordu.Etraftakiler bizim bu hareketimizi pekte umursamamıştı.Ne de olsa sevgiliydik.Ozan,Uygar,Ekin ve Neslihan dışında kimse tabii.İlker'in pekte umurunda değil gibiydi.
Büyük bir utanç içinde gözlerimi yere eğdirdim.Sonra hesap sorma içgüdüsü ile onu yakasından tutarak kendime çektim.Başını hafif eğdiği için kulağına uzandım."Beni neden öptüğünü sorabilir miyim acaba?"dedim tehditvari bir ses ile.Gülümsemesi biraz daha büyüdü ve aynı benim gibi fısıldadı,"Sevgilim herkes oldukça şüphelendiği için bunu yapmak zorunda kaldım.Bir sorun mu var?"
Aptal!Aptalsın sen neden karşılık verdi ki?
Dudakları alay ile yukarı kıvrıldığında konuştu,"Sen neden karşılık verdin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLÜMLE YAŞAM ARASINDA
Ficção AdolescenteNil Erdem,kendi kendine hayatını sürdüren öylece bir doktordur. Arkadaşları ile eğlendiği bir gecenin sonunda tek başına evine dönerken yerde bulduğu kanlar içindeki adamın hayatından çıkmamak üzere gireceğini tahmin bile etmemektedir. Bu kanlar içe...