Yalnız kurt

26 4 0
                                    

Denizin ortasında saatlerce oturmuştum . Gelip soran olmamıştı. Büyücünün ne planladığından hiç kimsenin haberi yoktu. Hiç kimseye söylemeyecektim bunu hak ettiler. Deniz kızlarına saatlerce bakmıştım. Huzurumu kan içme isteğim bozmuştu. Vücudum bana ihanet edip beynimden alakasız hareket etmeye başladı. Ormanın girişine geldiğimde yoğun insan kanı kokusu aldım. Hayır bunu yapamazdım masum bir insana zarar veremezdim. İnsanların olduğu yere yakın olan ağaçlardan birine tırmandım ve onları izlemeye başladım. Bunlar avcılardı yanlızca birine ihtiyacım vardı. Uygun zamanı bekledim . Biraz bekledikten sonra beynime söz geçiremeden onlara saldırdım yaşlı bir adamı ısırdım. İnsan kanı içmeyeli uzun zaman olmuştu geri dönüşüm muhteşem oldu. Beklemediğim sırada bir çığlık sesi duydum sesin geldiği yöne koştum. Hissede bildiğim tek şey insan kanı kokusuydu buna aldırmadan sese odaklandım. Sesin geldiği yere vardığımda bir vampiri tuzağa yakalanmışken gördüm. Bir saniye ben bu kadını tanıyordum. Bu kadın babamın kaybolduğu gün penceremden sokağa baktığımda sokak lambasının altında gördüğüm kadındı. Bunun burada ne işi vardı. Zihnimin hapsinden çıktım ve kadına yaklaştım kadında beni tanımış gibiydi gözlerime bakıp.
-Yardım et.
Dedi. Kadın ayağından asılı kalmıştı ağaca biraz daha yaklaştım. Elimi uzattığımda elim yanmıştı bu avcıların vampirleri yok etmek için kullandıkları kutsal suydu buna nasıl dokunacaktım? Kadının gözlerinin içine baktım ve Kurd'a dönüştüm zincirleri güç kaybetmeden kırmıştım kadın serbest kaldı. Aşağı indiğinde bana söylediği tek şey.
-İntikam,mahşer savaşı, halkın, sarayın, krallığın.
Dedi birşey anlamadım. Konuşacağım zaman ortadan kayboldu. Bu ne demeye çalışmıştı yine beynim kalbimle bir savaşa girmişti. Beynimle olan savaşı her zamanki gibi kaybetmiştim. Kendimi toparlayıp Kurt sarayına gittim. Elis'i oradan alıp daha güvenli bir yere gitmeliyim. Zaman kaybetmeden saraya vardım. Elis taht odasında oturmuş diğerleriyle bir kitap inceliyordu. Kral ve kraliçeye selam verip Elis'in elinden tutup kapıya yöneldim. Elis beni durdurup.
-Abla nereye gidiyoruz ?
dedi.
Ben onun elini tutmaya devam ederken.
-Elis seni güvenli bir yere götüreceğim.
Dedim Elis elimi bırakıp.
-Abla ben seninle gelmiyorum istersen sen gidebilirsin.
Dedi ve benden uzaklaşıp büyücü kızın yanına gitti. Buna inanamdım o an kahin Gorki'nin dedikleri aklıma geldi. Kral ve kraliçeye dönüp.
-Efendim izninizle sizinle bir şey konuşmama gerek.
Dedim. Herkes şaşırmıştı.kral içeridekilerle dışarı çıkmalarını başıyla işaretledi herkes dışarı çıktı içeride ben, kral, kraliçe ve Gordon kalmıştık. Kral bana dönüp.
-Evet seni dinliyoruz .
Dedi bende kendimi toparladım ve Kahin Gorki'nin söylediği herşeyi anlattım son olarak büyücülerin düşüncelerini ekledim.
-Kral'ım büyücü kralı size ihanet ediyor. Vampirlerle iş birliği içinde.
Kral dediklerimden hiç hoşnut değildi .
-Sen kapa çeneni ve derhal çık buradan.
Kral bana inanmamıştı. Gordon gerçekleri biliyordu bana inanıyordu ona sende konuş der gibi başımı salladım.
-Baba Lia haklı bende onunla birlikteydim. Gördüğüm gibi Elis ondan ayrılmak istedi.
Kral bana hala sinirli bakıyordu. Orada daha fazla vakit kaybetmedim ve oradan ayrıldım kapının önünde Elis ile karşılaştım. Elis bensiz mutluydu sanırım Gorki haklıydı. Elis'in yanına gittim. Elimi yanağına koyup.
-Elis benimle gelmelisin sen tehlikedesin. Dedim. Elis elimi yanağından indirdi.
-Sen bir canavarsın senin yanında tehlikedeyim.
Bu sözler çok ağırdı Elis'i kaybedemezdim. Gözümden bir kaç damla yaş aktı Elis bana bakıp.
-Lia artık gözyaşlarına inanmıyorum .
Dedi. Bunu bütün Kraliyet duymuştu ben onların arasından geçip saraydan çıktım.
Ne yapacağımı bilmiyordum. Elis son umudumu da kaybettim....

Dönüş (Melez Efsanesi) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin