*Tamam, bölüm ismi saçma gelebilir ama yazdıkça anlarsınız gerçi daha iyisini bulabilirdim:) Hiç hesap etmemiştim ama denk getirmek için biraz uzun olacak bu bölüm...
Yavaş ve sessiz adımlarla oraya ilerledim, duvarın kenarından kimin olduğuna baktım. Emir buradaydı, duvara yaslanmış yeri inceliyordu. Birini bekliyor gibiydi, bu saatte kim okulun arkasında öylece durur ki sonuçta? Çok geçmeden karşıdan bir ses daha geldi, kim olduğunu anlamak için biraz daha yaklaştım.Sena! Burada ne işi vardı, Emir onu mu bekliyordu yoksa meraklanıp mı gelmişti? "Geciktim mi?" "Hayır, ben erken geldim." Sorumun cevabını da almış oldum ama bu saatte ne konuşacaklardı ki? "Emir, sen genelde bu saatte beni 'bir şey konuşmalıyız.' diye çağırmazsın. Önemli bir şey mi var?" "Çok da önemli değil ama baş başa konuşalım istedim." "Tabi konuşalım, konu ne?" "Sena biz nereden baksan 15 yıldır arkadaşız öyle değil mi?" "Evet..." "Yani benden önemli bir şeyler saklamazsın?" "Ne demek istiyorsun Emir, bir şey saklamak mı?" "Sana bir soru soracağım ama bu arkadaşlığımızı etkilemesin, olur mu?" "Peki ama hala anlamıyorum." "Sena... benden hoşlanıyor musun?" "Ne?!" Bende aynı anda bağıracaktım ki en azından erken fark edip elimle ağzımı kapattım-tamamen tesadüf de olabilir-. İnanamıyorum, gerçekten sordu mu? Ben onu cidden söylememiştim yani evet bence Sena onu seviyor ama birden bire bunu sorması... "Bu-bunu da nereden çıkardın?" "Sadece cevap ver..." "H-hayır tabi ki! Biz arkadaşız ve öyle de kalacağız, soracağın soru bu muydu?" "Evet." "O zaman gidiyorum ben, sana iyi geceler..." "Sana da." Sena gitti ama Emir hala duvara yaşlanmış halde bekliyordu, bende geriye doğru çekilip duvara yaslandım. Neden bilmiyorum ama yıkılmış hissettim ve eminim ki Sena şuan ağlıyordu. Şuan ben aralarını bozmuş mu oluyordum, bekle ne diyorum ben? İsterse sormaya bilirdi de sonuçta... "Haklıydın sanırım..." Birden duyduğum sesle korktum, Emirdi ama kimle konuşuyordu? "Nilsu, duymazdan gelme. Oradasın biliyorum..." Yavaşça doğrulup iç çektim, köşeyi dönüp yanına geçtim. "Yapmak zorunda değildin." "Hayır, zorundaydım. Bunu söylediğinden beri düşünmekten kafayı yedim." Sesi titriyordu, ağlayacak gibiydi."Kekeledi, hayır derken sesi çok kısıktı. Bilmiyorum belkide çok düşünüyorum ama..." "Bu hoşuna gitmez mi?" "Neden hoşuma gitsin, ben onu hep arkadaşım olarak gördüm. Kalbini kırmak da istemiyorum, ne yapmam lazım hiç bilmiyorum." "Bak ben de hiç böyle bir şey yaşamadım ama şuan bunu düşünmemen lazım daha da kötü hissedersin sadece..." Cümlenin devamını getiremedim, çünkü ona bir arkadaşına sarılıp iyi hissedebileceğini söylemek üzereydim. Ona doğru döndüm, hiç iyi gözükmüyordu. Umarım birazdan yapacaklarım ters tepmez çünkü hiç mantıklı bir şey değil. Ona doğru iyice yaklaşıp yandan sarıldım. "Sadece rahatlamaya çalış." Başta şaşırsa da sonradan o da bana doğru sarıldı. "Hadi ama duygusala bağlamayalım, gel benle." "Nereye?" "Sadece beni takip et..." Göndermemi anlamış gibi gülümseyip peşimden gelmeye başladı.-Gönderme dediğim flashback:)- Okulun yakınında parka doğru ilerledim, sonra salıncaklardan birine oturup yanımdakini de elimle ona gösterdim. Yavaşça güldü ve yanıma geçti."Delirmişsin sen, saat kaç oldu haberin var mı?" "Sana ne demeli, hem gayet de farkındayım. Kafa dağıtmak için iyi bir yer değil mi?" "Senin ilk günün değil miydi bugün nereden biliyorsun?" "Sadece burada okuyanlar mı gelebiliyor buraya, ben canım sıkıldıkça hep buraya gelirim. Geceleri çok sessiz ve huzurlu oluyor, üzüntüm filan hepsi geçiyor." "Evet, rahatlamış hissediyorum ama hala yarın okulda ne yapacağım sorusu aklımı kurcalıyor." "Onu da yarın düşün, unut şimdi. Sadece şuna odaklan..." Elimle gökyüzünü gösterdim, yıldızlar çok güzel görünüyordu. Yukarı baktı." Çok güzeller..." "Evet, güzeller."
Sabah annemin beni dürtmesiyle uyandım, geç kaldım! Hızlıca üstümü giyinip mutfağa geçtim. Ağzıma bir şeyler atıp ayakkabımı giymeye başladım. Elinde beziyle annem kapı önüne geldi. "Geç saatlere kadar dışarıda gezersen olacağı bu Nilsu hanım, akşam seni bekledim gelmeyince yattım. Neredeydin?" Genellikle annemle evde tek olurduk, babam işi dolayısıyla eve arada bir uğrardı. Ayakkabımı giymeyi bitirip çantamı koluma attım. Anneme sarıldım ve yanağından öptüm."Üzgünüm, bir arkadaşımla birlikteydim. Söz bir daha geç kalmam, evde tek kalmanı istemiyorum anne. İyisin değil mi?" "İyiyim ben, okuluna git hadi. Daha fazla geç kalma, ayrıca yemeğe kesinlikle gel zaten kahvaltı da etmedin." "Tamam, görüşürüz..."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Buraya Kadar
Literatura KobiecaNadir bulunan bir bitki vardır, şans getirdiği için herkes onu bulmayı ister. Üstelik görünüşü de çok narindir. Bende belki o diğer normal insanlar gibiydim ama artık o bitkiyi aramaktan bıkmıştım ve daha iyi bir şey yapmaya karar verdim, nadir olma...