-Anya Forger-
Becky bana izlediği yeni dizinin konusunu anlatırken bende fıstık yiyip bir yandan onu dinlemeye çalışıyordum. Evet, çalışıyorum çünkü Becky'in anlattığı diziler matematik problemleri kadar karmaşık geliyor.
"Sensei gelmeyecek galiba."
Ön sıramda oturan Louisa'nın sesiyle beraber Becky'i dinlemeyi bırakıp önümdeki grubun konuşmalarına odaklanmıştım.
" Hayır gelir birazdan." (Kei)
" Ya, gelmezse?" (Louisa)
"Bugün gördüm Sensei'yi. Geçde olsa gelir derse." (Kei)
"Kei ile beraberdik. Bende gördüm... Şansına küs Louisa." (Samira)
Louisa oflayarak çenesini sıraya dayadı. "Niye hiç boş dersimiz olmuyor ya!?" diye mızmızlanırken bense sırıtarak fıstıklarımı yemeye devam ettim. Akademide boş ders olmazdı. Elit bir akademiydi ve soylu kişiler eğitim alırdı. İki yılda bir yapılan burs sınavı olurdu. Ancak kabul edilen kişi sayısı elinizin parmaklarını geçmezdi. Sözel derslerden nefret etsemde mistik ve büyü güçlerinde gayet iyiyim. İmparator Kızı olmamı da sayarsak benlik bir sıkıntı yoktu.
"Anya! Beni dinlemiyor musun?"
Kafamı sola çevirip Becky'e gülümsedim.
"Evet."
Kaşlarını çatıp her zaman ki gibi "Çok kötüsün." diyip trip amaçlı bana sırtını dönmüştü. Omzumu silkip önüme döndüm. Sınıfa aniden girip bağıran İzumi'nin sesiyle herkes onu dinlemeye başlamıştı.
"Hey! Duydunuz mu!? Sınıfa yeni bir öğrenci gelmiş!"
Yeni ne?
Ön sırada oturan Mitsuba hemen öğrencinin cinsiyetini sorarken Louisa eğlence bulduğu için psikopatça sırıtmaya başlamıştı. Sınıf temsilcisi İzumi'nin başına toplanıp sorular soran kalabalığı izlerken Becky'in de onlara katıldığını fark ettim. Samira ve Kei Sensei'nin bu nedenle geç kalıp kalmadığını tartışırken son beş fıstığım kaldığını fark ettim.
"Yakışıklı mı söylesene!"
Duyduğum tanıdık sesle kalabalığın arasında bağırıp, omzundan tutup İzumi'yi sarsan Becky'i gördüm. Becky'in haline hafif kıkırdarken, içimden İzumi'ye acımıştım.
Sınıftaki kaosu izlerken elimi yanağıma koyup dirseğini sıraya dayadım. İki fıstık alıp aynı anda ağzıma attım. İçeriye Gara Sensei'nin girmesiyle Louisa'nın daha fazla sırıttığını gördüm. İstemsizce gülmeye başlarken Gara Sensei tiz bir sesle bağırarak kalabalığı dağıtmıştı. Yıpranmış İzumi'yle göz göze gelince ona içten gülümsedim. Elini kaldırıp iyiyim anlamında işaret yapıp, sırasına oturup koca bir şişe suyu kafasına dikip bitirdi. Bu haline alışkınım o yüzden takmadım.
Ağzıma bir fıstık daha attım. Gara Sensei öksürüyorum gibi ses çıkarıp sınıfın dikkatini kendinde topladı.
"Yeni bir sınıf arkadaşınız var artık. Onunla iyi geçinin. Desmond, gelebilirsin."
Hocanın konuşması bitince dikleşip son fıstığı ağzıma attım. O sırada açık kapıdan içeriye giren çocuğu görünce nereden çıktığını bilemediğim bir heyecanla fıstığı çiğnemeden yutmuştum...
Nefesimin kesildiğini hissedince yere düşmüş ellerim boğazımda öksürmeye çalışıyordum. Becky'in ismimi bağırmasıyla kafamı kaldırmaya çalıştım. Acıdan dolan gözlerim, bahçede gördüğüm yeni çocuğun bana bakan gözleriyle kesişirken kalbimin teklediğini hissettim. Nasıl baktığını anlayamıyorum. Hem umursuyor gibi hem ilgisiz gibi bakıyordu...
Ben ne olduğunu anlamadan adını bile bilmediğim yeni çocuk yanıma gelmiş heimlich (hemlik) manevrası uygulamaya başlamıştı. Belimden tutup hafifçe ayağa kaldırdı, bir elini yumruk yapıp göbeğime diğer elini yumruk yaptığı elinin üstüne yerleştirmişti. Karnımda hissettiğim baskıyla ağzımdaki fıstığın boğazumdan fırlayıp yere düşmesi bir olmuştu...
🥜🥜🥜
Genel olarak yaklaşık iki haftadır taslaklarım olmasına rağmen yb atmadım. Diğer hikayelerim içinde geçerli bu durum. Artık yavaştan normale dönmeye karar verdim. Acılarımızı unutamıyoruz ve sürekli peşimizden geliyorlar. Bunu kendimden biliyorum. Ama mecburen önümüze bakmamız gerek. Çok erken mi davrandım bilmiyorum ama anlayacağınız düşünüyorum.
Düşünce, teori?
Hikaye gidişatı nasıl?
Baya^^
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐃𝐞𝐚𝐭𝐡 𝐒𝐩𝐲
FanfictionWESTALIS KRALLIĞI ve OSTANIA KRALLIĞI... Yaklaşık 30 yıl önceydi, krallıklar arası uzun yıllardır süren savaşın son bulması adına iki bebek doğdu... İki minik canlının kaderleri aldıkları ilk nefeslerinde yazılmıştı... Westalıs İmparatorluğunun haki...