8

443 42 82
                                    

Gözlerimi komidindeki saate dikmiş vaktin geçmesini bekliyordum. Saat sabah beşi biraz geçmiş, dışarısı hafiften aydınlanmaya başlamıştı. Üzerimdeki yorganı kenara atıp yataktan kalktım, çantamdan sigara paketimi çıkartıp odamdaki balkona çıktım. İçim neden böyle olmuştu bilmiyordum. Toygar'dan gelen mesaja göre plan işe yaramış, Ayşegül telefonla Selim'den ayrılmıştı. Bütün geceyi birlikte geçirmeyi planladıklarını da söyledikten sonra ondan bir daha mesaj almamıştım.

Bu ard arda yaktığım dördüncü sigaramdı. Ne yaparsam yapayım içimdeki o kötü his geçmek bilmiyordu ve bunun artık sadece Ayşegül'ün mutlu olmasına sinirlenmekten olduğunu düşünemiyordum.

Sabahın ilk ışıklarında bitmiş paketi yok edip odama girdim. Okula gitmek işin hazırlanmamın vaktiydi fakat gitmek istediğime emin değildim. Ne konuşacaktık ki? Bana Ayşegül'le nasıl mutlu olduğunu anlatacaktı, ben de oturup mutlu gibi yaparak dinleyecek miydim? Saatler önce kalktığım yatağa gerisin geri döndüm. Yatak ucumda duran uyku haplarından birisini susuz biçimde yutup gözlerimi yumdum.

Uyandığımda saat akşam yediye doğru geliyordu. Hava tekrar kararmaya başlayacaktı. Yatakta doğrulup yanıbaşımda duran telefonumu elime aldım.

16 cevapsız arama, 28 mesaj. Oflayıp mesajların kimden geldiğine bakmaya başladım. Yarısı Toygar'dan, diğer yarısı ise Rüya'dandı.

12:53
-Neden gelmedin?
-Konuşacaklarımız vardı.
14:28
-Alya, başına bir şey mi geldi?
16:47
-Gerçekten endişeleniyorum.
18:35
-Oraya geliyorum.

Dudaklarımdan ufak bir küfür döküldü. Mesajı neredeyse yarım saat önce atmış olmalıydı. Bu da her an kapıyı çalacak olması anlamına geliyordu. Yataktan fırlayıp hemen sihirle üzerime düzgün bir şeyler geçirdim. Yataktan kalkınca ki tipim aklıma gelince banyoya koştum ve sihirle ona da çeki düzen verdim. Aşağı uçar adımlarla indiğimde Toygar'ı salonda annemlerle otururken buldum.

"Benim için bu kadar heyecanla koşacağını bilseydim daha önce sürpriz bir şekilde gelirdim." deyip sırıttı. "Ne alaka senin için koşmuyordum. Hem, senin burada ne işin var?"  Ayağa kalktı. Annemlere doğru dönüp "Müsaade ederseniz konuşmamız gereken ufak bir mevzu var." dedi ve yanıma geldi. Hadi manasında hafifçe sırtımdan iteledikten sonra yukarı, odama çıktık.

"Alelacele buraya gelecek kadar ne olmuş olabilir?" diye sordum bıkkın bir şekilde. Söyleyeceklerini duymak istemiyordum. Onun anlatacağı her güzel anı, benim başka bir geceyi uykusuz geçirmem manasına geliyordu. "Dün geceyi birlikte geçirdik! Alya kız kollarımda uyudu inanabiliyor musun? Aylardır ben bunun hayalini kuruyordum." Hiç bir şeyi belli etmemeye çalışarak yüzüme koca bir gülümseme yerleştirdim.

"Toygarcığım, bunu mesajla zaten söyledin ya. Bunun için miydi bütün telaşın?" Bunu dememle yüzünün düşmesi bir oldu. "Y- Yani ben seni yakın arkadaşım olarak gördüğüm için şey yapmıştım... Haklısın bunların seni ilgilendirmemesi çok normal. Üzgünüm, iyi geceler." deyip merdivenlere doğru yöneldi. Oturduğum yataktan fırlayıp kolundan tuttum.

"Saçmalama gel şuraya, ben başka bir şey oldu mu anlamında söyledim. Otur tüm detayları anlat." Yüzü tekrar aydınlandı ve nazikçe kolumdan tutup yatağa doğru çekti ve oturttu. Daha sonra bütün geceyi nasıl geçirdiklerini, Ayşegül'ün ona nasıl ısındığını, bütün günü okulda beraber geçirdiklerini ve artık sıra arkadaşı olduklarını anlattı.

"Bir dakika bir dakika, sıra arkadaşı mı dedin? Benim yerimi sen ona mı verdin Toygar?" Yüzüme alaycı bir gülümseme yerleştirdim. "Aslında bu ihtimal aklımdan geçmişti biliyor musun? Ayşegül'ü tavlayana kadar arkadaşım olacağın yani. Neyse, size mutluluklar." dedim ve ayaklandım. Merdivenin başına kadar yürüyüp ona elimle aşağı katı işaret ettim.

Acemi Cadı - Toygar fanficHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin