1

3K 188 184
                                    

Harry Sirius'un, Bellatrix'in kırmızı ışınından kaçındığını gördü. Sirius'un yüzünde rakibiyle alay eden bir gülümseme vardı. Fakat Bellatrix'in ikinci ışını Sirius'un tam kalbine isabet etti. Yüzündeki gülüş henüz silinmemişti ama gözleri hayretle açılmıştı. Sirius'un düşmesi çok uzun sürdü sanki. Kemerden sarkan eski püskü tülün içinden arkaya doğru düşerken, bedeni zarif bir kavis çizdi.

Harry, vaftiz babası kadim kapıdan içeri düşüp tülün arkasında yok olurken, onun yıpranmış, vaktiyle yakışıklı olan yüzünde korku ve hayret karışımı bir ifade gördü. Tül, şiddetli bir rüzgara kapılmış gibi bir an dalgalandıktan sonra yine eski haline döndü. Harry, Bellatrix Lestrange'ın muzaffer çığlığını duydu, ama hiçbir anlamı olmadığını biliyordu -Sirius sadece kemerden içeri düşmüştü- şimdi öbür tarafta yeniden belirecekti...

Ama Sirius yeniden belirmedi. 

"SIRIUS!" diye haykırdı Harry. "SIRIUS!" 

Zemine yaklaşırken, kesik kesik, içini yakan soluklar alıyordu. Sirius perdenin hemen arkasında olmalıydı ama zemine erişip de platforma doğru koştuğunda, Lupin onu göğsünden yakalayıp geri çekti. 

"Yapabileceğin hiçbir şey yok Harry!"

"Tut onu, kurtar onu, sadece öbür tarafa geçti!"

"Artık çok geç Harry!"

"Hala ona erişebiliriz!" Harry bütün gücüyle ve şiddetle mücadele ediyordu, ama Lupin onu bırakmadı... Cılız görüntüsüne rağmen bir kurt adam olarak oldukça güçlüydü.

"Yapabileceğin hiçbir şey yok, Harry... hiçbir şey... gitti..."

"Gitmedi!" diye feryat etti Harry. 

İnanmıyordu! İnanmayacaktı! Bütün gücüyle Lupin'den kurtulmaya çalışıyordu. Lupin anlamıyordu! O perdenin arkasında insanlar saklıydı. Harry odaya ilk girdiğinde onların fısıldaştıklarını duymuştu. Sirius saklanıyordu, gözden uzaktaydı sadece.

"SIRIUS!" diye haykırdı. "SIRIUS!" 

"Geri dönemez, Harry." dedi Lupin, Harry'yi zapt etmeye çabalarken sesi çatlayarak. "Geri dönemez, çünkü öl–"

"ÖLMEDİ!" diye kükredi Harry. "SIRIUS!" Etraflarında hala hareket vardı, boşuna koşuşturma, çakan büyüler. Harry için kuru gürültüden ibaretti, sekip yanlarından geçen lanetlerin önemi yoktu, hiçbir şeyin önemi yoktu. Harry hala kemere bakarken Lupin, Harry'yi sürükleyerek platformdan uzaklaştı.

Güm diye bir ses geldi ve platformun arkasında bir feryat koptu. Harry, Kingsley'nin acıyla haykırarak yere düştüğünü gördü. Harry, Bellatrix Lestrange'in kaçtığını gördü.

"Hayır! Harry!" diye bağırdı Lupin, ama Harry kolunu onun gevşemiş elinden kurtarmıştı bile.

"Sirius'u öldürdü!" diye bağırdı Harry. Sakin bir kararlılıkla ekledi. "Bende onu öldüreceğim."

Fırlayıp taş basamakları tırmanmaya başladı, insanlar arkasından bağırıyordu ama umurunda değildi. Bellatrix'in cüppesinin eteği ileride gözden kayboldu ve aralarındaki kovalamaca devam etti, ta ki asansörlerin oraya kadar.

 Bellatrix neredeyse koridorun öbür ucundaki telefon asansöründeydi, ama Harry oraya doğru koşarken ona bir büyü yolladı. Harry, Sihirli Kardeşler Fıskıyesi'nin arkasına gizlendi. Bellatrix'in karşılık olarak ona attığı büyü, yanından vınlayarak geçip Atriyum'un öbür ucuna vurdu. Başka ayak sesi gelmiyordu. Bellatrix koşmayı bırakmıştı. Harry heykellerin arkasında eğilip kulak kesildi.

"Harry, pabucu yarım, çık dışarıya oynayalım!" diye seslendi Bellatrix, bebek taklidi yaparak. Sesi cilalı ahşap zeminde yankılandı. "Eeee... niye peşimden geldin o zaman? Buraya sevgili kuzenimin intikamını almaya geldin sanıyordum!"

Sen BenimsinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin