20

438 22 28
                                    

Uyandığımda Hazar'a hak vermiştim bu koştuk gerçekten rahatsız ediciydi, belim tutulmuştu.

Yatağın üstündeki çarşafları topladıktan sonra üstümdekilere baktım. Hazar'ın kıyafetleri vardı ama çıkartıp kendiminkileri de giymek istemedim.

Salonun kilidini açtım ve koridorda sessizce yürüdüm. Eğer uyanmadıysa Hazar'ı uyandırmak istememiştim.

Dış kapının önünde mutfak vardı ama benim aradığım şey tuvaletti. Koridorun sonunda üç oda vardı. Hangi oda tuvaletti çok güzel soruydu.

'Günaydıın.' dedi sağımdan gelen sesi ile Hazar.

'Günaydın?' dedim sorar gibi.

Sonra sağ kapı açıldı. O oda mini bir spor salonu gibiydi. Ve şuan önümdeki Hazar'da fazla iyiydi. Üstünde kolsuz koyu gri bir tişört vardı altında da siyah bir şort vardı. Kol kaslarının büyüklüğü beni büyülemişti biraz.

'Eee şey.'  dedim aptal bir acemilikle, sanki ilk defa kol kası görüyordum.

'Tuvalet nerde?' diye sordum.

'Hemen önünde.' dedi.

'Şurdaki işim bitsin hemen geliyorum.' Diye ekledi.

'Tuvalete mi?' dedim şaşkınlıkla.

Gülümsedi dudaklarını birbirine bastırıp kaşlarını çattı.

'Hayır, kahvaltı hazırlamaya.' dedi.

Daha fazla rezil olmamak için hızlıca kendimi tuvalete attım. Aynada kendimle göz göze gelince karnıma bir yumruk geçirmek istedim. Bir insan nasıl bu kadar salak olabilirdi, hani nasıl?

Lavabodan soğuk suyu açıp hızlıca yüzümü yıkadım. 'Biraz ayılmışımdır inşallah.' diyerek yüzümü kurulayıp tuvaletten çıktım.

Tekrar salona doğru ilerlediğimde Hazar hala spor odasındaydı. Çantamdan mandal tokamı alıp saçımı yarım at kuyruğu yapıp sabitledim. Mutfağa girdiğimde Hazar'da lavaboya girdi.

Mutfakta şöyle bir gözümü gezdirdim. Geneline beyaz rengin hakim olduğu bu mutfak küçük olmasına rağmen ferahtı. Önce pencereyi açıp mutfağı havalandırdım. Sonra sanki benim mutfağımmış rahatlığıyla buzdolabından birkaç kahvaltılık çıkardım.

Bu sırada Hazar tuvaletten çıktı ve mutfağa doğru geldi.

'Yalnız bizde misafir çalıştırılmaz.' dedi. Mutfağın kapısına yaslanmıştı ona doğru döndüm.

'Nasıl ya?' dedim dudağımı büzüp gözlerimi kısarak.

'Öyle ya.' dedi beni taklit edip dudağını büzdü.

Buzdolabından bir şeyler çıkartırken onu izledim.

'Hadi kış kış.' dedi bana.

Ellerimi yukarı kaldırıp teslim olma işareti yaptım. Sonra kahvaltılıkları çıkardığım masanın sandalyesinden birini çekip oturdum.

'Krep seversin dimi?' diye sordu bana bakıp.

'Hıhı.' diye cevapladım.

Yumurtaları kırıp çırpmaya başladı.

'Halis mıhlama yapmak isterdim ama maalesef unumuz bitti.' dedi.

'Bir sonraki sefere artık.' diye ekledi.

'Önemli değil.' dedim.

'Ablana ayıp oldu sanki.' dedim.

'Aradı beni sen sorgudayken ben çok detaya girmeden anlattım. Çok ta ayıp olmadı yani.' dedi.

Kimsin Sen? || Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin