1 Hafta Sonra-
"Gidemezsin oraya. Olmaz."
Çocuk gibi oflayan canım karımı yatakta iyice sıkıştırdım. Kollarım başının iki yanında gövdem tam olarak üstündeydi.
"Niye gidemiyormuşum çiçeğim?" diyerek alnına bir öpücük kondurdum. "Sebebi nedir?"
"Çünkü ben yeni iyileştim sayılır. Midem bulanıyordu, azıcık ateşim vardı ve sen beni bırakıp şirketine mi gideceksin? Okul bitti diyorum bu sefer de şirketin çıkıyor işin içinden."
Gözüm canım karımın karın kısmına takıldığında derin bir nefes alıp verdim. Düşündüğüm gibi değildi. Midesini üşüttüğünü anlamıştık kısa sürede. Ben yine de kabullenemeyip hastaneye gitmeyi teklif ettiysem de çiçeğim hamile olma ihtimalini aklına bile getirmemiş olmalı ki kabul etmemişti.
Tüm bunlara bakılınca hapı içtiğini anlıyordum. Unutmuş olsa tüm belirtileri fark eder, o da benim gibi hamile olup olmadığını düşünürdü. Ama yoktu işte. Zaten sonrasında da tüm belirtiler canımı daha çok acıtabilirmiş gibi uçup gitmişti. Yine de azaltmış olsa bile yemeklerini eskisi gibi kuş kadar değil en az benim kadar yiyordu.
Bu yüzden bir köşe de sessiz sedasız ağlayıp tekrar karımın yanına dönmüş olabilirim.
Güzel karımın saçlarını öpüp kokladım. Kendi içimde hayal kırıklığı yaşamış olsamda hayırlı olanı buymuş ki Rabbim bunu yaşamıştı bize. Hayran hayran izlediğim karım birden altımdan yükselip burnumu öptükten sonra şikayet etmeye devam etti.
"O Sinem denilen avukat kadın var çünkü orada." Miniğim gayet memnuniyetsiz bir şekilde nefes alıp verdi. "Seni görmesini istemiyorum. Sende o kadını görme."
"Haa sen Sinem Hanımı diyorsun." dedim sonunu uzatıp karımı daha çok sinirlendirmek amacıyla. "Hani beni gece kuyumcuya kaçırıp parmağıma şak diye yüzüğü takmana neden olan o kadın."
"Mustafaa!"
Karımın iyice sinirlendiği görünce gülümsedim hemen.
"Bak ne yapalım biliyor musun? Sende benimle birlikte şirkete gel. Birkaç imza atmak dışında başka bir işim yok zaten. Hem sende görürsün şirketimizi. Olur mu?"
Feride'm düşünmüş gibi yaptıktan sonra hevesle başını aşağı yukarı salladı.
"Tamam bende geleceğim. Şu Sinem denilen kadınla yalnız bırakamam sizi."
Karım üzerimizi örttüğümüz pikeyi tekmeleyerek kalkıp banyoya geçince el mecbur bende kalktım.
"Çok seviyor beni ya.. Şu kıskançlığa şu güzelliğe bak Allah'ım. Bir de ponçik olmasının yanı sıra haşin de. Tam benim olmalık tam. "
Banyodan bir süre sonra çıkan karım üzerini değiştirirken bende elimi yüzümü yıkayıp kısa sürede hazırlandım. Benim hazır olma sürem beş dakikamı bile almamışken karım hala saçlarını yapmakla uğraşıyordu.
Açık açık söylemiyordu ama şirketin avukatı Sinem hanıma karşı daha güzel olmak için ekstra bir çaba sarf ediyordu. Ah bir bilse dünyanın en güzel kadını olduğunu.. Kalbimin onun sayesinde attığını ve yalnızca onun için alatacağını..
Karımı hazırlığını bitirmesi için yatak odamızda bırakıp salona geçtikten sonra kendimi koltuklardan birine attım. Beni gören Şefika'm ve Şefik pisisi de salına salına önüme geldiler.
"Ulan Tolga.. Başıma bela ettin bu bıyıklıyı. Geri gelip almıyorsun da."
Daha sözümü tamamlar tamamlamaz Şefika'm bacağıma sürtünüp miyavladı. Şefik pisisi de başını öne eğer gibi olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kağıttan Kalpler
Ficção GeralÖzel bir üniversite de öğretim görevlisi olan Mustafa Soydağ, anlaşmalı evlilik yaptığı karısının okuyabilmesi için kaydını kendi çalıştığı kuruma yaptırır. Aynı kurumda kendisi öğretmen karısı öğrencidir. Tamamen Feride'nin yararı için yapılmış bu...