Harry, korkuluğun önünde durmuş manzarayı izleyen Dumbledore'a arkadan yaklaştı. Dumbledore varlığını hissetmiş olacak ki arkasına döndü. "Selam Harry." dedi yaşlı adam. Bu yıl özellikle ihtiyar görünüyordu. Derin düşüncelerinden yeni sıyrılmışken gözlerinin altı torbalarla ve kırışıklıklarla doluydu.
"Traş olman gerekiyor dostum. Bazı zamanlar ne kadar büyüdüğünü unutuyorum. Bazı zamanlar sana baktığımda hala o dolaptaki küçük çocuğu görüyorum."
Harry dişlerini sıkarken yüzünü ifadesiz tutmaya çalıştı. İhtiyar gerçekten bunu söylemeye cüret etmiş miydi? O sabırlı olmaya çalışırken Dumbledore devam etti. "Duygusallığımı bağışla Harry. Artık yaşlı bir adamım." Arkasını döndü. "Bu gece gideceğimiz yer oldukça tehlikeli. Bana eşlik edeceğine söz vermiştim ve hala sözümüm arkasındayım. Ama bir şartım var. Sana vereceğim her emri sualsiz yerine getireceksin."
"Evet efendim."
"Ne dediğimi anlıyor musun? Senden saklanmanı istersem saklanacaksın. Sana koş dersem koşacaksın. Beni bırakıp hayatını kurtarmanı söylediğimde aynen bunu yapacaksın."
Memnuniyetle...
"Söz ver Harry."
"Söz veriyorum."
Dumbledore kolunu uzattı. "Kolumu tut Harry."
Harry kaşlarını çattı. "Hogwarts'ta cisimlenemediğimizi sanıyordum."
"Benim bazı ayrıcalıklarım var." dedi Dumbledore biraz kibirle.
Harry Dumbledore'un kolunu tutar tutmaz cisimlendiler. Harry büyücülük seyehat yöntemlerinin hiç birinden hoşlanmıyordu. Tanıdık tüpten geçirilme hissinin ardından ayakları yere bastı. Neyse ki dengesini kaybetmemişti. Azgın dalgaların ortasında bir kayanın üzerindeydiler. Dalgalar her an onları yutacakmış gibi kayaya çarpıyordu. Dalgaların sesi o kadar yüksekti ki birbirlerini duyabilmeleri için bağırmaları gerekirdi. Sert rüzgar onu iliklerine kadar üşüttü. Kesinlikle yeterince kalın giyinmemişti. Ancak orada uzun kalmadılar. Kayanın üzerindeyken gördükleri mağaranın içine cisimlendiler.
"İşte burası." dedi Dumbledore. "Evet, burası." dedi ve küçük bir bıçak çıkarıp elini keserken söyledi. "Buradan geçebilmek için bir bedel ödenmesi gerekiyor. Buraya gelebilecek tüm istenmeyen kişileri zayıflatacak bir ödeme." Kanayan elini duvara sürdü. Taşlar titredi ve dökülmeye başladı. Bir geçit açıldı.
"Voldemort saklanma yerinin keşfedilmesine kolay izin vermeyecektir."
Elbette...
"Onu korumak için belirli savunma büyüleri kullanmıştır. Dikkatli ol." Derin bir gölün önünde durdular. Dumbledore'un asasından çıkan bir ışık süzüldü. "İşte orada." dedi Dumbledore ve elini uzattı. Gölden bir zincir fırladı. Dumbledore zinciri yakalayıp Harry'e uzattı. "Şunu çek Harry."
Harry zinciri çektiğinde zincire bağlı bir kayık onlara yaklaştı. Harry kayığın önündeki kocasının işaretini tanıdı. Kayığa binip gölün tam ortasındaki küçük kaya parçasına çıktılar. Kaya parçasının ortasında doğal olması imkansız bir sütun vardı. Sütunun üstü kase şeklinde oyulmuştu. İçinde karanlık bir sıvı vardı.
"Bunun içilmesi gerekiyor." dedi Dumbledore sıvıyı inceleyip. Harry bundan memnun değildi. O sıvıyı oraya hortkuluğunu korumak için kocası koymuştu. Ne kadar sahiplenici olduğu ve eşyalarını korumaya duyduğu takıntı düşünüldüğünde sıvının pekte hoş etkileri olmasa gerek.
"Hepsinin içilmesi gerekiyor. Seni buraya getirmenin karşılığında sunduğum şartları hatırlıyor musun? Bu iksir beni felç edebilir, neden burada olduğumu unutturabilir ve o kadar acı verici olabilir ki beni bırakıp gitmen için yalvarabilirim. Bu isteklere kulak asmayacaksın. Senin görevin bu iksiri içmeye devam etmemi sağlamak. Boğazımdan aşağı zorla göndermen gerekse bile."
![](https://img.wattpad.com/cover/333194223-288-k987229.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sen Benimsin
FanfictionBeşinci senenin sonunda Voldemort, Harry'nin bedenini ele geçirmek istediğinde bir şey keşfeder. Harry Potter onun hortkuluğudur ve bu her şeyi değiştirir.