*Yukarıdaki şarkıları dinlerken okuyabilirsiniz, benim çok sevdiğim şarkılar. Kitap okurken iyi oluyor, biraz duygusal ama:) Not: Dizi de çok güzel bu arada, izleyin derim...
Kaan gitti, bende birkaç bir şey atıştırdım. Bir yandan da gözüm kapıdaydı,Emir'i bekliyordum ama onun yerine Sena geldi. Yanıma oturdu. "Neden beni savunduğunu ikimiz de biliyoruz ama yapma. Emir yalakalığı sevmez bu yüzden-" "Bunu sen mi söylüyorsun?" Lafını kesmemi beklemiyor gibiydi, ayağa kalktım. "Emir'i seviyorsan bunu ona söylemelisin, yanında bulunan her kızı bilemezsin sonuçta üstelik benim öyle bir niyetim şöyle davranmaktan vazgeç." Sınıftan çıkıp gittim, okulda kimsenin uğramadığı sessiz bir yer buldum merdivene oturup başımı duvara yasladım ve düşünmeye başladım. 'Acaba iyi mi yaptım?' Arkamdan birinin yaklaştığını hissettim ama hiç kıpırdamadım. "Burayı nereden buldun?" Rahatladım, gelen Emirdi. "Bilmem, karşıma çıktı." Güldü ve yanıma oturdu. "Seninle konuşmam lazım..." "Tamam, dinliyorum." "Nilsu, bak ben kötü biri değilim ve Sena da öyle biliyorum ama o... o biraz-" "Kıskanç, evet biliyorum. Ama buraya benden onunla iyi anlaşmamı istemek için geldiysen eğer-" "Hayır, hayır... Diyeceğim şey bu değildi." Uzun bir süre sustuk, bir şey söylemek istiyordu ama bir türlü cesaret edip söyleyemiyordu. En sonunda sanırım vazgeçerek ayağa kalktı. Ama birden bir şey söyledi. "Sana bir şey olacak diye korktum." "Ne?" "Yarım cümlemi tamamlıyorum, sana bir şey olacak diye korktum tamam mı?" "Bu olanların suçlusu bir yandan da benim, sana Senaya sorman gerektiğini söyleyen bendim. Bana kızgın değil misin?" "Hayır, senin suçun değildi. Ona sormasam daha iyiydi sanırım..." "Yine de sana bunu öneren bendim, üzgünüm." Hiçbir şey söylemedi, arkasını dönüp gitti. Bu sefer öylece durup beklemek istemedim, onunla konuşmamız gereken şeyler daha bitmemişti. Kalkıp arkasından gittim ama hemen pişman oldum, yanına Sena gelmişti. Bir şeyler konuşuyordu Emirde onu dinliyordu, sonra beni gördü. Bir anda Emir'in koluna girip ilerletmeye başladı, arkaya doğru dönüp dil çıkardı. Bu beni fazlasıyla sinirlendirdi, onları baş başa bırakamazdım. Hızlandım yanlarına geçip Emir'in koluna girdim. "Ne konuşuyorsunuz bakalım?" "Nilsu ne hoş bir sürpriz ama biz-" "Bir şey konuşmuyorduk, gelebilirsin." Bir an şaşırdım, neden beni savunuyordu ki? 'Neden böyle düşünüyorsun ki, belki de sohbet sıkıcı gelmiştir o da kurtulmak için böyle söylemiştir? ' "O zaman bir şeyler konuşma zamanı gelmiş." "Ben başlayayım çünkü önemli bir haberim var. Haftaya okulun dans balosu var. Okuldakilerin tanışıp kaynaşması için yapıyorlarmış, bende bizim ismimizi yazdırdım." Emir'e söylüyordu, sanki ben yokmuşum gibi davranıyor ne sıkıcı ama... "Boşuna yazdırmışsın, ben gelmem." Sena gülümsedi. "Hiç değişmeyeceksin değil mi? Küçükken de böyleydin sen, nereye gidelim desem istemez sıkıcı sıkıcı evde oturmayı tercih ederdin. Bu yüzden tek arkadaşın benim Emir, biraz dışarı çıkmanın zamanı gelmedi mi sence de?" "Sena, gelmeyeceğim. Bu son sözüm." "Peki, kalabalıktan hoşlanmıyorsan eğer başka bir yere de gidebiliriz." Göz ucuyla bana bakıp tekrar Emir'e döndü. "Sadece ikimizin olduğu sakin bir yere." "Kalsın hem tek arkadaşımın sen olduğunu da nereden çıkardın?" Bir an kararsızlık içinde kaldım, o arkadaşı ben miyim? Emir dönüp bana baktı, bense önüme döndüm. Sena da durumu anlamış olacaktı ki yüzü düştü, Emir'in kolundan çıkıp konuştu. "Ben gitsem iyi olur, yapacak işlerim var." Sonra da gitti, biz de kol kola yürümeye devam ettik. Sessizliği bozmam gerektiğini düşündüm. "Neden gitmek istemiyorsun?" Bana baktı sanki çok özel bir soru sormuşum gibi. "Tamam, istemiyorsan cevap verme. Sadece bence onunla baloya gitmelisin." "Öyle mi, neden peki?" Yere doğru döndüm, ister istemez gülümseyerek konuştum. "Sana balodan bahsederken ne kadar mutluydu, görmedin mi? O senin çocukluk arkadaşın onu üzmemelisin Emir ." Hiçbir şey demeyip iç çekti, bende kafamı kaldırıp devam ettim. "O sana çok değer veriyor, seninde öyle olmanı istiyor..." Ona doğru döndüm. "Birazcık olsun." Yüzüme aynı şekilde bakmayı sürdürdü. "Peki..." "Ama?" Sırıtarak önüne döndü. "Ama sen de geleceksin." Çok düşünmedim. "Gelirim tabi..." "Ama?" "Ama tek başıma gitmem biraz... garip kaçar?" "O zaman tek gitme." "Mesela?" "Mesela... Kaan'la git." "İyi de sen Kaan'ı nereden tanıyorsun?" "Tanımıyorum!" Sesi çok sinirli çıkmıştı, gerçi beni kurtardığından beri iyi görünmüyordu. "Sakin ol, soru sordum hepsi bu! İyi misin sen?" "İyiyim, kusura bakma. Ben gidip Senaya haber vereyim, sonra görüşürüz." "Görüşürüz..." Dediğimi duymamıştı bile, bende daha fazla üstüne gitmek istedim. Sınıfa gittim, sırama oturdum. Çok geçmeden Senayla Emir de geldiler. Sena çok mutluydu ama Emir için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Sonra kısa bir süreliğine 'Emir'le baloya gitseydim mutlu olur muydu?' diye düşündüm ama anında saçmaladığımı fark edip başka bir şey düşünmeye başladım.Kaan... onu nasıl baloya davet edeceğim ki? Ya reddederse, ya kız arkadaşı filan varsa ya da beni yanlış anlarsa?! Ne yapacağım ben? "Ne düşünüyorsun?" Korkuyla yerimde sıçradım, endişeli sayılabilecek bir yüzle baktı. "Korkuttum mu, çok derin düşüncelerde gibiydin?" "Evet, biraz. Boş ver o kadar da önemli değil. Otursana..." Elimle yan sırayı gösterdim. Gülümseyerek yan taraftaki çantası çekti ve oturdu. Bir an gözüm Emir ve Sena'ya takıldı, gülüşüm söndü. Sena arkadaşlarına bunu anlatıp duruyordu, Emirde yanında öylece dikiliyordu. Ben ona mutsuz olsun diye söylememiştim bunu, belki kafası dağılır araları düzelir diye düşünmüştüm. Ama fikrim yine ters tepmiş gibi duruyordu, Emir'in başına bela açmışım gibi hissettim. "İyi olduğuna emin misin?" Kaan'a döndüm. "Evet, evet neden olmayayım ki?" "İyi olduğunu sanmıyorum, yangın merdivenlerinde donarken bile gözünden bir damla yaş gelmedi ama şimdi ağlayacak gibisin?" Kafasıyla arkayı işaret etti. "Emir'i düşünüyorsun değil mi?" Şaşkınlıkla yüzüne baktım. "Ama, sen nasıl?" "Madem istiyorsun seni tutan ne, gidip onu baloya davet etsene..." İç çektim, gülümsemeye çalıştım. "Onun zaten gideceği biri var." "Üzgünüm, bilmiyordum." "Hayır, zaten aklımda böyle bir şey yoktu. Emir benim arkadaşım." Gözümle Emir ve Senayı aradım, ortalıkta gözükmüyorlardı. "Emirle sena az önce çıktılar." Kaan neyi aradığımı hemen anlamış gibiydi, şaşırmadım sanırım fazla dikkatsiz- im. Çok geçmeden öğretmen geldi ve ders başladı, Emirle Sena hala yoklardı. Merak etmeye başladım, gidip onları aramam lazımdı. Tuvalete gideceğimi söyleyerek sınıftan çıktım, sağıma soluma bakındım. Koridorda ilerlemeye başladım, elektrik gitmişti etraf çok karanlıktı. Gerçi sanki sınıfta ışıklar açıktı? Arkamdan bir ses geldi, hemen oraya doğru döndüm. Hiçbir şey yoktu, bu karanlıkta kendimi bile göremiyordum. Buralarda kendimi savunmak için bir şeyler bulunur mu ki, tekrar sağıma ve soluma baktım. Yoktu, zaten beklemiyordum. O anda arkamdaki sesler arttı, dönmeme kalmadan biri arkamdan belimi tuttu eliyle ağzımı kapattı ve fısıldar gibi konuştu. "Sessiz ol!" Şok oldum, hiçbir yerimi kıpırdatamıyordum. Olduğum yere sabitlenmiş gibiydim, öylece kalakaldım. Bir süre belimi bıraktı, yeniden konuştu. "Sakın hareket etme!" Ama onda bir şey fark ettim, sesi...titriyordu?! Ağlıyor muydu, ya da bana öyle geldi? Boynuma dayadığı bıçağın soğukluğunu hissettim, sanırım fena halde yanıldım! Bu durumdan kurtulmam gerekiyordu, hem okulda bıçakla dolaşan biri varsa sorun büyüktü. Belki de birini...hayır, hayır bunu düşünmek bile çok kötü! Yavaşça tek ayağımı havaya kaldırdım ve karnına bir tekme attım. Kendini geriye doğru çekince hızlıca koşmaya başladım, bir anda birine çarptım. Yere kapaklanmak üzereyken beni belimden tutup yukarı doğru kaldırdı. Ben korku ve şaşkınlık içinde kalmışken konuştu. "Benim Nilsu, Kaan." İçime dolan rahatlık hissiyle ona sıkıca sarıldım, ilk defa böyle bir şey yaşıyordum. İyi değildim, daha da kötüsü o kişi hala okulda dolaşıyordu ve Emirle Sena ortalıkta yoktu! Bir anda koridorun ışıkları açıldı, yavaşça Kaan'dan ayrıldım ama bana destek olmak için kollarımdan sıkıca tutuyordu. Sanırım büyük bir sorunumuz vardı...
*Sonunda bitti, yine 1000 kelimeyi aştı. Benim kollar ölü, geç gelmesinin nedeni bir gündür bölümü önce kafama sonra da buraya yazıyor olmam. 4. bölüm bile bu kadar sürmemişti. Neyse umarım güzel olmuştur, yorumlarınızı bekliyorum:)

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Buraya Kadar
ChickLitNadir bulunan bir bitki vardır, şans getirdiği için herkes onu bulmayı ister. Üstelik görünüşü de çok narindir. Bende belki o diğer normal insanlar gibiydim ama artık o bitkiyi aramaktan bıkmıştım ve daha iyi bir şey yapmaya karar verdim, nadir olma...