Kılıç, Ok ve Yay

5 1 0
                                    

Dün gece çok güzel uyumuştum. Sabah kimsenin beni uyandırmasına fırsat vermeden. Uyanıp banyoda ki günlük işlerimi bitirdim. Üzerime siyah bir pantolon ve sembolümün göründüğü siyah bir t-shirt giydim. Penceremden aşağıya baktığımda. Saray bahçesinde koşan askerler gördüm. Başlarında prens Gordon ve kardeşi Leonardo vardı. Bende onlara katılmak için penceremi açmıştım ki kapı çaldı. İçeriye benim yaşlarımda biri girdi. Sanırım bu sarayda görevliydi.ben kıza bakıp tebessüm ettim. Kızda aynı şekilde gülümsedi ve konuşmaya başladı.
-Kraliçem ben Lucy beni Prens Gordon size yardımıcı olmam için görevlendirdi. Size hizmet etmek benim için bir onurdur.
Dedi ben bu tarz kelimelerin kullanılmasına karşıydım .
-Öncelikle bana hizmet etmek değil. Ben bu tarz kelimelerden hoşlanmam eğer seninde bir ihtiyacın varsa benden çekinmene gerek yok.
Dedim. Bu dediğim onun hoşuna gitmişti ki Lucy gülümsedi. O sırada kapının arkasından bir alkış sesi duyuldu. İçeri giren büyücğ Kral'ın kızıydı. Her zamanki gibi yüzünde küstah gülümsemesi vardı.
-Ahhh çok duygusal. Seni türü bozuk kız kendini bu hayal dünyadına çok fazla kaptırdın. Ama ben seni bu hayal dünyasından uyandıracağım.
Dedi ve arkasına bakmadan gitti.
Ben Lucy'nin omuzuna dokundum ve kafamla dışarıyı işaret ettim. Lucy ile bahçenin yolunu tuttuk. Bahçeye vardığımızda kral, kraliçe, prenses Bella ve büyücü kralının ailesinin orada olduğunu farkettik. Onlara selam verdim ve Gordon'un yanına gittim. Gordon'un yanına vardığımda gözüyle sağ taraftaki Masayı işaret etti masanın üzerinde bir çok kılıç vardı. Ben kılıç yerine elime bir Yay ve ok çantasını aldım. Gordon'un yanına geri döndüğümde bütün askerler durmuş bize bakıyordu. Ok çantasını takmak için yayı Gordon'a verdim. Ok çantasını belime bağlayacağım an elimden kayıp düştü. Birden bir kadının kahkaha sesi duyuldu. Bu gülen Jennifer'dı bulunduğu masanın üzerinden bir elma alarak bana doğru bakıyordu. Aramızda 5 metrelik bir mesafe vardı ama onun o küstah bakışlarını görebiliyordum.
-Sayın kralım bu çantayı bile beline bağlayamayan türü belirsiz kız mı dünyayı kurtaracak?
Dedi  ve kahkaha atmaya devam etti ,ben buna sinrilenmiştim Gordon'un elinden yayı aldım ve yerden bir ok aldım. Oku yayın içine yerleştirdim. Elmayı ağzına götürmeye çalışırken oku serbest bıraktım ve ok yaydan çıktı ve hedefini tam orta yerinden vurmuştu. Sanırım hiç kimse benden bunu beklemiyordu. Jennifer bu durumdan irkilmişti ama duruşunu bozmadı . Bu jennifer'a güzel bir cevap oldu.
-Prenses jennifer çantayı düşürdüm doğru ama hiç kimse hedefimi vurmama engel olamaz..
Dedim. Bu sözüm üzerine sinirlendi ve oradan uzaklaştı. Gordon kulağıma yaklaşıp .
-Kraliçem bende bunu sizden beklemiştim.
Dedi ve saçımı okşadı . Ben bu hareketine anlam veremedim ama olsun. Ben olanlardan memnundum.Kurt kralı o sırada bize bakıyordu.
-Prenses lia ok atmakta kendini kanıtladın şimdi birde kılıçta görelim.
Dedi. Kral'ın bunu demesiyle askerler meydanı boşalttı ortada ben birde prens Leonardo kaldık. Gordon elime bir kılıç verdi ve oradan uzaklaştı. Ben etrafa odaklanmışken bir kurt sesi duyuldu. Ben ona dalmışken Leonardo saldırıya geçti. Kılıcı hafif kolumu sıyırmıştı sanırım ama başlamıştık. Ben çevik hareketlerle onun kılıç hamlelerinden kurtuldum. Onun boş bir anını yakalayarak küçük bir sarmaşık yardımıyla onu bir tarafa kılıcını başka bir tarafa savurdum. Bunu beklememişti.
Bana bakarak
-Sen hile yaptın.kuralları çiğnedin.
Dedi. Ben ona şaşkın bir şekilde bakıp.
-Prensim savaşta hile yaptın mı diyeceksin. Ayrıca kural çiğnemedim seni şaşırttım.
Dedim. Kurt kral halinden memnundu.
-Leonardo prenses Lia haklı savaşta hile yok sadece kazanan ve kaybeden var.
Dedi kurt kral. Kral'ın bu sözünden sonra ben Elis'i çok özlediğimi fark ettim. Kral'dan izin isteyerek saraydan ayrıldım.Gordon peşimden geldi oyundan arkasında Leonardo vardı.

Dönüş (Melez Efsanesi) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin