Birinci Gün

380 20 25
                                    


-Şangay Havaalanı Dış Hatlar-

Valizini koltuğun yanına bırakmış, elindeki kitabı okurken aynı satırı beş kere geçince gerginlikten hiçbir şey anlamadığını fark etti Xiao Zhan. Check-in işlerini beklediğinden çok daha sorunsuz atlatmışlardı. İç hatlarda uçtuğu zaman işlerini VIP biriminden hızlıca halledebiliyordu. Ancak bugün kameramanı – diğer bir deyişle "geçici menajeri" – ile beraber girmek için genel girişi kullanmışlar, şu anda da herkesle beraber boardingi bekliyorlardı.

Xiao Zhan planı ilk duyduğunda aslında çok heyecanlanmıştı. Fikir stüdyonun kreatif ekibinden çıkmıştı. Kore'de idol ve oyuncuların seyahat vlogları çekmesi son dönemlerde çok popülerdi. Aslında Xiao Zhan'ın popüler olması için daha fazla bir şey yapmasına gerek yoktu ama bahaneyle ufak bir tatil yapıp dinleneceğini düşünmüşler ve böyle bir planla gelmişlerdi. Xiao Zhan daha önce birkaç kez Avrupa'ya gitmişti ancak hepsi sponsorlukların moda gösterileri ya da fotoğraf çekimleri içindi. Genelde koca bir ekiple gidip, koştur koştur bir programla görevlerini tamamlayıp dönerlerdi. Bu sefer farklı olarak önüne 10 günlük bir gezi planı koymuşlardı. Ve işleri organize etmek için menajeri ya da ekipten birisi de yoktu! Yanına sadece kamera kayıtlarını yapacak bir çocuk vermişlerdi. Hatta bu "çocuğu" da geçici menajeri ilan etmişlerdi!

İşler ciddileşince Xiao Zhan bu konuyu çok kez tartışmaya açtı ama ekibin hiç acıması yoktu:

- "Zhanzhan, sana bunu dediğime inanamıyorum ama artık kendi başına tatile gidecek kadar büyüdün bence!" dalga geçer bir tavırla gülüyordu.

Derdini anlatamayan Xiao Zhan yılmış bir şekilde cevap verdi:

- "Jiejie, yapamayacağımdan demiyorum. Ama en azından biriniz olsaydı daha eğlenceli olurdu... Hem programı takip edecek biri olsa da fena olmaz yani." Diye mahcup bir şekilde gülümsedi.

- "Tamam, var işte programı takip edecek biri yanında."

- "Hadi amaaa, tanımadığım çocuğun tekini vermişsiniz yanıma... Ayrıca kendisi gerçekten bir "çocuk"..." derken yüzünü ellerine gömdü.

- "Wang Yibo'nun yaşı küçük olabilir ama kaç senedir bu sektörde çalıştığını biliyor musun sen? İnanmazsın ama senden önce bile bu işi yapıyordu." Elleri belinde azarlamaya devam etti. "Eski şirketteyken de beraber çok sayıda projede çalıştık. Ne kadar becerikli bir "çocuk" olduğuna kefilim, sen merak etme..."

- "Ufff"

Bir süre sonra savaşmaktan vazgeçip durumu kabul etmişti ve şimdi burada, bekleme salonunda, yan yana oturmuş gergince beklerken gerçeklerle tekrar yüzleşti. Gezi başlamadan önce Yibo ile sadece bir kez görüşme fırsatı olmuştu. Uçuştan iki gün önce ofiste ayak üstü tanışmışlardı. Yibo; Xiao Zhan'a kendini tanıttıktan sonra saygıyla eğilmiş, sonrasında da hızlıca uçuş günü buluşma planlarını anlatmıştı. Zhan'ın ilk görüşteki izlenimi beklenmedik şekilde iyiydi. Çocuğun ciddi bir duruşu vardı ve dersine çok iyi çalışmış gözüküyordu. İşlerin neredeyse tamamını organize etmişti. Kendisine sadece ne zaman ve ne yemek istediğini seçmek gibi lüks kısımları kalmıştı. Durumu görünce geziyle ilgili kaygıları biraz olsun azalmıştı ancak şu anda hava alanında, herkesin görebileceği bir alanda olunca tekrar huzursuzlandı.

- "Mr. Xiao kahve getirmemi ister misiniz?"

Birden ismiyle hitap edildiğini duyunca panikleyen Xiao Zhan, kendisine bakan Yibo ile göz göze geldikten sonra sakinleşti. Yüz ifadesini maskeden göremese de bakışları kaygılıydı.

- "Ha-? Yok, yok teşekkür ederim..." sonra kendi kendine mırıldandı "Bir an önce boarding tamamlansın, yeter benim için..."

Yibo dediklerini duymuştu. Birden suçluluk duygusuyla eğilerek konuştu:

Xiao Zhan: Bon Voyage - YiZhanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin