3

739 45 44
                                    

Tam tamına bir hafta salondan çıkmamış, çalan telefon ve kapı zillerine bakmamıştım. Dünya kendi ekseninde yedi kere dönmüş ben daha koltuktan kalkamamıştım. Yemek yemediğim için arada kan şekerim düşüyor bayılıyor gibi oluyor ama sonra ayılıyordum. Hayatımın tüm dramını tek günde yaşamanın ağır yükü sırtıma binmişti.

Ama biliyordum ayağa kalkmalı evin dağınık yerlerini toplamalı, kesik, kırık ve parçalanmış Anıl'a ait olan her şeyi atmalı, odamı tekrar dizayn etmeli ve hepsinden önce yemek yemeliydim. Ayağa kalktığımda bacaklarımın uyuştuğunu fark ettim. Topallayarak mutfağa ilerledim.

Buzdolabını açmadan önce buzdolabının üstündeki resimlere baktım. 

Yıl 2018 Elif ve ben İzmir'deyiz, yıl 2019 Anıl ile ilk sevgili olduğumuz dönemler, yıl 2020 Anıl'ın bana taşındığı gün, yıl bilmem kaç Elif ve benim lise sıralarında bir fotoğrafımız, yıl 2022 ben, Anıl ve Elif bir kafede oturuyoruz. Fotoğraflara bakarken içim acımamıştı, midem bulanmıştı. Fotoğrafları toplayıp çöpe attım.

Buzdolabını açıp içine baktım. Anıl çok isteyince yaptığım pasta ile göz göze geldim. Yüzümü gülümseten içimi burkan bu pastayı ne kadar tatlı şeyler düşünerek yapmıştım oysaki. Yüzümdeki gülümseme ekşidi pastayı mutfak masasına koydum ve bir çatal aldım. Masaya oturdum. Bu masadaki anılar canlanırken derin bir nefes aldım. Ağlamalıydım bunu kendime yapmamalıydım. 

Pastayı yerken gözüme masanın üzerindeki telefonum ilişti. Aslında telefonumu elime almak istemiyordum ama telefondan bildirim gelince ellerim o tarafa doğru çekildi. Bir sürü bildirim vardı. Şarjımın hala olması beni şaşırmıştı.

Telefonumun kilidinde Anıl ile fotoğrafımız vardı kilidi açınca da Elif ile bir fotoğrafımız vardı. Galerimin nerdeyse tamamı onlarla doluydu. Galeri temizleme işini de erteleyip bildirimlere baktım. Elif ve Anıl hatta Elif'in annesinden çağrılar vardı. Elif'in bu çabası takdiri hak ediyordu kesinlikle. Gelen onlarca mesaj vardı.

Önce WhatsApp'a girdim. Elif ve Anıl'dan toplam 3 bin küsür mesaj gelmişti. Okumadan sildim mesajları ve ikisini de engelledim. Sonra gözüm bilinmeyen numaraya gitti. Tek mesaj vardı.

Bilinmeyen Numara: Hayatın bir enkazdan farksız artık.

Kafamı arkaya doğru eğdim. Mesajına yanıt vermek yanlış olabilirdi ama bunu garip bir şekilde istiyordum. Çokta düşünmedim ve konuşmaya girdim.

İdil: Enkaz? 

İdil: Enkaz bile kalmadı geriye. 

İdil: Enkaz yandı, bitti, kül oldu.

Yazdım ve anında mesajlarım mavi tık oldu. Telefonun arkasındakinin bir bilgisayar olduğunu düşünmeye başlayacaktım yakında.

Bilinmeyen Numara: Sen neredesin peki?

İdil: Anlamadım?

Bilinmeyen Numara: Enkazda yanıp kül mü oldun yoksa o enkazı sen mi yaktın?

İdil: Biliyor musun.

İdil: Bir sik önemi yok.

Bilinmeyen numara: Ağzın çok bozuk.

İdil: Sen süt dökmüş ak kedi misin?

Bilinmeyen Numara: Öyleyim tabi.

Bilinmeyen Numara: Ne kötülüğümü gördün?

İdil: Tek soru soracağım ve cevap istiyorum.

Bilinmeyen Numara: Sor bakalım.

İdil: Nasıl bildin bunca şeyi?

Oturduğum yerde dikleştim. Bir kaç saniye yazıyor olup sonra durdu. Sonra tekrar yazmaya başladı.

Bilinmeyen Numara: Sihirbazlar neden kaybeder biliyor musun?

İdil: Neden?

Bilinmeyen Numara: Çünkü sırlarını paylaşırlar yada açık verirler.

Bilinmeyen Numara: Ben bir sihirbazım.

Bilinmeyen Numara: Kaybetmeyi sevmeyen bir sihirbaz.

İdil: Ve bende sihirlere inanmam.

İdil: Bu yüzden senin tüm sırlarını öğreneceğim.

Yazdıktan sonra konuşmadan çıktım. Yine gerilmiştim. Bir insan bunu kendine neden yapardı, gerileceğini hatta korkacağını bile bile neden kendine bunları reva görürdü?

Derin bir nefes aldım ve önümdeki pastaya baktım. Birazdan Anıl ve Elif'in arkasında bıraktığı her şeye yapacağım gibi pastayı da çöpe attım. Elime çöp poşetlerini aldığımda hazırdım. Hadi temizleyelim 

•Bölüm Sonu•

Helllooooo baby's

Napıyorsunuuuz? Nasıldı bölüm?

Kimsin Sen? || Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin