6) GİZLİ KARALTI

11 3 38
                                    

Kimsesi olmayan  insanlar mı

kimsesiz olur sadece.

Peki herkesi olan bir insanın

anlaşılamamış olması bile

kimsesizlik değil midir?

*****

Özel dersimden geldiğimde herkes son düzenlemeleri yapıyordu yemek için. Eve çağırılan kuaför Armin'in saçını yaparken annem,hazırlıkları kontrol ederken babam, odasında çalışıyordu. Ben ise salonda oturmuş camdan bahçede olan hazırlığı izliyordum. Herşey çok güzel olmuştu çünkü kardeşim haketmişti.

Maçını kazanıp ailesini gururlandırdı.
Umarım bende kardeşim gibi olabilirdim ve böyle büyük kutlamalar yapardık. Ben oturup dışarıyı izlerken annem yanıma geldi.  "Adal yemekte odandan çıkmıyorsun. Yemek yeme bugün. Odadan dışarı adım atmak yok. Kısaca alt kat sana yasak! "

Şaşkınlıkla anneme baktım " Ama neden?  Kardeşimin zafer yemeğinde olmak istiyo - " Başını salladı. " Hayır dedim işte kimseye gözükme otur odanda. " Başımı sallayıp odadan çıktım en azından koridordaki pencere sayesinde partiyide görebilirdim. Zaten yukarıda kimsenin işi de olmazdı.

Zaman geçmiş ve vakit gelmişti. Artık evimizin zili dakika başı çalıyordu. Tabi ben odamda olduğum için ne olduğunu anlamıyordum sadece sesler ile tahmin ediyordum. Bir süre sonra zil sesleri kesilmiş ev konuşma ve kahkaha sesleri ile dolmuştu. Sanırım masaya oturmuşlardı. Her ne kadar izlemek istesem de annemin beni görünce çok kızacağını bildiğim için odamda oturdum.

Şimdi ise şarkı sesleri geliyordu. Anladığım kadarıyla yemek bitmiş büyükler salona geçerken gençler ise bahçede eğleniyordu. Geç saatlere kadar sesin ortasında kitap okumaya çalışsam da en sonunda pes edip kitabı kenara bıraktım. En sevdiğim şarkı da çalmaya başlamıştı.

- Mabel Matiz - Fırtınadayım

Kendimi daha fazla tutamadığım için kapımı yavaşça açıp etrafı kontrol ettim. Kimsenin olmadığını görünce koşarak koridorun sonundaki camdan dışarı baktım.

* Bitmez oyun, bitmez oyun kızarsam

Herkes en güzel kıyafetlerini giymiş konuşup gülüyorlardı hatta bazıları dans bile ediyordu müziğe uygun.

*Yerde kanım, şimdi ne fayda kazansa

O sırada penceredeki yansımadan  arkamda bir karaltı olduğunu fark ettim.

* Fırtınadayım , bir fırtınadayım

Arkamı dönmeden eğilip kulağıma fısıldadı. " Sen Armin' nin sır gibi sakladığı ablası olmalısın. Ne kadar da güzelsin. Gel bir bakalım başka ne marifetlerin var . " Beni kolumdan tutup yan taraftaki odaya çektiğinde kim olduğunu görmeden arkamda olan kişi saçlarımı sevdi.

*Gözümün gördüğü, göğsümün bildiği ile bir değil

Boynumu öpüp. Saçlarımı okşayıp kokluyordu ben ise korkudan gözümü kapatmıştım.  " Ne güzel kokuyorsun sen böyle. Saçlarında  çok güzelmiş yumuşacık. Teninde pamuk gibi. Sen bez bebek falan mısın? " Kahkahalar atarken eli bacaklarıma değiyordu artık.

Pijama vardı ama o bacaklarımı okşamaya devam ederken korkudan titremeye başladım. "  Bacakların çok hoş bir ara çık gel bana seninle çok eğleniriz."

* Yalnız değil, yanlış değilsin utanma

Nefes alıp konuşmayı denedim. "Be... Beni bırak lütf - " Ben daha ne olduğunu anlamadan beni kendine çevirip öpmeye başlayınca daha çok titredim korkudan.

*Rüyan senin, al bir de bunu burdan yak

Elleri saçlarımda, kollarımda, bacaklarımda, yüzümde geziyordu. Hem sevip hem öpüyordu. Ben ise onu itecek güç bile bulamıyordum.

* Fırtınadayım, bir fırtınadayım

Öpmeyi bıraktı. "Çok güzelsin ama daha fazla kalamam. Tekrar yapalım ama senin gibi güzeller zor bulunuyor. "

Saçlarımı koklayıp bir öpücük bırakıp çıktı.

*Gözümün gördüğü, göğsümün bildiği ile bir değil

Yere düştüm gözlerimden yaşlar dökülürken. Bir anda beni çekip sevmeye başlamıştı. Beni öpmüş ve bir daha yapacağını söylemişti. Kulağımda sevdiğim şarkının sözleri vardı.

* Vurma sen onları, gencecik oğlanları

Şok geçtiğinde bir anda kendimi karanlık bir odada bulmamla daha çok korktum. Telaşla ayağa kalkıp kapıyı aradım. Oda çok karanlık ve ben gözler beni izleyecek diye korkutuğum için daha çok ağlıyor ve titriyordum. " Ka... Kapı yok , kapı nerede ben... Ben kapıyı bulamıyorum. "

* Bunlar hep o ihtiyar dünyanın yalanları

Kapıyı bulduğumda hemen açıp çıktım odadan. Ayak sesleri duyduğum için koşarak odama geçtim. Yatağıma yatıp yorganı iyice çektim üstüme yüzüm gözükmüyordu. Kapı açılmış ve kontrol edilmiştim yine. Odadaki kişi çıktığında kapımı kilitleyip banyoya geçtim. Üstümdekiler ile  kendimi sıcak suyun altına attım.

Elbiselerim ıslanıp üstüme yapışmış, buhardan başım dönüyordu. Elime lif alıp dokunduğu yerleri iyice sürtmeye başladım. Tenim yanıyordu, kızarıklık oluşmuştu lifi çok sert sürtüğüm için. Lif elimden düştüğünde bende yavaşça suyun altında yere çöküp oturdum. " Su sıcaktı ama ben neden bu kadar çok üşüyordum? "

Duştan çıkıp üstümü hemen değiştirip yatağımın üstüne oturup duvarı izledim. Bir süre sonra insanlar evlerine gitmiş ailem odalarına dağılmış ev sessizleşmişti ama ben hala ağlamaktan acıyan gözlerim ile duvarı izliyordum.
Güneş doğmuştu ve benim hazırlanmam gerekiyordu. Formamı giyip saçımı toplayıp kimseye gözükmeden evden çıktım.

O kadar hissizdim ki yoldan geçerken bana doğru korna çalarak yaklaşan arabayı fark edememiştim. Fark etmem ise arabanın bana çarpması ile olmuştu. Bir anda kendimi yerde bulup gözümü açtığımda etraftaki insanlar başımda durmuş bana bir şeyler diyordu ama ben duymuyordum onları. Yavaşça doğrulup kulaklığımı ve çantamı alıp yürümeye devam ettim.

Okula vardığımda bile yere bakıp yürüyordum. O sırada biri kolumdan tuttuğunda bir anlık telaşla bağırmaya başladım. "Bırak beni! Dokunma bana! "

🤍

Yeni sapıkta nefret edilenler kulübüne eklendi.

Şarkımız belli...

İSİMSİZ SONHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin