15

583 32 96
                                    

(Hazar'ın ağzından)

Mesleğimi çok seviyordum. Suçluları yakalamak bulmaca çözmek gibiydi ve benim çocukluğumdan hatta dedemden kalma bir bulmaca aşkım vardı. Bu bulnaca aşkım iş yerinde hızlıca yükselmememi sağlamıştı.

Yaklaşık 10 senedir bu mesleği yapıyordum ve şuan tüm siber suç uzmanları benim komutam altındaydı.

Bunlar müthişti işimi gerçekten seviyordum ama sorgu yapmak beni deli ediyordu. Zaten babadan kalama sinir problemlerim varken karşımda oturan suçlu olduğunu kanıtladığım insanların beni salak yerine koyup hala yalan söylemeleri benim tüm sinirlerimi geriyordu.

Mesela şuan karşımda çok rahat oturup beni salak yerine koyan benden yaklaşık iki yaş küçük olan bu adam benim delirmeme sebebiyet veriyordu, yine de kendimi sakin tutmaya çalışıyordum.

Bu şerefsizin suçu kızlardan para karşılığı uygunsuz fotoğraflarını alıp para karşılığı onlara tehditte bulunmasıydı. Son zamanlarda bu gibi davalar o kadar türemişti ki nerdeyse tüm siber suça üç aydır başka bir tarzda dava gelmiyordu.

Karşımdaki adama geri dönücek olursak iki saattir sesimi bile yükseltmeden tüm kanıtlarımı onun karşısına koymuş suçunuitiraf etmesini bekliyordum. Ama etmiyorfu ve ben artık sinirimi saklayamayacak dereceye gelmiştim.

Sorgu odasındaki cama doğru gittim. Camı iki kez tıklattım, bu ekibimle aramda bir şifreydi, iki kere tıklatmak kameraları kapat demekti. Kameranın ışıkları söndüğünde derin bir nefes verdim.

'Noluyo amir beni bırakmaları için işaret mi verdin?' dedi ağzındaki sakızı iğrenç bir şekilde çiğneyerek.

'Bak şimdi gerizekâlı.' dedim ve avuçlarımı masanın üzerine koydum.

Kontrolü kaybetmemek için kendimi kendimi tutuyordum, ama olmuyordu. Tüm sinir hücrelerim bir anda çalışıyordu.

'Baktım amir.' dedi o ağzındaki sakızı daha çok çiğneyerek.

'Bana aşıksın bence her hafta çağırıyorsun.' dediğinde gülümsedim.

'Hıhı.' dedim biraz yaklaşıp.

Sonra ipler koptu. Bir yumruğum ile sandalyesinden yere düştü. Hızlıca onu yakalarından tutup duvara yasladım.

'İlla deli edeceksin beni dimi illa.' dedim.

'Sert seviyorum bilirsin.' dediğinde bir tane yumruk atıp bir daha yere düşmesini sağladım. Ağzından kanlar akarken tekrar yakasından tuttum. Elime kan bulaşmıştı.

'Senin hemen şuan kırılmadık kemiğini bırakmayabilirim ama dua et mesleğimi seviyorum ve bir misafirim var.' dedim adamı yakasından bırakıp.

'Aldatacaksın beni yani.' dedi yüzü kıpkırmızı iken.

'Ya sabır ya sabır.' dedim ve adamı bir daha yakasından tutup yere çakılmasını sağladım.

Derin bir nefes aldım ve sorgu odasından çıktım. Ekibimden Mert'e işaret yaptım.

'Bir daha beni sorguya yazarsan ya o odaya iki kişi girip tek kişi çıkıcam yada iki kişi girip 3 kişi çıkıcam.' dedim sinirle.

'İddialı sözler bunlar.' dedi arkamdan gelen o tatlı ses.

'Misafirin var amirim, ben hallederim adamı.' dedi ve sırıtmamaya çalışarak sorgu odasına doğru gitti Mert.

Arkama döndüm, İdil karşımdaydı.

'Hoş geldin.' dedim güler bir yüzle.

Elime bulaşan kanın gözükmemesi için onun sırtına dokundum ve odamı işaret ettim. Elimden irkildiğinde elimi biraz çektim ve sadece arkasında, vücuduna değdirmeden  tuttum elimi.

Kimsin Sen? || Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin