(Ee ne yazmalıyım bilmiyorum direkt bölüme geçelim)
•
Five beş aydır olduğu gibi bugün de eleanordan önce uyanmıştı. Takım elbisesini giyindikten sonra kafeteryaya ışınlandı. Eleanor ve kendisine kahve aldığı sırada yanına herb geldi.
"Se-selam bay five" sahte olduğunu belli ederek gülümsedi five.
"Merhaba herb" Koridorda yürümeye başladığında herb de yanında geliyordu. Durup ona döndü.
"Söyle ne söyleyeceksen"
"Be-ben istediğiniz dosyayı bulamadım" Herb'in kolundan tutup boş bir koridora ışınlandı.
"Ne demek bulamadım!"
Herb bağırmasıyla olduğu yere sindi ve tekrar kekeleyerek cevap verdi. Korkusundan kekeliyordu.
"Ben a-aslında" sakinleşmek için nefes alıp verdi. "Başka birinde sanırım"
"Her kimdeyse onu bana bul!" Herb hızlıca kafasını salladığında five odaya ışınlandı. Eleanor yatağını toplamış, pijamalarını değiştirmiş, kitap okuyordu. Five elindeki kahveleri masaya bırakıp kendini sandalyesine bıraktı.
"Neye sinirlisin?" dedi eleanor kafasını kitabından kaldırmadan.
Five kaşlarını çattıp "Bana bakmadın bile" dedi.
Eleanor tekrar kafasını kitabından kaldırmadı. "Nefes alışverişin hızlanmış ve hareketlerin sert, sinirini etraftaki eşyalardan çıkartmak istiyorsun ama aynı zamanda işe yaramayacağını biliyorsun çünkü her neye sinirliysen düşündükçe tekrar sinirleniyorsun."
Eleanor gri gözlerini, kendisine şaşkınlıkla bakan yeşil gözlerle buluşturdu. "Şimdi anlat bakalım neye sinirlisin?"
Five düşündü eleanor zekiydi, gözlem yeteneği fazlasıyla gelişmişti ve her konuda bilgisi vardı. Bir ara ona dosyayı fark ettirmeden soracaktı. Bunu kafasında bir yere yazıp kızın sorusana cevap verdi.
"Komisyondaki gerizekallar bıktırıyor." Eleanor sahteden gülümsedi ve cevap verdi.
"Hepsi birer ampulden başka bişey değil."
Five anlamaz gözlerle ona bakınca eleanor alayla sordu. "Zeki olduğunu söylerdin hep. Bundan emin misin?"
"Hala söylüyorum, zekiyim. Ama senin saçma lakabını anlamadım ne yazık ki. Anlatacağını umuyorum?"
Eleanor'un dudağının kenarı yukarı kıvrıldı. "İnsanlar ampulleri ihtiyacı olduğunda kullanır ve ampullerin tuşu hep birinin elindedir. O tuş olmadan yanmazlar. Bu aptallarada birşey anlatmadığın sürece birşey anlamaz ve düşünce yürütmezler. Senin verdiğin komuta uyarlar. Gerektiğinde yanar gerekmediğinde de sönerler."
Fivedan bir 'wow' sesi duyduğuna emindi eleanor. "Bu hakareti sevdim."
"Hakaret değil onlara verdiğim isim ama şimdi şu dosyayla ilgilenmem lazım"
Five ve Eleanor olay örgü dosyalarıyla ilgilenmeye başladılar. Kısa süre sonra bir tüp sesi duyuldu odada. Five tüpü eleanor'a uzattı.
Alıcı:Eleanor Pitts & Five Hargreeves
Will Moore'u öldür.
1943 Fransa"Kısa sürecek gibi ha?" dedi five. Eleanor başını sallayıp dolabından kendisine ait çantayı çıkardı. Five'ın gözleri açılmıştı.
"Bunun sende ne işi var Eleanor?"
Eleanor muzip gülümsemesiyle baktı ona. "Yılların ödülü diyelim" ve five ile kendilerini başka bir yerde buldular. İki katlı küçük bir evdi burası ama terk edilmiş gibi duruyordu.
"Burası olduğuna emin misin?"
"Eminim bizi içeri ışınla" five omuz silkip içeriye ışınlandığında eleanor göz devirdi ve zamanı durdurdu. Eve girdiğinde ayakta öylece dikilen five'a sinsice gülüp belindeki silahını aldı ve kendi cebine koydu.
Evi aramaya başladı ama hiçkimse yoktu. Yorulduğunu fark edince zamanı serbest bıraktı. Şuan adamın çalışma odasındaydı ve eleanor gizli odanın burda olduğunu düşünüyordu. Evet, evde gizli bir oda olduğunu düşünmüştü çünkü komisyon yanlış konum vermezdi. Biraz daha inceledi odayı. Bir kitaplık vardı ve olduğu yerle epey alakasız duruyordu ve dikkat çekiyordu. Eleanor sağ elini kitaplığa uzatmışken odaya five ışınlandı.
"Ne yapıyosun eleanor?" Eleanor elini tamamen kitaplığa uzattı ve sağa ittirdi. Telekineziyle.
Five kitaplığın çekilmesiyle gördüğü kapıya gülümsedi. "İyi iş bende evde kimseyi bulamadığımı söyleyecektim"
"Eleanor farkı" diyip kapıyı göz hareketleriyle yani telekineziyle açtı.
"Bu arada gücünü sevdim güzelmiş" Eleanor tekrar zamanı durdurdu ve odaya girdi. Kapıyı hedef alan birkaç adamın kafasına sıktı ve asıl hedefi sona bıraktı. Zamanı bırakınca five şaşkınlıkla etrafına baktı. Aynı şekilde adamda.
"Hedefi sen öldür çömez!" dedi eleanor ve five'a silahını fırlattı. Five ne zaman belinden aldığını bilmediği silahı geri aldı ve adamın kafasına sıktı.
"Işınlanabiliyor musun? Bunu neden bana söylemedin?" diyip sinirle sordu five.
"Sırları olan tek sen değilsin five."
•
Şu sıralar modumda değilim sanırım. Yazamıyorum ya da yazdıklarım saçma geliyor. Bu bölüm hoşuma gitmezse sonradan silebilirim.
Dosya?
Eleanor'un güçleri hakkında kararsızım
Fazlasıyla kısa bir bölüm oldu sanırım...
Birdahaki bölümde görüşürüz!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FİVE HARGREEVES-ELEANOR PİTTS
Fanfiction𝕰𝖐𝖘𝖆𝖓𝖙𝖗𝖎𝖐 𝖒𝖎𝖑𝖞𝖆𝖗𝖉𝖊𝖗 𝖛𝖊 𝖒𝖆𝖈𝖊𝖗𝖆𝖕𝖊𝖗𝖊𝖘𝖙 𝖘ö𝖗 𝕽𝖊𝖌𝖎𝖓𝖆𝖑𝖉 𝕳𝖆𝖗𝖌𝖗𝖊𝖊𝖛𝖊𝖘 ö𝖟𝖊𝖑 ç𝖔𝖈𝖚𝖐𝖑𝖆𝖗𝖉𝖆𝖓 𝖘𝖊𝖐𝖎𝖟𝖎𝖓𝖎 𝖊𝖛𝖑𝖆𝖙 𝖊𝖉𝖎𝖓𝖒𝖎ş𝖙𝖎. 𝕭𝖚 𝖘𝖊𝖐𝖎𝖟 ç𝖔𝖈𝖚𝖐 𝖉𝖆𝖉ı𝖑𝖆𝖗𝖑𝖆 𝖞𝖊𝖙𝖎ş𝖙𝖎𝖗�...