Ceza

112 8 2
                                    


Ortak salona bir hışımla girdim Draco ve Pansy şöminenin önündeki koltukta oturuyorlardı. Arkamdan gelen Blasie de onlara katıldı. Kızlar yatak hanesine girdim ve cüppemi yatağa fırlattım. "Şerefsiz!"

Derin bir nefes alıp sakinleşmeye çalıştım. "Kendini ne sanıyor bu" masama doğru ilerledim, gözüm masamın üzerindeki çerçeveli fotoğrafa kaydı gözüm. Belkide yanlış yapıyorum diye geçridim içimden. Ailemin karşısında durmaya gücüm yoktu ama bunu gizlice yapmayada gücüm yoktu. Başımın belaya gireceğinin farkındaydım. kafamı yastığa gömdüm.

***

"Hey Diasy, bekle" arkamdan gelen ses ile yürümeyi bıraktım Harry yanıma yaklaştı. "Im şey" yüzüme sorgulayıcı bir tavır yerleştirdim. "Bilmek istersin diye geldim" hafifçe öksürdü "İhtiyaç odasında buluşmaya başladık" gözlerini koridorun duvarlarına çevirdi "Eğer hala gelmek istersen.."

"Bilemiyorum Harry, bu... yaptığımız şey tehlikeli benim içinde sizin içinde"
Harry beni kafasıyla onayladı "İstemezsen tabiki anlarım" gülümsedi.

"Tek olay o da değil biliyorsun, benden pek hoşlanmıyorlar" Harry inkar etmedi. "Belki fikirlerimizi değiştirirsin ha?" Nazikçe gülümsedim "Bu arada hala senden pek hoşlanmıyorum" dedi dalgaya alarak "duygularımız karşılıklı pottah" dedim gülerekten. Kavga etmeden konuştuğumuz ilk sohbetti ve tek mi olacağını bizden başka kimse belirlemeyecekti. Peki bugün ikimizde neden bu kadar nazik insanlara dönüştük. Düşüncelerimden sıyrıldım, "Peki tamam ama söz veremem beni göremezsen şaşırma, ayrıca Draco öğrenirse cezayı sende çekersin haberin olsun" dedim ciddiyetle. "Peki öyle olsun malfoy"

"Bu iki oldu" hızla arkamı dönemem ile Draco'ya çarpmam bir oldu. Kafamı yavaşça kaldırıp yüzüne baktım, kaşları çatılmıştı ve gerçekten kızgın görünüyordu. "Seni kız Kardeşimin etrafında çok fazla görmeye başladım pottah" yavaş adımlar ile Harry'nin üstüne yürüdü. "Seni ilgilendiren bir konu yok Mal-foy"

"Onun olduğu her konu beni ilgilendirir" gözdevirdim ve aralarına geçtim "Hadi ama Draco biraz abartmıyor musun?" Beni koluyla kenara ittirdi. "Diasy! Sabrımı zorlama artık" dişlerimi sıktım. "Boşa artistlik yapmaya bayılıyorsun" bakışları bana döndü. "Neden onu savunuyorsun"

"Ben kendimi savunuyorum onu değil"
Draco sinirle nefes verdi. Ortam gerildi, "Bu kadar kıskançlık zararlı değil mi Malfoy" Harry, draco'ya daha da yaklaştı. "En azından benim kıskanıcak bir ailem var" Harry'nin yüzünün sinirden kızardığını net bir şekilde görebiliyordum. "Tamam, yeter bu kadar Draco!"
Draco geri çekildi ve kolumdan tuttuğu gibi yürümeye başladı.

Biraz ilerlediğimizde kolumu ondan kurtardım. "Yaptığın... terbiyesizceydi" beni takıyormuş gibi görünmüyordu.
"Bu kadar kötü olmak zorunda değilsin!" Bu sefer kafasını bana çevirdi. "Kötü mü? Kötü olan ben miyim şimdi Ha!"

"Yok canım iyilik meleğisin sen! Ben duvara söylemiştim!" Bıkkınlıkla gözlerini devirdi ve bu beni daha da çıldırttı. "Düzgün davran artık insanları zorbalayınca kendine faydan dokunmuyor!" Çenesi kasılırken bakışlarını benden çekti, hiç birşey söylemedi. Onu omuzlarından sarstım "Konuşsana!" Bakışlarını bize çeviren birkaç gryffindor'lu öğrenci fısırdamaya başladı. "İzleyecek birşey yok gidin burdan!" Bana ukalaca bakıp yürümeye devam ettiler. "Biraz sakin mi olsan?"

"Yeteterince sakin kaldığımı düşünüyorum. Sen.. Sen insanların acılarından zevk alıyorsun!" Draco tekrar göz devirdi. "Tamam kes artık Diasy" Pansy ve Blasie bize doğru geliyordu. "İnsanların yanınında bana artistlik taslamadığın zatan keseceğim Draco!" Draco bıkkınlıkla yeri izlemeye koyuldu. "Hey ne oluyor?" Pansy'nin sorusuna cevap vermeden yürümeye devam ettim.

***

Gölün kenarına gittim ve kendimi kumların içine bıraktım. Birkaç dakika kumaların üzerinde gözüm kapalı bir şekilde uzandım. Draco ile kavga etmeyi her ne kadar sevmesemde artık doğruları anlaması gerekiyordu, içimdeki huzursuzluk arttı.

Bana doğru gelen adım seslerini duydum sesler yanımda son buldu birinin başımda dikildiğini hissedebiliyordum. "Her kimsen git başımdan" ses çıkmadı. "Sana sikt-" gözümü açtığımda başımda dikilenin Profesör Snape olduğunu anladım, anında doğruldum içimden kendime küfürler ediyordum. "Miss. Malfoy!"

"Ah üzgünüm profesör" yüzüme mahçup bir hal kondurdum. Beni bir güzel süzdü ve derin bir nefes verdi.
"Hafta sonu kütüphaneyi temizlemek sana düştü"

"Ne!"

"Saatin farkında değil misin?" Hızlıca kol saatime baktığımda yasağın başlayalı sadece 5 dakika olduğunu gördüm. "Ama yalnızca 5 dakika için mi!"

"Ayrıca terbiyesizliğin için. Şimdi hadi yatakhaneye Malfoy" ben hızlı adımlala önden yürürken o da birkaç adım geriden yürüyordu. "Hay şu çenemi tutsaydım"

"Birşey mi dedin?"

"Hayır" Yani ne olurdu bu kadar sert olmasa biraz torpil yapsa. Gerçi halime şükretmeliydim Gryffindor'lulara nasıl davrandığı da açıkça bellidi.

Biraz kısa oldu sanırım sorry..

Eklememi istedipiniz birşey varsa lütfen yorum attın

Sihirli günler dilerim <3

𝓣𝓱𝓮𝓻𝓮 𝓲𝓼 𝓪𝓵𝔀𝓪𝔂𝓼 𝓱𝓸𝓹𝓮 / Malfoy İkizleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin