Bölüm 9 - Karanlık Balo (1. Kısım)

3 1 2
                                    

*Bana yalvardı sanki; gözleri umutsuz, elleri çaresizdi. Bedenini ayakları götürüyordu ama ruhu, kalbi burada benimleydi...

Ders bir türlü bitmiyordu, sıkıntıdan patlamak üzereydim ama yapabileceğim tek şey defterime bir şeyler çizmekti. Arada bir kafamı kaldırıp Emir'e baktım ama o hiç dönüp bana bakmadı. Haklıydı, zaten ona bunu ben dedim ama iyiliği için sonuçta... Yine de kendimi suçlu hissediyorum çünkü bundan hiç hoşlanmış gibi durmuyor. Bende bayılmıyorum tabi ama mecburum işte. Kaanın koluma dokundupunu hissedince ona doğru döndüm. Bana gülümseyerek bakıp önüme doğru bir kağıt uzattı. Açıp okudum. "Ne bu somurtmalar ya, Emirle kavga filan mı ettiniz? Sanki hayattan soyutlanmış gibi duruyorsunuz." "Yok ama... bu çok uzun bir mesele, ben sana daha sonra anlatırım." "Tamam,öyleyse sana bir şey sorabilir miyim? Ama yanlış anlamak yok." Hafifçe gülümsedim. O an biri beni izliyormuş gibi bir his kapladı içimi ama eğer bakan Emir ise onun tarafına dönünce bakışlarını kaçıracağını bildiğim için görmezlikten geldim. "Tamam, anlamam söz." "Benimle baloya gelmek ister misin?" Bir an şaşırdım, ne derim bilemedim. Cidden baloya gitmek için birilerini arıyordum ve tam üstüne gelmişti. Yavaşça Emir'e doğru baktım, kafasını sıraya koymuş muhtemelen uyuyordu. Tekrar önüme dönüp kendimi gazladım. 'Nilsu, Emir'i unutmak zorundasın. Al işte, şans ayağına geldi... Sadece arkadaş olarak bile olsa baloya Kaanla gitmelisin! Duydun değil mi?' Hafiften titreyen elimle kağıda cevabımı yazıp verdim. "Bunu geri çeviremem." Kaan cevabı okuyunca gülümseyip kulağıma doğru eğildi. "Teşekkürler... " Ona gülümseyerek karşılık verdim. Mutluydu, ben de mutlu olmak için elimden geleni yapıyordum. Camdan dışarıya baktım, çok güzel görünüyordu. Dönüp saate baktım ve sonunda zil çaldı. Sena hemen Emir'in yanına gitti, umursamayıp Kaan'a döndüm. "Dışarı çıkalım mı, hem sana sözüm vardı?" "Olur. Ben unutmuştum, iyi hatırlattın." Sıradan kalkıp dışarı çıktık, bahçede gezinirken rastgele şeyler konuşmaya başladık. Emir'i aklımdan çıkarmak çok zor ama inanıyorum olucak. Konuşurken onu değil karşımdakini düşünücem. 'Bu çok zor bir iş evet!'

(1 Hafta Sonra...)
Yeniden bir güne daha uyandım. Her zamanki gibi uykusuzluktan ölüyorum. Saat kaçta yatarsam yatayım sabah yataktan çıkasım gelmiyor hiç, erken yatın diyip duran ailelerimiz üzgünüm ama yanılıyorsunuz. Telefonumu açıp ayılmak için bildirimlerimi kontrol etmeye başladım. O sırada telefonum titredi ve korkudan elimden telefonu resmen havaya fırlattım! Neyseki yaptığım mallığı erken fark edip telefonu havada yakaladım ama kendimi yerde buldum. Kafamı ovuşturarak doğruldum ve gelen bildirime baktım. Aşağıdan annem bağırdı. "Nilsu! İyi misin, o ses de neydi?" Yarım ağız cevap verdim. "İyiyim anne..." Takvim uygulamasından bir bildirim, bugün günlerden ne ki? Genelde çok plan yapan bir insan da değilim, evde oturup film izleyen tiplerdenim ben... Tıklayıp yazanı okuduğumda sessizce fısıldadım." Siktir... "Bugün balo vardı! Ben daha pijamalarımla yatakta oturuyorum! Siktir, siktir, siktir... İçimden kendime söverken annem odaya girdi." Kızım yerde ne işin var? Ayrıca bugün senin davetin yok muydu?" Daha da sinirlendim. Annem bile biliyor balonu, ulan Nilsu! "Evet, vardı. Ama ben salak gibi unuttum." Ayağa kalkıp saate baktım. Annem yanımda olmasaydı eğer çoktan siktir diye bağırmıştım. "Saat 11 mi olmuş?! Öküz gibi uyumuşum anne, beni neden uyandırmadın?!" İyi olduğumu anlamış gibi kapıya doğru yöneldi. "Bu yaşına geldin seni hala ben mi uyandıracağım? Hem akşam değil miydi balo, yetişirsin..." "Evet ama bizim arkadaşlarla planımız vardı ve benim birine sözüm var..." Elimi alnıma yavaşça vurdum. Balo teknik olarak akşam 5'teydi. Ama biz dördümüz saat 3'te orada olmaya karar verniştik. Daha doğrusu bu fikir Senadan çıkmıştı ve daha hiçbir şey diyemeden Kaan da ona katıldığını dile getirince... reddetmek istemedim. Emir de kabul etti yani o da mecbur kalmış gibiydi. Ayrıca Kaan beni 2'de kapıdan alacağını söylemişti. Erken olduğunu düşünsem de kabul etmiştim. Ve sadece 3 saatim var... Umarım yetişir. Annem beni kendimle baş başa bırakarak gitti. En başta banyoya gidip hızlıca bir duş aldım ve üstüme öylesine bir şeyler giydim. Hemen elbiseyi giymek istemedim çünkü rahat olmayacağını biliyordum. Önce saçımı yapmaya karar verdim. Kuaföre uğrayabilirdim ama yakımlarda bir tane yoktu ve vaktim de yoktu. Dağınık ve güzel duran bir topuz yaptım. Şu hani güle benzeyen topuzlardan... Sonra makyajımı yapmaya başladım. Saat 1'e geliyordu. Lanet olsun, saç işi çok zahmetli. Keşke erkek olsaydım. Bir tarakla hemen düzeltir takım elbise giyer çıkardım. Ama şuan bunu düşünecek zaman değil. Makyajımı da halledip elbiseme uyumlu bir küpe ve kolye taktım. Saat 1.30... Derin bir nefes verdim. Elbisemi giydim, alttan giyiliyor tabiki saçımın bozulmasına izin verir miyim ben? Aynada kendime baktım. Güzel gibiydi, umarım... Ayakkabımı ve çantamı elime alıp son kez odama bir göz attım. Bir şey unutmak istemiyordum. O sırada telefonum titredi aslında görmezden gelirdim ama Kaandan gelmiş olması çok yüksekti. Elimdekileri bırakıp mesaja baktım. Emirden mi? Şaşırıp mesajı okudum. 'Hazır mısın?' Bu da neydi şimdi. Daha cevap yazamadan mesajı sildi ve başka bir mesaj attı. 'Üzgünüm Nilsu, yanlışlıkla attım.' Şaşkınlığım yerini utanca bıraktı. Tabi ya, mesajı Sena yerine bana atmıştı. 'Önemli değil.' Cevap verdikten sonra tekrardan eşyalarımı aldım ve aşağıya indim. Annem oturmuş uykulu gözlerle televizyon izliyordum. Beni görünce şaşırdı ve gülümsedi. "Nilsu, bu sen misin?" Güldüm ve yavaşça koluna vurdum. "Ya anne aşk olsun! O kadar mı kötü..." Ayağa kalkıp saçıma bir iki düzeltme. "Hayır, aksine. Çok güzel olmuşsun. Sen normalde bu kadar hazırlık yapmazsın, şaşırttın beni." Neyi ima ettiğini hemen anladım. "Anne... Arkadaşlarımla gideceğim, arkadaş! Tamam?" Telefonum tekrar titredi ekrana bakınca Kaandan mesaj geldiğini gördüm. "Kapıdayım, bekliyorum." Saate baktım. 2'ye 5 vardı. Hızlıca Ayakkabımı giydim ve anneme sarılıp yanağına sert bir öpücük kondurdu, bundan nefret ediyor. "Dikkat et kendine, geç kalma!" Başımla onaylayıp dışarı çıktım. Karşımda dikilen Kaanı görünce gülümseyip ona yaklaştım. "Çok yakışıklı olmuşsunuz beyefendi. Şakasına hafifçe eğildim. Hafifçe güldü ve o da eğildi. Siz de çok güzel olmuşsunuz hanımefendi." Ardından doğrulup güldük, şimdiden çok eğleniyordum. Birbirimize sarılıp gülmeye ara verdik. "Şaka bir yana gerçekten çok güzel olmuşsun Nilsu. Herkesi kendine aşık edeceksin resmen... "Güldüm." Daha neler, eminim benden çok daha iyisi vardır." Ayrıldık. "Hem sen zaten her zaman kızları kendine hayran bırakıyorsun." Gülümsedi ve kapımı açtı. "Bunu bir kenara yazıyorum. Eğer evde kalırsam hatırlatıcam." Güldüm. "Peki, öyle olsun." Arabaya bindim ve kemerimi taktım. Kaan da yan tarafa geçip arabayı çalıştırdı. Balo yeri çok uzak değildi. Yarım saatte vardık. Neredeyse tam anlaştığımız saatte...Arabayı park etti ve birlikte dışarı çıktık. İner inmez karşımda Emir ve Senayı gördüm. Kol kola girmişler bize doğru geliyorlardı. Ama Emir bana hiç bakmadı. Resmen içim içimi yiyordu ama birşey diyemedim. Kaan yanıma yaklaşıp kolunu uzattı. Gülümseyip koluna girdim ve ikilinin yanına doğru ilerledik. Kaan herkesten önce konuştu. "Sena bugünün 2 numarası da sensin. Çok şık olmuşsun..." Sena gülümsedi. "Teşekkür ederim Kaan, sende çok yakışıklısın." Bakışlarını bana çevirdi. Geldiğimden beri Emire bakıyordum ama o Kaana bakmakla yetiniyordu. Bende Senanın bakışlarını üstümde hissedince ona doğru döndüm. "Sanırım 1 numara da Nilsu. Seni like gördüğümde tanıyamadım. Ne kadar güzel olmuşsun." Ah kızım biz seninle baş başa olsaydık senle iyi bir kavga ederdim de neyse şimdi hiç sırası değil. Ona ayak uydurmak en iyisi rol yapması çok iyi bakıyorum da artık profesyonelleşmiş. Gülümsedim." Teşekkür ederim Sena, sende çok şıksın." Emirle Kaan da kendi aralarında konuştular ve sonra boş bir masa bulup oturduk. Mekan kapalı değildi, bahçe tarzı bir yerdeydik. Dekorasyonlar çok ince düşünülmüşe benziyordu. Balo yerinden çok düğünler için ayarlanmış benziyordu ama sonradan eklenen şeylerle bunun için uygun hale getirilmişti. Kendimi oyalamak istediğim için mekanın biyografisini yazdım resmen! Emire bakmıyordum ama arada göz ucuyla onu görüyordum. Yüzü az önceki gibi değildi sanki sıkılmış gibiydi... Bilmiyorum belki de kötü bir haber filan almıştır. Çünkü bu yüzü ilk defa görmüyorum neredeyse 1 haftadır bu halde... Arada sırada gözümü pistten ayırıp Kaan ve Senaya çeviriyordum. Biraz sohbete katılıp sonra tekrardan sessizce içeceğimi içmeye devam ediyordum. Alkollüiçevek değil be sadece meyve suyu. Zaten okul balosunda alkollü içecek olmasını beklemiyordum ama olduğunu görünce biraz şaşırdım. Umarım bugün olaysız geçer... Zaman hızlı geçti. Balo saati geldi ve mekan neredeyse tamamen doldu. Müzik çalmaya başladığında kalabalık bir grup dans etmek için piste indi. Önce hareketli bir şeyler çalıyordu. Fakat birinin isteği üzerine çiftler için dans müziği çaldılar. Daha saçma bir şey görmedim, sanki mezuniyet balosundayız. Önce bir tanışsaydık! Kimse bunu önemsemiyor olucak ki piste çiftler inmeye başladı. Az öncekine göre daha kalabalıktı artık. İnmeyi tabiki düşünmüyordum ama Sena öyle değildi. Emirim koluna yapıştı. "Emir... Hadi gel dans edelim." Dediğini duyunca onlara doğru döndüm. Emirin tepkisini ölçmek için suratına uzun bir süre baktım. Bir anda yüzünü bana çevirdi,şaşkınlıkla gözlerine baktım. Bana yalvardı sanki;gözleri umutsuz, elleri çaresizdi. Bedenini ayakları götürüyordu ama ruhu, kalbi burada benimleydi... Birlikte dans pistine indiler. Arkalarından bakakaldım. Bunu istemiyordu, gerçekten belki de Sena yüzünden değildi ama şuanda burada olmak istemiyordu. Kaan benim önüm geçerek düşüncelerimi susturdu. Elini bana doğru uzattı. "Dans edelim mi?" Yüzüme zorla bir gülümseme yerleştirdim. "Tabi..." Elini tutup peşinden ilerledim. Birlikte dans etmeye başladık. Kahverengi gözlerine odaklandım, mutlu görünüyorlardı. Bunu bozmayı asla istemiyordum bu yüzden bozuntuya vermeden çok beceremesemde dans ettim. Bir sürü çift yan yana dans ediyordu. Yanımızdan Emir ve Sena geçtiğinde bir süre gözlerimiz buluştu. Konuşmadan anlaşıyor gibiydik, sanki bu anı sonlandırmak ister gibi sessiz çığlıklar atıyorduk.

Ve bittiii... Bak bu kitabı yazmayı bitireli 2 sene oldu ama burada hala 9. bölümde... Bu yüzden hızlanmam gerek. 4 aydır bölüm yok biliyorum ama geçerli bir sebebim olmadığı için ne diyeceğimi bilmiyorum.

Bölüm nasıldı bilmiyorum ama uzun olduğu kesin tam 2 saatimi aldı. Her oy elime bir fatiha SJDGSSKESJ

Neyse çok uzattım yine sonraki bölümü en kısa zamanda atmaya çalışacağım. Hoşçakalın:)

Buraya KadarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin