* Gerçekten 4. bölümü yazdım, gittim yemek yedim geri geldim. Yazmak çok iyi geldi ve zaman çok hızlı geçiyor. Devam ediyorum ama sizde bana destek vermeyi unutmayın lütfen:)
Çok geçmeden tekrar uyandım, üstüme örtülmüş bir tişört vardı. Görüntü netleşmeye başlayınca Emir'i gördüm ve bense onun kucağındaydım. Başım ağrıyordu ve sanırım sağ bacağımı hissetmiyordum. Sanki beni duymuş gibi konuştu. " Bacağına ne oldu?" "Düştüm." "Bak, buna inanmayacağımı biliyorsun ama şuan tekrar sormayacağım. Zamanı gelince her şeyi tek tek anlatacaksın. Yürüyebilecek gibi görünmüyordun bu yüzden kucağıma aldım seni." "O kadar da kötü değil yürüyebilirim." "Emin misin? Sınıfa kadar dursaydın en azından..." "Eminim ve teşekkür ederim, yine borçlandım sana." "Şöyle demeyi bırakır mısın, hem bunlar benim yüzümden başına geldi." Beni yere bıraktıktan sonra koluma girdi, yangın merdivenlerinden çıktık. Derin bir nefes aldım, öyle rahatlamıştım ki anlatamam...
Sınıfa girince meraklı kişiler başımızı sardı. Çok geçmeden kime ait olduğunu bilmediğim bir ses duyuldu. "Arkadaşlar,kızın durumunu biliyorsun. Onu daha fazla yormayın lütfen!" Kalabalık anında dağıldı. Çocuk bana dönerek konuştu bu sefer. "Bu arada Kaan ben, sen de Nilsu olmalısın. Memnun oldum." Samimi bir şekilde gülümsedi ama ister istemez bu gülüşünün sahte olduğunu anladığım kişiler aklıma geldi. Gülümseyerek karşılık verdim."Bende..." Elinde bir poşet vardı, bana doğru uzattı. "Al, içinde atıştırmalık bir şeyler ve su var." Teşekkür ederek alıp masama geçtim. Saatin kaç olduğunu merak ediyordum, anladığıma göre orada çok kalmamıştım. Sena'nın bağırma sesi geldi, o tarafa doğru döndüm. Emirle konuşuyordu yani en azından deniyordu."Emir, şu kızın dediğine mi yoksa bana mı inanacaksın?" "Sena! Sırası değil." Sena bana baktı."Ben hiçbir şey söylemedim Sena, suratıma yiyecek gibi bakma..." "Yani gidip söyleseydin hiç şaşırmazdım, sonuçta buradaki herkes sana inanmaya dünden razı gibi." "Ben senin gibi değilim Sena." Emir'e doğru döndüm."O haklı, hiçbir şey yapmadı. İçeride kalan bendim, kapıyı kilitleyeni de görmedim." Emir hafifçe sırıttı. " Derste sena bir kağıt vereceğim diye gidip on dakika gelmedi, sen de ondan sonra hiç gelmedin saatlerce seni aradım ve bulamadım, anlıyor musun? Telefonunu da bir türlü açamamanın nedenini biliyorum ama... " Devamını getirmedi, bende sormadım."Sena gel benimle..." İkisi birlikte sınıftan çıkıp gittiler, peşlerinden gitmeyi düşünmedim bile. Kaan gelip yanıma oturdu. "Keşke o kız için yalan söylemeseydin." "Sana yalan olduğunu düşündüren nedir?" "Emir de Senayı öylesine suçlamadı, sonuçta arkadaşlar. Kamera kayıtlarına bakmıştık, Senanın yaptığı net bir şekilde görünüyor." Daha önce hiç düşünmemiştim bunu, Emir'i aradığımda yangın merdiveninde olduğumu zaten biliyordu sanırım. "Emir'in arkadaşı mısın Kaan?" "Hayır sadece seni bulması için ona yardım ettim ve..." Kulağıma doğru eğilip fısıldadı. "Ne yalan söyleyeyim şu Sena denen kızdan hiç hoşlanmadım. Şey gibi... sülük." Güldüm, Kaan iyi birine benziyordu ve aşırı haklıydı. "Sende fark ettin değil mi, sadece o da değil. Başkasının Emir'in yanında olmasını da çekemiyor, bana resmen şöyle bakıyor." Suratımı ona benzetmeye çalıştım, bence aynısı oldu. Birlikte güldük, bir süre daha havadan sudan konuştuk. "Çok iyi birisin Kaan, en yakın zamanda tekrar görüşelim." "Tabi, ne zaman istersen..."
Bitirdim, biraz kısa oldu gibi ama en uzun böyle yazabilirdim son 5 satır filan doğaçlama oldu:) Yenisini yakında atarım(umarım:)

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Buraya Kadar
ChickLitNadir bulunan bir bitki vardır, şans getirdiği için herkes onu bulmayı ister. Üstelik görünüşü de çok narindir. Bende belki o diğer normal insanlar gibiydim ama artık o bitkiyi aramaktan bıkmıştım ve daha iyi bir şey yapmaya karar verdim, nadir olma...