16) KARANLIK UYKU

6 2 6
                                    

Yaralarına sahip çık. Senin sahip

çıkmadığını her yaranı insanlar fark

ederse o yarayı deşmekten ve üstüne

tuz basmaktan çekinmezler. Bu

hayatta yaralarını bile korumak

zorundasın onlarda seni sen

yapanparçalar bunu kabullen.

****

Bana bakıyor ve el sallamaya devam ediyordu. O an yutkunmak bile çok büyük bir eylem olmuştu benim için. Tam odadan çıkmak için adımlarım geri giderken Armin beni görüp masaya çağırdı. " Ablacığım sende gelsene Akan ailesi bize yemeğe gelmiş bu büyük bir onur sonuçta. "

Geri adım attım. "Ben kendimi pek iyi hissetmiyorum. İzninizle size afiyet olsun." Geri giderken annem bana seslendi otoriter sesi ile. " Adal borcunu öde istersen! Aileden özür dilemen gerek partide olanlar için. " Başımı eğip ellerimi arkamda yumruk yaptım. Nefes alıp titreyen sesimle konuştum. " Ben özür dilerim. Yanlış anlaşılma oldu. "

Masadan önemli olmadığına dair sesler  gelince anneme baktım. Başıyla kapıyı işaret ettiğinde çıkıp gidecekken ondan bir ses geldi. " Bir daha dikkat edelim! Lalin teyzem olmasa adım karalanıyordu." Dişlerimi sıkıp arkamı dönüp çıktığım anda beni göremeyeceklerinden emin olduktan sonra koşarak odaya geçtim. Hemen ışığı açıp odaya girip kapıyı kilitledim. Arkasında kumaşların olduğu koliyi koyup masaya geçtim.

Ders çalışmak için bir test kitabının herhangi bir sayfasını açıp çözmeye çalıştım. Olmuyordu aklımın bir köşesinde hep kapıyı açıp içeri girmesi ve aynı şeyleri yaptığını düşünmek beni korkutuyordu. Birde haksız yere özür dilemek kırmıştı beni ama özür dilemek kötü birşeyde değildi sadece o haketmiyordu.

Ne kadar denersem deneyeyim olmayınca test kitabını boşverip telefonumdan konu anlatım videosu izlemeye çalıştım. Ben yine ekrana bakıp seneryo oluştururken bir anda ışıklar kesildi.  Odanın ışığının yeniden devresinin atıp kapandığı gerçeğiyle yüzleştim.

Telefonumunda şarjı bitip kapandığını fark edip karanlıkta kalınca masaya bırakıp yatağıma geçtim. Yorganın altına girip sırtımı duvara dayayıp gözümü kapatıp çözüm aradım. Dışarı çıkmam imkansız bir durumdu çünkü dışarıda o vardı ve ilk gün yaptığı gibi beni hemen bulup köşede sıkıştırma ihtimali çok fazlaydı.

Karanlıkta olduğumu unutup kendimi derin nefesler almaya zorladım. Başka bir ihtimal yoktu ve bu çok kötüydü. Işıkları açmak için düğmeye basmam gerekiyordu ama o kapının dışarısındaydı ayrıca dışarıda o olduğu için çıkma ihtimali daha kötüydü. Kapının ardı hem kurtuluş hem cezaydı.

Nefes alıp versemde gözlerim çok sıkı kapandıkları için acıyorlardı ama elimden başka hiçbir şey gelmiyordu. Eğer gözlerimi açarsam karanlığı görüp panik olurdum. Bir anda kırmızı gözler önüme çıkar ve beni izlerlerdi. Tek çözüm olarak geriye bu karanlıkta korkuyla uyumak kalmıştı.

Nefessiz kalınca boğuluyorum korkusu ile yorganı kaldırıp gözlerimi açınca karşımda duran kırmızı gözün bana baktığını fark ettim. Minik bir çığlık atıp gözlerimi tekrar sıkıca kapatıp yorganın altına girdim. "Ne olur beni rahat bırakın. Ben size bir şey yapmadım! Bırakın artık beni lütfen. Her şey çok daha kötü olmasın."

Uyumayı denesemde  çok korkuyordum bedenim titriyor, gözlerim acıyor, ellerim terliyordu. Uyku için kendimi zorluyordum ama zihnim karanlıkta olduğunu ve kapının dışında onun olduğunu söyleyip uyumama izin vermiyordu.

Nefes almak zorlaştığında üstümdeki yorganı boynuma kadar indirdim. Derin nefesler alıyor durup etrafı dinliyordum. Ağlamayı en çok istediğim zamandı ama ben ağlayamıyordum. Annem her zaman genç bir bayanın ağlamayacağını söylerdi.

Onun sözünü dinleyip kendimi ağlamamak için sıkıyordum. Ağlarsam bir ucube gibi görüneceğimi annem  ağladığım ilk zamanda karşısına alıp söylemişti. Tek bir bildiğim vardı oda annemin bana yasakladığı ilk şeyin ağlamak olmasını çok iyi hatırladığımdı.

Ben geçmişimi düşündükçe şu andan uzaklaşıyor ve yavaş yavaş kopuyordum. Belki de korktuğumu düşünürken gerçekle koparken bir bataklığa giriyordum.

****

Odanın üstündeki minik pencereden gelen kuş sesi ile sıkıca kapattığım gözlerimi açtım. Hızlıca kalkıp güneşin yansıdığı minik köşeye geçip güneşin cılız ışığını hissetmeye başladım.

Gözlerim acımaya başladığında kapıya gittim. Koliyi çekip kilidi açtıktan sonra yavaşça çıktım. Kapıyı kitleyip hızlıca lavaboya gittim. Aynada gözlerim kırmızıydı umursamadan elimi yüzümü yıkadıktan sonra odaya geçip üstümü değiştirdim. Kahvaltıyı boş verip okula gittim.

Okul dönüşü hiçbir dersi dinlemeden yada derste ne anlatıldığını anlamadan eve gelmiştim. Aklım hep o çocuktaydı ve ben karşıma tekrar çıkmasından korkuyordum. Eve gelince odaya geçip üstümü değiştirip yatağa uzandım. Masanın başına ne zaman geçsem çalışamıyordum zaten anladığım konularıda unutmaya başlamıştım. Bunlar kötü haberdi sınav yaklaşıyordu. O sırada kapının çalması ile yataktan doğruldum

🤍

Özür dilerim...

İSİMSİZ SONHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin