0.8

86 11 18
                                    

Yoongi zar zor gözlerini açtı akşam yorgunlukla eve gelmişti, kendisini hemen koltuğa atmış, attığı gibide uyuyakalmıştı. Başını tutarak kalktı yerinden. Başı çok ağrıyordu, kalbide öyle. Önce etrafına baktı Yoongi. Sonra yanındaki telefonu aldı eline. Hoseok'un arkadaşlarından tonlarca arama, mesaj vardı. Yoongi sonradan anladı: Hoseok ile daha konuşmamıştı, arkadaşlarıda öyle. Yoongi hemen telefonu cebine koyarak banyoya koştu. Elini yüzünü yıkadı. Saçlarını düzelterek çıktı banyodan. Odasına koşup kıyafetlerini giydi. Hemen Hoseok'un evine gitmesi gerekiyordu. Daha arkadaşlarına birşey dememişti. Ne diyebilirdiki zaten? Merdivenlerden hemen inip ceketini geçirdi kollarından. Anahtarını alıp Hoseok'un evine doğru koştu. Kahvaltı etmemişti ancak belki Hoseok onu dinler, affeder; birlikte yaparlar, diye düşündü. Yoldaki insanlar ona değişik bir şeymiş gibi bakıyordu. Fakat o umursamadan koşmaya devam etti sevdiğinin evine.

Yoongi nefes nefese kalmıştı. Soluklanarak kapıyı hızlı bir şekilde çalmaya başladı aynı anda zilede basıyordu. Düşündü; belki hala yatıyordur, diye. Hemen uyandırması gerekiyordu onu, hemen konuşması gerekiyordu onunla. Yoongi daha fazla dayanamadı. Bağırdı.

"Hoseok aç kapıyı lütfen konuşmamız lazım."

Ses gelmeyince kapıya omuz attı Yoongi.  Sabrı kalmamıştı. Bir an önce konuşması gerekiyordu onunla. Daha şiddetli bir şekilde vurmaya başladı kapıya. Hem kapıya vuruyor hemde bağırıyordu. Yoongi son kez derin bir nefes alarak gerildi; bütün gücüyle vurdu kapıya. Kapı, darbelere dayanamayarak kırıldı. Yoongi yan bir şekilde gülüp girdi eve. Önce salona göz gezdirdi. Salonun boş olduğunu gördünde hemen diğer odalara girdi. Misafir odasına, lavaboya, mutfağa, başka bir banyoya... Hepsine baktı Yoongi ancak Hoseok'u bulamamıştı. Yoongi yere inen bir merdiven fark etti. Son bir umut ile indi aşağıya. Yoongi aşağıya indiğinde gözlerine inanamadı. Odanın her bir yani kendi fotoğrafları ile donatılmıştı. Odanın merkezine varıp bütün fotoğraflara baktı. Çerçevelerinin yanında başka bir çerçeve olduğunu fark etti Yoongi. Fotoğraftaki kadının çok güzel olduğunu fark etti.

Yoongi biraz düşündü: Hoseok neden odasını kendi fotoğrafları ile doldurmuştu? Biraz düşününce Hoseok'un onu daha önceden bu yana sevdiğini anladı. Yoongi dolmuş gözleri ile gülümsedi. Masanın yanına vardı Yoongi. Masanın üzerinde Hoseok'un fotoğrafı vardı aldı eline. Baktı yüzüne. Eli ile okşadı her bir yanını. Hoseok çok güzel gülüyordu fotoğrafta. Resmi daha dikkatlice inceledi: neden Hoseok'u daha önce fark etmemişti, diye düşündü ne olduda bu kadar körleşti?

Yoongi ayaklarının ıslandığını fark edince yerine bıraktı çerçeveyi. Yere baktığında büyük bir suyun geldiğini fark etti. Kaynağını öğrenmek için gelen tarafa baktı banyodandı. Oraya adımladı. Belkide Hoseok açık unutmuştu. Eğer kapatmaz ise bütün evi sel basabilirdi. Yoongi kapıdan içeriye girdiğinde gözleri ile süzdü her yanı. Yoongi küvetteki yatan bedene baktığında gözlerine inanamadı. Suların içinde yüzen beden sevdiği idi. Yoongi telaş ile oraya koştu. Önce musluğu kapadı. Sonra sevdiğinin bedenine baktı; yara bere içinde olan bedene. Kollarındaki kanlar ile boyanmıştı su. Yoongi küvetteki bedeni sırtından ve ayaklarından tutup çıkarttı kanlı sudan. Buz kesmiş sevdiğine baktı gözündeki yaşlar ile. Aldı yatırdı bacaklarına. Baktı ifadesiz yüzüne. Yoongi'nin gözünden yaşlar soğuk tene işliyordu. Yoongi eli ile okşadı sevdiğinin yüzünü.

"Hoseok... n'aptın sen böyle...?"

Yoongi daha çok ağladı. Soğuk bedene bakakaldı öylece. Hiçbir şey yapamıyordu.

"Hoseok kalk lütfen, kalk üşüyeceksin..."

Yoongi üstündeki ceketi çıkarttı, soğuk bedeni ceketi ile sardı. Sımsıkı sarıldı.

Me Gustas Tú|SopeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin