Ter içinde yataktan kalktım, kafamı toplamaya çalıştım ama pek başarılı olduğum söylenemezdi. Elimi yüzümü yıkadım aynadaki yansımama baktım, gözlerimin altı morarmıştı. Saçlarım isyan etmiş olacak ki her biri kendi halinde takılıyordu. Gözlerim koluma kısa kollu pijamamdan morluk bir hayli gözüküyordu, Saat hala çok erkendi. Tekrar yatağıma döndüm kolumu tuttum insanlardan mı gizliyordum bu morluğu yoksa kendimden mi diye bir düşünce geçti beynimden. Yine hiç birşey düşünmek istemedim ama düşünceler beynime akın ediyordu. Yatakla bir sağa bir sola sürekli dönüyordum, nasıl uykuya daldığımı hatırlamıyorum.
"Diasy, geç kalacağız" Amy üstümdeki yorganı sertçe çekti. "Uyan artık" yorganı tekrar bedenime çektim. "Hastayım ben midem ağırıyor" diğer tarafa dönüp gözlerimi tekrar kapadım. "Revire götüreyim seni o zaman"
"İstemiyorum"
"İyi azar yersen sorumlusu ben değilim"
Uyuku herşeyin kaçış noktası gibi gelir herkese ama gerçekten öylemiydi uyurken bilinçsizce hiç bir şey düşünmezsin, acılarını hatırlamazsın. Ama uyandığında tekrar akın eder gerçekler, hatırlarsın kim olduğunu ve tekrar uyumak istersin tekrar düşünmemek yokmuş gibi davranmak. Bende böyle yaptım hiç olmamış gibi hiç birşey yaşanmamış gibi davranmak istedim ama bilinçaltım çoktan işlemişti herşeyi. Yorgundum uyurken bile yorgundu zihnim.
***
Ağrılar saplandı başıma yataktan yarı bilinçsiz bir şekilde kalkmaya çalıştım. Tüm bedenim ağrıyordu, o anda kapı sesi duydum içeri biri girdi terkrar gözlerimi kapadım. "Diasy iyi misin?" Gözlerimi açmadan diğer tarafa döndüm. "İyiyim git burdan" Draco bir süre sessiz kaldı. "Dün gece pek iyi görünmüyordun" kelimelerini itina ile seçiyormuş gibi düşünerek konuşuyordu. "Yorgundum yalnızca" yorganı kafamdan çekti. "İki dersi kaçırdın"
"Senin buraya girmen yasak değili mi?"
"Konuyu değiştirmeye çalışma!" yatakta doğruldum. "Ne o düşünceli kardeş moduna mı geçtin?" Sinirlendiğini hissettiğimde konuşma devam ettim "Kendimi iyi hissetmiyorum üşüttüm sanırım" dedim yapmacık bir ses ile Draco inanmışa benzemiyordu. "Hadi o zaman revire"
"Yok gerek yok" başım zonklamaya başladı. "İyi peki gidiyorum ben, hastalıktan geberirsin artık" dedi sitemle kapıyı kapatıp çıktı.
Yatakta dönüp durmam ne kadar sürdü bilmiyorum ama bu sefer kalkıp banyoya girdim. Soğuk su başımdan aşağıya dökülürken onun ellerinin değdiği yerleri kazımak istedim. Suyun altında öylece haraketsizce bekledim ardından saçımı köpükleyip çıktım saçımı kurutacak halim yoktu kolumdaki morluğu kapatacak birşey giyinip çıkacaken masamda asamın durduğunu farkettim dün gece yere düşürmüştüm muhtemelen, Blasie getirmişti bu düşünce beni korkutmadan edemededi asayı alıp pelerinimin cebine koydum. Düşünmemeye çalıştım o veya başka biri, bunun hiç bir önemli yoktu Blasie ile işim bitmişti yüzünü dahi görmek istemiyordum onun nefes aldığı yerde durmak istemiyordum. Dün gece yaşananlar normal değildi sarhoş olsun olmasın bu asla onu haklı çıkaramazdı.
Merdivenlerden indim saat öğlene geliyordu dersler yeni bitmişti. Koridorlarda birileri ile karşılaştıkça mide bulantım arttı. İhtiyaç odasına gitmeye karar verdim, Slytherin binasının yarısı ,Draco da dahil, Umbridge'in emri üzerine onları ifşa etmeye uğraşıyorlardı.
İhtiyaç odasına girdiğimde Ron ve Hermione düello yapıyorlardı bir süre onları izledim bir kaç hufflepuf selam verdi. Harry yanıma geldiğinde ondan bir kaç adım uzaklaştım. Rahatsız oldmuştum ve buna ben bile şaşırmıştım Harry bozuntuya vermedi. "İyi gözükmüyorsun"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝓣𝓱𝓮𝓻𝓮 𝓲𝓼 𝓪𝓵𝔀𝓪𝔂𝓼 𝓱𝓸𝓹𝓮 / Malfoy İkizleri
FanficDış görünüşleri her ne kadar birbirlerine benzese de ruhları apayrıydı. "Benden bir şey saklamayacağına söz ver" küçük kız kardeşine şaşkınca baktı, "Neden saklayım ki" dedi, tatlı sesiyle "Söz ver işte" küçük kız gülümsedi, "Peki söz veriyorum ama...