Burası oyun parkı değil

221 25 14
                                    

Jisoo'nun mesajına cevap vermemi engelleyen şey Chaeyoung'ın sekreterinin masama gelmiş olmasıydı.

"Selam Lisa, müsait misin?"

Onaylar bir mırıldamayla ona cevap verdim. Elinde bir ton dosyayla gelmişti, Jisoo'nun boş sandalyesini çekip yanıma oturdu. Elindeki kağıtları masaya yaydı.

"Yardımına ihtiyacım var, bu dosyalarda bir hata olmuş. Sizin birimden birinin hatası olmalı ama ben şirkette sadece seni tanıyorum o yüzden senin yanına geldim."

Hyeri sadece bir sekreterdi, üstelik Chaeyoung'un sekreteriydi ve Chaeyoung tasarımcıydı. Onun bu dosyalarla ne işi olabilirdi ki. Getirdiği kağıtları önüme çektim incelemeye başladım. O da sandalyesini daha çok bana çekip benimle beraber dosyaları incelemeye başladı. Ben kağıtlarla ilgilenirken onun gözünün benim üstümde olduğunu hissedebiliyordum ama bunu görmezden gelerek kağıtlarla ilgilenmeye devam ettim.

















Dosyaları düzenlemek bir kaç saatimizi alsada işimizi çoktan bitirmiştik, Hyeri kalkıp gitmek yerine sohbet etmek için kalmak istemişti. Ama gitmesini ve karşımda Hyunjin'le konuşan Chaeyoung'ı rahat rahat izlemeyi çok istiyordum. Ama kıza git artık diyemezdim sonuçta.

Diğer çalışanları rahatsız etmemek için sessizce konuşmaya çalışıyorduk ama bunu Hyeri'nin kahkahası bozmuştu.

"Lisa!"

Kahkahası arasında ismimin zorla çıkması benim de gülmeye başlamama sebep olmuştu ve bu gürültü Hyunjin'le konuşan Chaeyoung'ın da dikkatini çekmişti. Chaeyoung bize döndüğü an kafamı önüme eğmiştim.

"Sanırım çok ses çıkartıyoruz."

Benim gibi kafasını öne eğen Hyeri konuştuğunda yine gülmeme engel olamadım, fazlasıyla masum ve tatlıydı. Chaeyoung'u kontrol etmek için kafamı kaldırıp göz ucuyla baktığımda Chaeyoung'ın bize geldiğini görebiliyordum.

"Hyeri Bayan Park geliyor."

Saniyeler içinde Hyeri kağıtları geri önümüze çekti, Chaeyoung'un çalışmadığımızı gördüğünü bile bile çalışıyormuş gibi yapmaya başladı.

"Burada ki sayıyı düzeltmiş miydik? İki bin üç olmalıydı, iki bin beş değil."

Rastgele bir sayıyı gösterip rastgele başka bir sayı söylemişti, ben de onun yalanına uymak için sadece kafamı sallıyordum ama şu an kendimi sıkmasam korkudan tir tir titreyebilirdim. Başımızda dikilen Chaeyoung kağıdı birden Hyeri'nin önünden aldı İnceledikten sonra ciddiyetle konuştu.

"Burada herhangi bir hata yok, düzeltmem gereken şeyler var diye izin aldığında dürüst olduğunu düşünmüştüm Hyeri."

"Bayan Park gerçekten-..."

Chaeyoung elini kaldırarak onun sözünü kesmişti, Hyeri yüzü kıpkırmızı olmuş bir şekilde ve dolu gözlerle kafasını önüne eğdi.

"Benimle ofise geliyorsunuz, ikiniz de."

Hyeri ayağa kalktı, onunla beraber ben de ayaklandım ama Hyeri'nin kolumu tutmasıyla durakladım.

"Onun bir suçu yok Bayan Park, gerçekten dosyalardaki hataları düzeltti sonrasında sohbet etmek için ben kalmak istedim."

Chaeyoung'ın gözleri bana döndüğünde kaşlarım çatık bir şekilde onu izliyordum, gözleri gözlerimden Hyeri'nin tuttuğu koluma indi.

"Centilmenlik yapmanın sırası değil Hyeri, lütfen ofisime geçin ikinizde."

mask on (chaelisa)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin