10

578 45 84
                                    

Duyduklarımdan sonra babamın yanına gidip ona saldırmamak için kendimi çok zor tutuyordum. Bu adam yalnızca benim değil, başkalarının da hayatını mahvetmişti. Atalay'ın gitmesinin üzerinden saatler geçmişti. Anlamsızca yatağımda uzanmış tavanı izliyordum, ona yardım etmek için ne yapabilirimden başka herhangi bir şey düşünemiyordum.

Saatler geçtikçe içimdeki kırgınlık ve öfke artıyordu. Annemin onu hiç sevmediği gerçeği ise canımı çok sıkıyordu. Annem paraya veya başka bir güce boyun eğecek bir kadın değildi. Babamla birlikte olması oldukça saçmaydı, aşık olmadıysa babamda bulabileceği başka herhangi bir özellik yoktu. Babamın ne karakteri ne de dış görünüşü iyi değildi. Bu durum oldukça garibime gitmişti.

Okula gitmem gerekene kadar yatakta boş boş uzanıp bunları düşündüm. Yapabileceğim hiç bir şey yoktu. Ne kadar güçlü olursam olayım nasıl yapıldığını bilmediğim bir büyüyü bozma imkanım yoktu. Ona yardım edebilmemin tek yolu bunu babamla konuşmaktı. Bunun içinse ilk önce Atalay'la konuşmalıydım.

Daha fazla yatmanın bana bir faydası olmadığını anlayıp ayaklandım. Hem Toygar'la da konuşmalıydım. İlişkimiz iyice garip bir hal almıştı. Ayrıca Ayşegül için de bir şeyler yapmalıydım.

Okulun bahçesine girmeme biraz kalmıştı ki siyah bir araba yanımda durdu. Tahmin edebileceğiniz gibi gelen Toygar'dı. Adım atmayı bırakıp kapının açılmasını bekledim. "Alya Hanım, Nasılsınız efendim?" diye sırıtarak arabadan indi. Bir adım geri atıp kollarımı belime sardım, yılbaşına doğru hava iyice soğumaya başlamıştı.

O arabanın içine dönüp bir şey ararken "İyiyim sayılır. Zor bir hafta geçiriyorum." dedim. Arabadan aldığı şemsiyeyi açıp kafama tuttu ve şöförüne "Gidebilirsin." talimatı verdikten sonra kapıyı kapattı. Elini belime koyup beni okul yoluna doğru çevirdi ve elini hemen çekti. Reglim yaklaştığından mıdır bilmem ama bu hareketi beni oldukça etkilemişti.

Tek eliyle şemsiyeyi ikimizin kafasına doğru tutuyordu. Sarkastik bir şekilde sordum "Ayşegül Hanımla nasıl gidiyor?" Elini ensesine koyduktan sonra durdu. "Ben de seninle o konu hakkında konuşmak istiyordum. Gitmiyor, dediğim her şeye kızıp gidiyor. Konuşması çok zor, ne yapacağımı bilmiyorum."

Koluna girip yürümeye devam ettim. "Bu konuda benim yapabileceğim bir şey yok. Ayşegül'ün iletişim yeteneği olmaması bizim problemimiz değil." İç çekip suratını astı. "Ne olacak böyle? Uykularım kaçmaya başladı." Yürümeyi bırakıp girdiğim kolundan çıkıp kendime çevirdim. "Ne zaman pes edeceksin? Seni istemeyen birinin peşinden koşma artık. Bak sorun Selim değilmiş, ayrıldıktan sonra bile sana aşık olmadı."

Zaten asık olan suratı bu sözlerimle daha da asıldı. "Başka ne yapabilirim, hayatında hiç aşık olmadın mı?" Olumsuz anlamda kafamı salladım. "Karşıma hiç özel biri çıkmadı. Belki bu yüzden tam olarak anlayamam seni, ama aklını kullanan bir insan olarak söylüyorum. Bu kadar kendini yırtman sağlıklı değil."

Düşünüyor gibiydi. Söylediklerim ona da mantıklı gelmiş olmalıydı. "Geç kalacağız, akşam seni alayım bir yerlere gidelim. Daha detaylı konuşuruz." Kafamı sallayıp yürümeye devam ettim.

"Rüya, hayır diyorum. Biraz daha ısrar edersen seni kurbağaya çeviririm." Öğrendiğim şeyle şok olmuş durumdaydım. Sınıfta uyurken tek olduğumu sanıp kapıyı sihirle kapatmıştım. Sonrasında ise Rüya'nın çığlığını duydum. "Seninde mi sihir gücün var?! Bana niye söylemedin?"

Biraz heyecanlı bir kızdı, tepkilerini çok yoğun veriyordu. Onu sakinleştirmem epey zamanımı almıştı. Daha sonra onun da sihirli güçlerini olduğunu, ve sihri Ayşegül'den öğrendiğini anlatınca sakinleştirme sırası ona geçmişti. "Deli Ferit'in ona verdiği bir görev. Sihirli güçlerine tamamen ulaşabilmesi için bana sihir öğretmesi lazım."

Acemi Cadı - Toygar fanficHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin