Ne oluyo lan burda !?!-Bölüm 6-

400 20 3
                                    

Medya karakterlerimiz :))

----------------
Aferin sana Armina!

Bindin bir alamete gidiyon kıyamete!

Arkama hiç bakmadan koştururken kendime dua ettim. İyiki boks için arada ısınma amaçlı ve zayıflamak adına koşularda yapıyordum! Şuan ben gayet iyi gidiyordum. Adam benden hem ağır hem kalıplıydı! Buda benim işime gelir! Ayrıca benim çevikliğim sayesinde sokaklarda çok iyi koşturuyordum!

"Armina hanım! Durmanız sizin için daha iyi olacaktır! Bizden kaçamazsınız! Durun!"

Bizden kaçamazsınız derken !!?
Lan yoksa bu başka korumalarıdamı peşime taktı!

Tam başka bir sokağa dönüyordum ki biriyle çarpıştım! Arkamdaki bana yetişmesin diye hemen koşmaya yeltendim ancak çarptığım kişi beni kolumdan yakaladı! Kim olduğuna bakınca bununda o ağaç gövdelerinden biri olduğunu anladım!

"Bırak lan beni! Hayvan!" diyerek ard arda tekme atmaya başladım.
Ama adamda bir tık yok! Lan insan bari 'vurmayın, durun.' gibisinden laflar söyler ancak adam ben ona hiç vurmuyormuşum gibi aval aval yüzüme bakıyor!

"Ya şimdi beni bırakırsın ya da seni ölesiye döverim!" adam sadece güldü.

"Üzgünüm Armina hanım sizi bırakamam."

"Bıraak!" yanımıza beni koşturan ve iki kişi daha geldi.

Beni kollarımdan iki kişi tutarak yürütmeye başladılar! Toplamda dört kişiyle uğraşıyorum ya! Ama ben unutmam bunları! Aklıma kazıdım sizi oğlum! Çekeceğiniz var elimden!

"Beni eğer şimdi bırakırsanız sizleri affederim ve dövmem! Ama eğer beni o pislik, hayvan, mal, ökü-"

"Armina hanım! Sizi bırakmayacağız!" beni koşturan pislik adama döndüm.

"Sen varya sen! Özellikle seni öyle bir döveceğim ki! Bittin oğlum sen!" adam sadece bana kısa bir süreliğine baktı ve beni umursamadı!

"Eğer beni şimdi bırakırsanız o pislik Soykan'ın verdiği paranın iki katını veririm!" hangi parayla! Salaak!

"Siz daha parayı bize ulaştıramadan biz ölmüş oluruz kusura bakmayın sizi bırakamayız."

"Ne pislik! Hayvan! İnsanlarsınız siz ya! Bıraksanıza lan beni!" diyerek kollarımı kurtarmaya çalıştım ama başarılı olamadım!

"Yarım saate Ayaz beyde gelirler. Onu çok sinirlendirdiniz."

"Sanane sinir ettiysem sanane! Hem sana benimle konuşma hakkını kim veriyo! Kes sesini ve sadece işini yap!"

"Özür dilerim Armina hanım." hı! Özür dilemesini beklemiyordum açıkçası!
İlk şaşırsamda kendimi hemen toparladım.

Eve vardığımızda o güzel bahçeden geçtik ve korumalardan biri kapıyı açtı.
Diğer kolumu tutan korumalarda beni içeri iktirip kapıyı üzerime kilitlediler!

"Nereye kaçacağım sanki be!" diye söylendim. Odaya geçerek oturdum.

Yaklaşık yarım saat sonra kapı açıldı ve sinirden kızarmış bir şekilde Ayaz odaya girdi! Boğa!
Hızlıca yanıma geldi ve beni oturduğum koltuktan seri ve hızlı bir şekilde kaldırdı! Kulağıma yaklaşarak sinirle konuştu!

"Ben sana ne dedim Armina!" off bu ses tonu hiç iyi değildi!

"Ne dedin Ayaz?" diye sakince konuştum.

"Eğer buradan kaçmaya çalışırsan seni öldüresiye döverim demedim mi !?" oda sakindi ancak bu fırtına öncesi sakinlikten de daha beterdi!

KARA İNTİKAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin