Seni ve sesini özlemişim. Aradığın için sağol. Görüşürüz. -Riki
Görüşürüz. -Y/N
Ağlamıştım, kendimi tutamamıştım. Evet benim suçum. Ben dedim. "Ayrılalım. Kariyerimiz için kötü şeyler olabilir." dedim. Çok linç yiyorduk. Şirket daha da katı davrandı bize. Uzak olmamız bana göre en iyisiydi. O ise sadece birlikteliğimizi düşündü. "Herkes bizi ayrı bilsin ama biz ayrılmayalım." demişti. Ama olmazdı, biz süre sonra iyi belli olurdu. Yani ben öyle düşündüm. Y/N istemiyordu bunu. Ben ondan uzak olursam aşkının kalp kırıklığı olacağını biliyordum. Jake hyung kapının arkasından konuşmaya başladı.
Riki-san iyi misin? -Jake
İyim, hyung. -Riki
Bir sorun yok demi? -Jake
Hayır yok aksine mutluyum. Çünkü Y/N ile konuştum, hyung. -Riki
Gerçekten mi? Sevindim senin adına. Eee ne oldu peki? Nasıl oldunuz. -Jake
Bir şey olmadı sadece 'Nasılsın' demek için aramış. -Riki
Aaaa, anlıyorum. -Jake
Hyung? -Riki
Efendim? -Jake
Uyuyabilir miyim? -Riki
Tabii, ama fazla üzülme. -Jake
Tamam. -Riki
Jake hyung gitmişti. Aynı onun gibi tek fark bu can yakmıyordu. Lanet şirket, lanet antiler, lanet hayat. Sevgilimin benim yüzünden gidişi izlemek... Lütfen bu bir şaka olsun. Ben onu istiyorum. İlaç ruhumu iyileştiren, zarif bir şarkı gibi olan sesini istiyorum. Onu özledim ben.
Sabah -Saat 06.00-
Jungwon hyung sevgilisini özlediği için elin Rus'unun memleketi olan Rusya'ya gitmek için hazırlanıyordu. Supriz yapacakmış. Allah'tan uçuşu gece. Böylece bende Y/N'ye hediye alabilirdim. O buraya ilk geldiğinden beri taşınıyoruz. Bu yüzden en iyi ben bilirim onu eğer beni geçebilecek biri varsa -hiç sanmıyorum- o da sadece Tae-Hoo olabilir. Aslında ilk karşılaşma kötüydü ama iyi biri. Biz ayrılmadan önce ikimizi de durdurmaya çalıştı ama ben bir salaklık ettim. Belki haklıydım belki de haksız ama linçler beni yordu ve Y/N'ye bir şey olması fikri beni içten içe öldürüyordu. Her neyse fazla olumsuz düşünmemem gerek. Birazdan Tae-Hoo ile buluşacağım. Üstüme beyaz bir kazak ve siyah bir pantolon giyindim. Üyelere gideceğimi söyleyip dışarıya çıktım. Kapıyı açtığımda arkası dönük plan Tae-Hoo'yu gördüm. Kolumu omzuna attığımda bana dönüp gülümsedim.
Selam. -Riki
Selam, nasılsın? -TH
İyiyim. Dün gece Y/N ile konuştum, sesini çok özlemişim. -Riki
Aga bee. Eeee nasıl geçti görüşme? -TH
Hiç, merak etmiş nasılım diye. -Riki
Hmmm. İyi, bu da bir şey. -TH
Tabii canım ne demezsin. O gün kü konser videosunu izledin mi? -Riki
İzlemedim ama kesit olarak karşıma çıktı. -TH
O çocuğu tanıyor musun? -Riki
Hayır Y/N hiç bahsetmedi. -TH
Tamam anlamında başımı salladım. Bir sürelik sessizlikten sonra araba durdu. Büyük bir AVM'ye geldik.
Y/N takıları çok sever, takı mı alayım? -Riki
Tae-Hoo'ya döndüğümde telefonunu bana doğru tutuyordu.
Ne yapıyorsun? -Riki
Sadece minik bir anı videosu. -TH
Ooof peki. Her neyse sen dediğimi duydun mu? -Riki
Evet, bence de takı al ama zarif bir şey olsun. -TH
Onun yanında zariflik ne ki. -Riki
Ooooooğğğğ -TH
Sus yaa. ㅋㅋㅋㅋ! -Riki
ŞİMDİ OKUDUĞUN
-Nishimura Riki- Kalplerin Dansı | Enhypen NI-KI ~ 2
Fanfic- Beni seviyor musun? + Sana ne? ~~~~~~~~~~~~~~~~ - Dayanamıyorum. + Anlayamıyorum. 18 yaşına girmesi ile değişen hayatına ayak uyduramayan Y/N bu hayatta en çok güvendiği kişi olan erkek arkadaşı Riki ile arasında geçenler. Not: Uygunsuz, +18 şeyle...