- Anya Forger -
"Anya-san! O çocuğa teşekkür etmelisin yoksa ailen yapıcak biliyorsun değil mi?"
"Evet. Ama çocuğun daha adını bile bilmiyorum!" diye yakındım. Evet bugün çocuğu hiç görmemiştim. Çünkü bugün akademi boştu. Sadece tek tük öğrenciler vardı. Becky ile ek dersimiz olduğu için gelmiştik. O çocukta yeni gelmişti zaten. Bugün göreceğimi hiç sanmıyorum. Bizim sınıftan da öğrencileri görmemiştim. Dolayısıyla sadece soyadını biliyordum. O da öğretmen sınıfa çağırmak için söylediğinde duymuştum. Desmond...
"Becky sen o çocuğun adını öğrenebildin mi?"
"Hayır, sadece soyadını. Zaten soyadı da garip. Desmond. Hiç duymadım daha önce."
"Bende duymamıştım."
"Belki de buralı değildir." diyip omuz silkti Becky.
Üst kattaki sınıfa gelmiştik. İçeri girip yerimize geçtik. Birazdan Hana-Sensei gelirdi. Becky sıkılmış olacaktı ki oflayıp kafasını masaya koydu. Kendi kendine şarkı mırıldanmaya başlamıştı. Onu dinlerken başımı eğip, parmaklarımla oynamaya başlamıştım. Bir süre sonra sınıfa birinin girmesiyle kafamı kaldırdım. Baktığımda tanımadığım bir çocuk gelip en arkaya oturmuştu. Onu umursamadan önüme döndüm. Sanırım o da bizi umursamamıştı. Kısa süre içinde Hana-Sensei gelmişti. Tahtaya tebeşirle tarif yazıyordu. Hana-Sensei'nin dalgalı, uçları göğsüne uzanan pembe-turuncu karışımı renkte saçları vardı. Gri ve parlayan gözleri sürekli neşe saçıyordu. Onu seviyordum. Akademideki en sevdiğim öğretmendi. Tahtaya yazdığı tarifi not alıyordum. Arkama baktığımda az önce sınıfa giren çocuğunda not aldığını gördüm. Sanırım ona baktığımı fark etmişti ki bana dönmüştü. Göz göze geldiğimizde hızlıca önüme döndüm.
Odaklan Anya!
Tarifi not almayı bitirdikten sonra Hana-Sensei malzemeleri önündeki masaya dizmişti. Bize iksiri nasıl yapacağımızı göstermeye başladı. Sırayla yaptığı adımları not alıyordum. Becky ise sadece izliyordu.
Hana-Sensei iksiri tamamladıktan Becky'i denemesi için çağırmıştı. Bir notlarıma bir Becky'e bakıyordum. İlk izleyişte kavraması inanılmaz. Bana çok karışık geliyor.Becky kısa sürede doğru şekilde iksiri yapmıştı. Ona şaşkınlıkla bakıyordum. Bu kız cin olmalı!
"Becky yine harikasın." Hana Sensei Becky kılıklı cini överken, Becky gururla elini göğsüne koyup sırıttı.
"Ah, evet Sensei. Ben mükemmelim!"
Hana Sensei ellerini çırparken Becky eğilerek selam verdi.
"Anya denemek ister misin?"
Yutkunduktan sonra tahtadaki adımlara bakıp ayağa kalktım. Becky ile yer değiştirirken Hana-Sensei malzemeleri yeniden çıkarmıştı. Derin bir nefes aldıktan sonra ilk iki adımı uyguladım. Sanırım şimdi pancarı koymam gerekiyordu. Ezilmiş pancarın tozunu alıp kaseye attıktan sonra zorlandığım kısma gelmiştim. Son iki adımı karıştırıyorum. Hangisini atmam gerekiyordu? Dryas mı Filidula mı?
Gözlerimi kapattım. Becky'in zihnini okumalıyım. Belki hile olacak ama neyse.
Hadi Anya bunu yapabilirsin!
Becky... Beni desteklemen çok hoş ama bana ne yapmam gerektiğini söylemeliydin!
Tamam. O zaman arkadaki çocuğun zihnini oku-
"Anya sorun nedir?"
"H-hiçbir şey!"
Dryası alıp doğradım. Kaseye döktükten sonra sihir gücüyle beraber karıştırmaya başladım. Birkaç saniye sonra ampfilia meyvesinin suyunu sıkıp karışıma ekledim. Isı ile ısıttıktan sonra bitmişti. Kase kabı küçüktü. Deneme yaptığımız için yarım bardak iksir çıkardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐃𝐞𝐚𝐭𝐡 𝐒𝐩𝐲
FanfictionWESTALIS KRALLIĞI ve OSTANIA KRALLIĞI... Yaklaşık 30 yıl önceydi, krallıklar arası uzun yıllardır süren savaşın son bulması adına iki bebek doğdu... İki minik canlının kaderleri aldıkları ilk nefeslerinde yazılmıştı... Westalıs İmparatorluğunun haki...