[Chapter; Two]

156 27 25
                                    

-Anya Forger-

Akademi binasının merdivenlerini çıkarken arkanda hissettim sıcaklık ve aniden bedenimi saran kollarla duraksadım.

"Günaydın, Anya-san!"

Becky'in kulaklarımı dolduran neşeli sesiyle gülümsedim. Sanki onu bekliyormuş gibi hızla ona dönüp, sarılmasına karşılık verdim.

Ayrıldıktan sonra Becky dişlerini göstererek sırıttı.

"Ay, çok mu özledin sen beni?"

Ciddi ifademe bürünüp hafiften yüzüne doğru eğildim. Gözlerimi kısarak fısıldadım.

"Bir İmparator, sabah sabah hiç çekilmiyor be Becky."

İkimizde kıkırdamaya başlamıştık. O an çevredeki bazı kişilerin bize baktığını gördüm. Sürekli olan bir durum olduğu için çok takılmadım. Gülüşmeyi kestikten sonra Becky konuştu.

"Yine de bence çok abartıyorsun."

Zümrüt yeşili gözlerimi kısıp ona 'ciddi misin' bakışı attım. Etrafıma hızlıca baktığımda kimsenin bizi izlemediğini anlayınca Becky'e fısıldadım.

"Becky küçükken babama resim çizip evlenme teklifi etmiştin."

"Ha, Bi kere hatırlamıyorum! Hem çok akıllıymışım o zaman bile seviyormuşum adamı."

"Hey, o benim babam ve bir İmparator-"

"Anya annen olmamı istemez miydin?"

"İsterdi- hey konumuz bu değil!"

Becky sırıtıp zafer işareti yaptıktan sonra merdivenlerden aşağı inip bahçeye koştu. Sinirle onun peşinden koşarken bahçeye inen merdivenlere gelmiştim. Arkadan birinin bana çarpmasıyla ayağım kaydı. Ne kadar dengemi korumaya çalışsamda olmamıştı. Sert ve soğuk bir zemine çarpmayı beklerken yine sert ama bir o kadar yumuşak bir zemine çarpmamla kaşlarımı çattım. Gözlerimi sımsıkı yumduğum için nereye yapıştığımı anlayamamıştım. Hızla gözlerimi açıp kafamı kaldırdım. Ela gözlü, koyu yeşil saçlı beyaz tenli bir çocuğun üstüne düşmüşüm. Gözgöze gelince ağzımı konuşmak için açmıştım ki o benden önce davranıp konuşmaya başladı.

" Dikkatli olsana."

İnsan bir iyi misin der!

Çocuk soğuk biri gibi ya da bana öyle geldi. Üstelik ilk defa görüyordum. Kim ki?

Yutkunup yanıtladım. "Bilerek yapmadım."dedim sertçe.

Göz devirip, kollarımı tutan ellerini kolumdan ayırdı. Doğruluktan sonra özür dileyip arkamı döndüm. İndiğim daha doğrusu kaydığım merdivenleri geri tırmanmaya başladım. İki basamak çıktıktan sonra duraksayıp ona döndüm. Adını bilmediğim çocuk gözlerini kısmış, simasına benim anlayamadığım bir ifade takınmış beni izliyordu.

" Sen kimsin?"

Bir adım atıp yanıma geldi.

" Niye soruyorsun?"

"Seni tanımıyorum."

"Herkesi tanımak zorunda mısın?"

Bir süre sessiz kaldım. Kafamı kaldırıp onu yanıtlayacakken Becky'in sesini duydum.

"Oi, Anya!"

Becky gelip kolumdan tuttu.

"Hadi ama ders başlayacak." diyip kolumdan sürüklemeye başladı. Arkamdaki çocuğa son kez bakıp önüme döndüm. Becky'in beni akademinin içine götürmesine izin verdim.

🥜🥜🥜

𝐃𝐞𝐚𝐭𝐡 𝐒𝐩𝐲 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin