episode 1, deep silence

89 12 13
                                    

Genç kız girdiği otel odasıyla derin bir nefes aldı. Oda uzun bir sessizlik içindeydi her zamanki gibi. Elindeki üç beş eşyayı yere bıraktı ve oda içinde ilerledi. Masada birini görmesi ise şaşırtmadı onu.

"Ben geldim." diye fısıldadı sessizliğin içine doğru.

Karşısındakinden ses gelmedi, arkasını bile dönmedi, sadece başını salladı genç çocuk onaylar gibi. Kız yine hayal kırıklığı içinde gözlerini çekti çocuktan. Vegas'ın en sessiz odası olabilirdi burası. 

Herkes eğlenirken, dışarıda kahkahalar eksik olmazken Choi Julia ve Lee Minho'nun otel odası Vegas'ın en sessiz odası olmaya adaydı. Vegas'ın görüp görebileceği en sessiz insanlar bile olabilirdi ikili.

Sessizlik... onlar hakkında kullanabileceğiniz tek kelime buydu işte. İkisi de çok fazla konuşmayı sevmez, sessizce hallederlerdi işlerini. Gerçi Julia bazen cevap beklerdi Minho'dan. Alamazdı hiçbir zaman ama beklerdi yine de.

Bu yüzden birbirlerini bulmuşlardı işte. Üniversitede herkes gürültü çıkarırken ikili susardı. 'Neden hiç konuşmuyorsun?' sorularına ise cevap vermemeyi tercih ederlerdi. Bu sebeple de birsürü dedikodunun içine düşmüşlerdi. 

Minho için önemli değildi hiçbir şey. İnsanlar yanında konuşup dururdu ve arkadaş olmayı isterlerdi. Minho hiçbir zaman çok konuşkan bir arkadaş istemezdi ama. Gerçi en son ortaokulda edindiği ve hala arada ona yazan arkadaşı Jisung pek de sessiz bir tip değildi.

Julia ise Minho'ya benzemezdi aslında. Konuşmasa da çok fazla, arkadaşları az değildi. Tüm arkadaşları onun yanını her zaman güvenli bölge olarak görürlerdi; Jisu sırları tutar, kimsenin dinlemeyeceği iç dökme seanslarını saatlerce dinlerdi.

Ve birbirleriyle karşılaştıklarında ikisi de içten içe mutlu olmuştu belki de. İşte sonunda benim gibi biri! Doğru muydu bu? Hayır, kesinlikle hayır.

Jisu hatırlamıyordu. Minho işi için Vegas'a gideceğini söylediğinde her şeyi bir kenara bırakıp onunla gelmeyi nasıl kabul ettiğini hatırlamıyordu. Buradan nefret ediyordu.

Belki de aylardır kaldıkları bu otelden de, insanların yüzüne yapışmış gibi ayrılmayan gülümsemelerden de, Minho'nun artık kendisini bile sinir eden sessizliğinden de nefret ediyordu. 

Telefonunu açıp mesajları kontrol ederken arada gördüğü mesajla duraksadı. Mesaj çocukluk arkadaşı ve aynı zamanda aile dostu olan Shin Ryujin'dendi. Ryujin'in sert sesini yansıtır bir biçimde yazılmış gibiydi mesaj.

'Ne zaman geri dönmeyi düşünüyorsun?' devamı da vardı. 'O adamla tüm hayatını harcayacak mısın?' Jisu birkaç dakika bakakaldı mesaja. Evet dese arkadaşı ona hakaret içerikli mesajlar yazmak için oldukça hazır duruyordu. Hayır dese... neden dönmüyorsun o zaman sorusu kapıda bekliyordu. 

İkilem... Jisu'nun hayatı tam bir ikilem üzerine kuruluydu. Sadece kendisi değildi, Lee Minho da ona zorluk çıkarıyordu bu ikilemlerin ortasında kaldığında. 

Telefonunu bırakıp oturduğu yatağın üzerinden genç adama döndü. Gözleri bilgisayarın ekranından ayrılmazken elleri tuşlar üzerinde bir düzenle hareket etmeyi durmadan sürdürüyordu. 

Ryujin'e cevap vermemeye karar verip kalktı yataktan. Kulaklıkları takılı olduğu halde onun hareketini fark etmişti genç adam da. Jisu odanın genelde insanların sadece içecek yapmak için kullandıkları küçük mutfağına ilerleyip dolabı araladı. 

Günlerdir ve haftalardır sadece hazır yemek yediğinden dolayı rahatsız olan midesi için daha rahatlatıcı yiyecekler hazırlayacaktı ki arkasında bir ses duydu.

"Yarın bir eve geçeceğiz. Biraz daha burada olmam gerek." Yutkundu sessizce, elindekileri tezgaha bırakırken usulca kafasını salladı. 

Sonunda bu otel odasından kurtuldukları için sevinmeli miydi yoksa bu iğrendiği şehirde daha fazla kalmak zorunda oldukları için üzülmeli miydi? Hayır, sinirlenmeliydi. Bütün bunları ona yaşattığı için Lee Minho'ya aşırı derece sinirlenmeliydi.

Minho gözlerini kızdan çekip işine döndüğünde Julia'nın iştahı çoktan kapanmıştı. Her zamanki uzun uzun baktı Minho'ya genç kız olduğu yerde. En sonunda uzaklaştı mutfaktan, saat henüz erken olmasına rağmen yatağa bıraktı kendini üzerini bile değişmeden. Onun gözleri kapanırken son gördüğü şey odayı paylaştığı gençti.

Ancak saatler sonra yatağın diğer ucuna üzerini değiştirip düzgünce uzanan Minho'nun ise son gördüğü şey genç kız değildi. Çünkü kızın üzerine sırf insanlık için örtüyü bıraktıktan sonra hızla arkasını dönmüştü yatağın içinde.

Dilemma of Vegas | Lia & Lee KnowHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin