Dönüş (Melez Efsanesi)

İntikam

Kurt Prens'in bana ay taşı kolyesini vermesinden bir hafta geçti ben hala o kolyeyi takmadım Eğer takarsam kurt Prens ile mühürümüz sonsuza dek bağlanacaktı. Elis'in okulu tatil olmuştu iki ay sonra okulun düzenlediği kamp olacaktı Elis bunun için çok heyecanlıydı ben onun gitmesini hala istemiyordum ama onu kısıtlamayacaktım. Ne isterse onu yapmaya çalışıyordum. Bugünde onunla alışverişe gidecektik . Ben kahvaltı masasında her zamanki gibi küçük cadıyı bekliyordum. Biraz geç oldu ama sonunda geldi. kahvaltımızı yaptıktan sonra dışarı çıktık. Ben arabayı garajdan çıkarmak için arka bahçeye gittim Elis ağaçtaki salıncakta sallanıyordu. Arka bahçeye ulaştığımda garaj kapısını açtım ve arbayı çıkardım aynı şekilde yine kapatıp Elis'in yanına gittim. Elis arabaya atladı ve şehre indik. Neden bilmiyorum ama takip ediliyormuş hissi vardı üzerimde yakınlarda hiç ilginç birşey yoktu yinede dikkat etmem gerekiyordu. Ben düşüncelere dalmıştım yine Elis bağırıdı .
-Sen ne düşünüyorsun yine.
Ben etrafa baktım.
-Daha alışveriş merkezine gelmedik ne istiyorsun?
Elis parmağıyla bir yer işaret etti.
-Abla bak bu benim en sevdiğim pastane gidip pasta yiyelim lütfen.
Ben elimi başıma götürdüm" o kadar bağırdın bunun için miydi? " dedim kendi kendime ve arbayı o tarafa sürdüm . Pastanenin sol tarafına park ettim arabayı ve içeri girdik . Ormana bakan bir pencerenin yanına oturduk. Ben yine düşüncelere dalmıştım bunu bozan her zamanki gibi Elis oldu.
-Abla sen nereye daldın yine. Yoksa Prens'ini mi düşünüyorsun.
Sinirimi bozmuştu bu kelimesi ben ona bakmadan garson çağırdım. Siparişlerimizi verdik ben birtek su istemiştim Elis ise Dondurma istemişti.
Benim aklımda hala ay taşı kolyesi vardı o sırada Elis'in sesini duydum .
-Abla ben bitirdim hesabı ödeyelim de gidelim.
Hesabı istedim garson biraz gecikti ama geldi ve masanın üzerine hesap miktarının yazdığı fişi koydu benim elimde bir kağıt verdi. Ben ne olduğunu anlamadım hesabı ödeyip arabaya doğru gittik Elis arabaya bindi, ben kağıtta ne yazdığını  merak ettim ve açıp okudum kağıtta şöyle yazıyordu:
Sana senle konuşmak istediğimi söyledim ama sen gelmedin. Bununla yetinmeyip sarayımda yangın çıkardın. Lia kendi sonunu sen hazırlıyorsun. Tarafını seç"Savaşa hazırlan" yaptığın herşeyden haberim var Kurt Prens'e fazla güvenme senin sonunu o getirecek.  İntikam Lia intikam...
(Mektubu okuduktan sonra mektup kendi kendine alev aldı. Bunu düşünmemeye çalıştım.Ben takip edildiğimi biliyordum.) Bozuntuya vermedim ve arabaya tekrar bindim. Alışveriş merkezine doğru yola çıktık. Alışveriş merkezine vardığımızda Elis bana şeytani bir şekilde bakıyordu . Ben ne istiyorsun der gibi bakış attım.
-Hadi melez düş önüme .
Dedi ve kahkaha attı.
Ben birşey anlamadan onu takip ettim. Alışverişe başladık ama geldiğime pişman oldum . Çünkü ne kadar çirkin kıyafet varsa onu seçip bana denetiyordu. Kalbini kırmak istemediğim için ne seçtiyse giydim. Son olarak üzerime siyah  boyu dize kadar straplez bir elbise vardı.(Elbise hoşuma gitti siyahı seviyordum.) Ben kendime  hiç birşey almadım ama o siyah elbiseyi ayırttım birdaha gelirsem alacaktım Elis işini bitirdi. Dışarı çıkacakken elektirikler kesildi göz gözü görmüyordu. Yaptığım ilk şey Elis'in elinden tutmaktı. Birşeyler ters gidiyordu diye düşünürken insanlar bağırmaya başladı. Hissettiğim tek şey vampirler , vampirler şehre inmişti hayır bu olamaz. Vampirler anlaşmayı bozmuştu ve insanlara saldırıyorlardı. Elis'in elini sıkıca tutup ve kapıyı bulmaya çalıştım.  İnsan vücuduyla birşey göremiyordum Zaten elektirkler kesikti. Kurd'a dönüşmek için boş olduğunu düşündüğüm bir koridora geçtim koridorun sonuna geldik Elis korkmuştu bunu hissediyordum oda elimi sıkıca tutmuş bırkamıyordu. Dönüşmek için hazırdım ama ......Kurtların burada ne işi vardı dönüşmeme izin vermiyordu kurt prens (Gordon)  bir benim elimi birde Elis'in elini tutup sürüklemeye başladılar. Neler oluyor burda demeye bile fırsat yoktu.